Bu hafta Cumartesi Anneleri/İnsanları, 11 Ağustos 1996 sabahı evlerinden araçlarıyla çıkıp bir daha dönmeyen Hüseyin Saçakldır (50) ve Hasan Saçaklıdır(48) kardeşler için bir araya geldi.
489. haftada 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, yine 1995’te gözaltında kaybedilen ve cesedi bulunan Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak söz aldı.
18 yıldır akıbetleri belli olmayan Hüseyin ve Hasan Saçaklıdır’ın hikayesini ise, kayıp yakınları adına Cumartesi İnsanları’ndan Selah Özakın, Hüseyin Saçaklıdır’ın oğlu Muhammed Saçaklıdır’ın yollamış olduğu mektuptan bir bölüm paylaştı.
Şengal,1990’lı yılları hatırlatıyor
Gözatında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun Kürtçe yaptığı konuşmasında Şengal’de yaşanılan katliamın, vahşetin kendisine 1994-1995’te yaşadıklarını hatırlattığını söyledi. Bugün Ezidilerin yaşadıklarına bakınca kendi köylerinin Türk askerleri tarafından nasıl talan edildiğini, yıkıldığını hatırladığını ifade eden Tosun, Kürtlerin taleplerinin sadece kendi anadillerini konuşmak ve kültürlerini özgürce yaşamak olduğunu söyledi ve ekledi:
“Şengal’e bakınca içim yanıyor. O kadınlar, çocuklar açlıktan ve susuzluktan ölüyor. Katliamlar yapılıyor ama insanlar sadece seyrediyor. Bu nasıl insanlık? Ben insanım diyen herkes bu vahşete dur demeli. Vicdanı olan bunlara göz yumamaz.”
Saçaklıdır kardeşlerinin kaybedilişi
Hasan Saçaklıdır ve Hüseyin Saçaklıdır Silvan’da yaşıyorlardı. Pamuk ticaretiyle uğraşan kardeşlerden Hüseyin Saçaklıdır, Silvan’da Refah Partisi (RP) belediye meclis üyesiydi.
Saçaklıdır kardeşler, her sabah olduğu gibi 11 Ağustos 1996 sabahında da 73 AC 511 plakalı otomobilleriyle Diyarbakır’a gitmek için yola çıktılar. Akşam Hasan ve Hüseyin Saçaklıdır eve dönmeyince ailesi meraklandı.
Başsavcılık, dilekçeyi işleme almadı
Aradan beş gün geçtikten sonra, başlarına bir olay geldiğini düşünen Saçaklıdır ailesi, Silvan Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçeyle başvurdu. Silvan Savcılığı, Saçaklıdır ailesinin verdiği dilekçeyi dört yıl boyunca işleme bile almadı. Aile, Saçaklıdır kardeşlerin akıbetleri hakkında dört yıl boyunca hiçbir bilgi alamadı.
Muhammed Saçaklıdır: Türkiye’de adalet ve hukuku iğneyle arıyoruz
Savcılık, 2000’de dilekçeyi işleme koyabildi. Muhammed Saçaklıdır mektubunda, adaletin ve hukukun iğneyle arandığı bu ülkede babası ve amcası gibi kayıpların akıbetlerinin yıllardır açığa çıkmadığını vurguladı. Verilen hukuk mücadelesine rağmen Hüseyin ve Hasan Saçaklıdır akıbetleri hakkında 18 yıldır hiçbir ipucuna rastlanılmadı.
Hüseyin ve Hasan Saçaklıdır2a ait araba, kaybedilişlerinden 18 gün sonra, 17 Ağustos 1996’da Dicle Tıp Fakültesi Acil Servisindeki polis noktasının önünde terk edilmiş halde bulundu. Araçtan parmak izi ve polis noktasından kamera görüntüleri alındı; ancak etkin bir soruşturulma yapılmadı. Tüm yasal yolları zorlayan aile son çare olarak Başbakanlığa başvurdu ama başvuruları “Olayın araştırılması için yeterli bilgi yoktur” denilerek geçiştirildi.
Saçaklıdır kardeşlerin akıbetini her hükümet karanlıkta bırakıyor
Basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Cumartesi İnsanları’ndan Ebru Kaya okudu.
“1990’larda Diyarbakır’ın Silvan İlçesi Hizbullah ve JİTEM’in önemli merkezlerinden biriydi. Hizbullah’ın ana karargahı Silvan’ın Susa köyündeydi. JİTEM de karargah olarak Silvan Alay Komutanlığı ve İlçe Jandarma Komutanlığı kullanıyordu. Silvan’da insanlar, bu suç örgütü eliyle sistematik devlet terörünün hedefi haline geldi. Küçük bir ilçede yüzlerce insan devletin yargısız infaz ve zorla kaybetme politikasının kurbanı oldu. “
“50 yaşındaki Hüseyin Saçaklıdır Silvan’da Refah Partisi belediye meclis üyesiydi”
“Hasan ve Hüseyin Saçaklıdır, kendi partilerinin iktidarında kaybedildiler. Kendi partilerinin devamcısı olan AKP iktidarında da Saçaklıdır kardeşlerin akıbetleri karanlıkta bırakılıyor.”
“Başbakan Erdoğan’a sesleniyoruz. Benim iktidarımda olmadı diyerek sorumluluktan kaçamazsınız. Hüseyin ve Hasan Saçaklıdır’ın 18 yıldır gizlenen akıbetinin 12 yılı sizin iktidarınızda geçti.” (GA/EKN)