Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), idaresinde olan Yenibosna Cemevi’nin elektrik giderlerinin devlet tarafından karşılanması talebi “Alevilik bir din değil, Cemevleri ibadethane değil” tespitiyle reddedilen Cem Vakfı’nın yaptığı başvuruyla Türkiye’yi mahkum etti.
AİHM, bugün (2 Aralık) aldığı kararda, Ağustos 2006’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na iletilen talebe ret yanıtı verilmesi, yapılan itirazın da 27 Mayıs 2008 tarihinde Beyoğlu Mahkemesi’nin geri çevrilmesinin, “inanç özgürlüğünün bir ihlali” ve “ayrımcılık” olduğu sonucuna vardı.
AİHM: İnanç temelli bir ayrımcılık gözlemliyoruz
AİHM, Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı adına yapılan başvuruyla ilgili kararında “Başvuru vakfın karşılaştığı farklı muamele objektif olmadığı gibi makul da değil. Mahkeme olarak, elektrik faturaların ödenmesi bakımından inanç mekanlarına getirilen muafiyet rejiminde inanç temelli bir ayrımcılık gözlemliyoruz” tespitinde bulundu.
Cemevi’ne gelince elektrik paralı
Başvuru tarihine kadar Cemevi ve ek hizmetler karşılığında 668 bin 012 TL tutarında (o dönemki kura göre 289 bin 182 avro) bir elektrik fatura ödemesi birikmişti. Bu tutarın Cami giderleri örneğinde olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı fonundan karşılanması yönünde yapılan tüm girişimler, 2009 yılında Yargıtay onama kararına dek reddedildi.
Hem ayrımcılık hem inancın özgürlüğünün ihlali
AİHM’de Bölüm Başkanı seçilen Türkiye’den yargıç Işıl Karakaş’ın temsilcisi olduğu heyet, 32093/10 sayılı dilekçeyle ilgili olarak Türkiye’nin oybirliğiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “ayrımcılık yasağı”nı öngören 14. maddesinin ve bununla bağlantılı olarak da “inanç özgürlüğünü” güvence altına alan 9. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi.
AİHM, öngörülecek tazminata dair 41. maddenin uygulanmasını ileri bir tarihe bıraktı.