“10 yaşındaki İ. ve ailesi iki yıl önce Halep'ten kaçıp Kilis’teki bir çimento deposuna sığındı. Hayatta kalmak için babasıyla birlikte çöplerden plastik topluyor. Her sabah 06:00'da uyanıp yollara düşüyorlar. İ., bazı günler imamdan okuma ve yazma öğrenmek için vakti kaldığını söyledi. Ailedeki diğer dokuz çocuk da İ. gibi okula gitmiyor. Plastik toplayarak günde kazandıkları 5-10 lirayla tüm aile geçinmeye çalışıyorlar. Kaldıkları yerde ısıtma, banyo, tuvalet ve mutfak yok.”
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Suriyeli mültecilerle ilgili raporlarını açıklarken, bir ailenin durumunu böyle anlattı.
Af Örgütü, “Hayatta Kalma Mücadelesi, Türkiye’deki Suriye’den Gelen Mülteciler” başlıklı raporunu bugün Galatasaray’daki Aynalı Geçit’te düzenlediği toplantıyla açıkladı. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Begüm Başdaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda, Gardner’in yanı sıra Türkiye Şubesi Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ söz aldı.
Başdaş raporun, son 3,5 yılda Türkiye’ye gelen 1,6 milyon Suriyeli mültecinin durumunu belgelediğini ve uluslararası toplumun sorumluluk almaktaki yetersizliğine dikkat çektiğini ifade etti.
Şartlı mülteci statüsü
Volkan Görendağ, Suriyeli mültecilerin hukuki durumunu anlattı:
“Türkiye 1952 tarihli Cenevre Sözleşmesi gereği sadece Avrupa’dan gelenleri ‘mülteci’ statüsünde kabul edebiliyor. Avrupa dışından gelenlere ise 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu gereği “şartlı mülteci” statüsü verilebilecek.”
“İltica ve göç alanını düzenleyen ilk kapsamlı yasal düzenleme olan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) 11 Nisan 2013’te çıkarıldı, 12 Nisan 2014’te yürürlüğe girdi.”
“31 Ekim 2014’te de ‘Geçici Koruma Yönetmeliği’ Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikle de geçici koruma statüsü verildi.”
Sağlık hizmetine erişmek zor
“Türkiye yetkililerine kayıt olan tüm Suriyeliler için teorik olarak güvence altına alınan ve bu açıdan iyi örnek teşkil eden sağlık hizmetlerine ücretsiz erişim tam olarak uygulanmıyor.”
“18 Ocak 2013 itibariyle sınır illerinde yaşayan tüm Suriyeli mültecilere ücretsiz olarak sağlık hizmetine erişim hakkı verildi. Bu hak, 9 Eylül 2013'te ülkede yaşayan tüm Suriyeli mültecileri içerecek şekilde genişletildi. Ancak kayıt zorunluluğu getirildi.”
Ancak Görendağ, mültecilerin bu hakka ulaşmasında problemler bulunduğunu, çünkü mültecilerin yarısının kayıtsız olduğunu, kayıtlı olanların da bunu belgeleyecek bir kimlik kartından yoksun olduklarını dile getirdi.
“İlaç alımı ve katkı payı uygulaması da problem yaratıyor. Kronik hastalığı olanların durumu daha da zor.”
Gardner: Hiçbir hakları yok
Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner söze, “Son 40 yıldır gördüğümüz en derin mülteci krizi” diye başladı.
Araştırmaya 18 ay önce başladıklarını ve 300 mülteciyle görüştüklerini anlatan Gardner, Türkiye’nin tüm çabalarına rağmen durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini ifade etti.
“Yaklaşık 1,6 milyon mültecinin 1,4 milyonu kamplar dışında yaşıyor. AFAD da mültecilerin yüzde 85’inin kamplar dışında yaşadığını açıkladı.”
“Uygun barınma, yemek ve hatta temiz suya ulaşımları yok. İnsani koşullardan uzaklar. Bugün Türkiyeli komşularından yemek yardımı alsalar da yarın karınlarının dyup doymayacağını bilmiyorlar.”
“Çoğunun hiçbir barınağı yok, parklarda, battaniyelerle yaşamaya çalışıyorlar. Sosyal ve ekonomik hiçbir hakları yok.”
“Eğitim alabilen çocuklar yüzde 10’un altında. Bu, bütün bir jenerasyon demek. Gelecekte herkesi ilgilendiren büyük bir etki yaratacak.”
“Bu rapor, uluslararası topluma acil bir çağrıdır. Mültecilerin Türkiye’deki durumunu iyileştirmek için uluslararası yardım gerekiyor. Özellikle Kuzey Amerika, Avrupa Birliği’ne sesleniyoruz. Şimdiye dek sadece Almanya kayda değer sayıda mülteci kabul etti.”
