12 Eylül davası kapsamında yargılanan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapis cezasına çarptırılmasını 1979’da cezaevine giren ve 32 yılı cezaevinde geçirdikten sonra 30 Nisan 2013’te özgürlüğüne kavuşan Tahir Canan’la konuştuk.
Cezaevinden çıktıktan sonra 12 Eylül davasının tüm duruşmalarını takip eden ve bugün de kararı veren 10. Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’nde olan Canan, bianet’e yaptığı değerlendirmede iki yaşlı generale hapis cezası verilerek darbeyle yüzleşilemeyeceğini ancak gerçek yüzleşme için ilk adım olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
İş çevrelerinin sorumluluğu
“Geri planda olan dönemin valileri, emniyet müdürleri, işkencecileri ve özellikle iş çevrelerinin de yargı önüne çıkması gerekir.
“12 Eylül'ün gelmesini esas olarak iş çevreleri hazırladı. Mesela Halit Narin işçiler için ‘Bu zamana kadar bizim anamız ağladı, bundan sonra sizin ananız ağlayacak’ demişti. Bugün gelinen noktada işçi sınıfının yüzde 2,5 gibi bir kısmı sendikal olarak örgütlüyse, bu durum işçilerin ‘anasının ağlatıldığının’ en net göstergesidir.
12 Eylül ve kontrgerilla
“12 Eylül'le yüzleşilmedi, sadece bir adım atıldı. Yüzleşmenin ilk adımı olarak değerlendirebiliriz. Bunlara ceza çıkması, 12 Eylül'ün Milli Güvenlik Kurulu (MGK), kontrgerilla gibi yapılarının dağıtılmasına yol açabilir.
“Kontrgerilla örgütlenmesi, 12 Eylül'ün hazırlanması için ve sonrasında önemli görevler üstlendi. Bu ülkede 17 bin faili meçhulden söz ediyorsak bu kontrgerillanın işidir.
Devlet vs insan
“Şahinkaya ve Evren, işkenceler, insanların yaşadıkları hak mağduriyetleri, idamlar ve haksız cezalandırmalar, çalınan hayatlar nedeniyle cezaya çarptırılmadı. Sadece anayasayı ilgaya yönelik olarak ceza verildi.
“12 Eylül'ün olumsuzluklarını yaşayan insanlar için değil, devlet düşünülerek bu karar verildi.
İşkence dosyaları ne olacak?
“Bu dava bittikten sonra işkenceciler hakkında bir dava açılacağı söyleniyor. Ama bu ne kadar yerini bulacak bilmiyorum.
“Mesela ben işkence gördüğümü defalarca anlatmama rağmen yeteri kadar delil bulunamadığını söylediler.
“Geriye dönük işkence raporu hazırlatmayanlar, hiç işkence raporu olmayanlar ve işkence raporu olanlar ama bu raporları zamanaşımı nedeniyle geçersiz olanlar var. Yani bir sürü karışıklık söz konusu.
“Ne sonuç çıkar bilmiyorum. Sanırım tüm başvurular için ‘yeteri kadar delil bulunamadı’ diyecekler ve dosyaları iç hukukta kapatacaklar.” (EKN)