“Türkiye, Suriye'den gelen yüz binlerce mültecinin en basit ihtiyaçlarını bile karşılama konusunda çırpınıyor. Bunun sonucunda da sınırı geçmeyi başarmış olanların çoğu yoksulluk içinde bir hayatla baş başa kalıyor.”
“Uluslararası toplumun sağladığı insani yardım acınası bir şekilde yetersiz kaldı ama Türkiye'nin de yardımı talep edip buna olanak sağlamak için daha fazlasını yapması gerekiyor.” (AS)
Raporda ne var, nasıl hazırlandı? |
Rapor kamp dışındaki Suriyeli mültecilere odaklanıyor. Rapordaki kişilerin büyük bir kısmının ismi, kimliklerini korumak amacıyla gizli tutuldu veya değiştirildi. Rapor, Af Örgütü tarafından Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ve Ekim 2014 tarihlerinde Türkiye'de gerçekleştirilen araştırmalarda elde edilen bilgilere dayanıyor. Örgüt heyeti, İstanbul, Ankara, Antep, Hatay, Kilis, Mardin ve Urfa'da araştırma yaptı, aralarında Suriye vatandaşları ve Filistinlilerin bulunduğu Suriye'den gelen 300 kadar mülteciyle bireysel ve grup mülakatları gerçekleştirdi. Ayrıca AFAD, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı temsilcileri ve Urfa Valisi ile de görüştüler. Heyetin Yabancılar Şubesi ile görüşme çabaları ise herhangi bir sonuç vermedi. |
Kampların durumu |
Suriyeli mültecilerin Türkiye'ye ilk giriş yapmaya başladığı tarih olan Nisan 2011'in neredeyse hemen ardından hükümet, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nı (AFAD) Suriyeli mültecilerden sorumlu kurum olarak belirledi ve Ekim 2011 itibariyle sekiz kamp kuruldu. Şu anda toplam 220 binden fazla mülteciyi barındıran 22 kamp var ve burada bulunan kişilere gıda ve temel hizmetlere erişim sağlanıyor. Ancak kamplar dolu olduğundan Suriyeli mültecilerin çok büyük bir bölümü kamp dışında yaşıyor. Her ne kadar çok sayıda diğer uluslararası ve ulusal düzeydeki sivil toplum örgütünün yanı sıra Uluslararası Af Örgütü'ne de mülteci kamplarına girme izni verilmemiş olsa da, Suriyeli mülteciler ve diğer güvenilir kaynaklar, kamplardaki fiziki koşulların iyi olduğunu teyit ediyor. |
Rakamlar |
* Türkiye, Suriye'deki şiddet, zulüm ve diğer insan hakları ihlallerinden kaçan 3.2 milyon kadın, erkek ve çocuğun yarısına ev sahipliği yapıyor. * Türkiye'de bulunan, 1.6 milyon Suriyeli mültecinin sadece 220 bini iyi olanaklara sahip 22 kampta yaşıyor. * 1.3 milyondan fazla mülteci kendilerini korumak için bir başına bırakılmış durumda. * Kampların dışındaki Suriye'den gelen mültecilerin sadece yüzde 15'i insani yardım kuruluşlarından ya da ajanslarından yardım alıyor. * Şu ana kadar mülteci krizi ile ilgili Türkiye 4 milyar ABD Doları harcadı. * 2014'ün sonuna kadar, uluslararası bağışçılar, Birleşmiş Milletler'in Suriye için bölgesel fonlama çağrısından Türkiye'ye ayrılan 497 milyon Dolar'ın sadece yüzde 28'ini üstlendi. * Ekim 2014 tarihi itibariyle, Lübnan'da kayıtlı 1,13 milyon, Ürdün'de 619 bin, Suriyeli mülteci var. |
Yoksulluk |
* Kaynak yetersizliği birçok Suriyeli mülteciyi boş binalarda veya açıkta kalmak gibi ağır şartlarda yaşamaya zorluyor; * Suriye'den gelen mültecilerin hukuki olarak çalışmalarına izin verilmiyor. Düzensiz işler, onları işverenlerin sömürüsüne karşı savunmasız bırakıyor; * Düzensiz olarak çalışabildikleri işlerde Suriye'den gelen mülteciler ya maaşlarını alamıyor ya da aldıkları maaş yeterli yaşam standartlarına erişebilmelerine olanak vermiyor; * Kamp dışındaki Suriyeli mültecilerin barınma ihtiyaçları genellikle karşılanmıyor ve birçoğu yetersiz veya insanlık dışı sayılacak koşullarda barınıyor; * Kamp dışındaki Suriyeli çocukların büyük çoğunluğu eğitime erişemiyor. Bazıları ailelerini desteklemek için çalışmak zorunda kalıyor. |