Polisin vurarak öldürdüğü Ethem Sarısülük’ün kardeşleri Cem ve İkrar Sarısülük hakkında, “polise mukavemet ettikleri ve kamu malına zarar verdikleri” gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
Ethem Sarısülük’ü vuran polis Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davanın 28 Ekim 2013’te görülen ikinci duruşmasında herhangi bir ilerleme kaydedilemedi. Adliye çıkışında duruma tepki gösterenlere de polis, biber gazı ve tazyikli suyla saldırdı. Çıkan olaylarda adliyenin camı kırıldı.
“Nefsi müdafaa” yaptığı ileri sürülen polis Şahbaz duruşmalara gelmezken, Ethem Sarısülük ailesi taş atmak ve camları kırmakla suçlandı.
“Önce polis saldırdı”
Ethem Sarısülük’ün kardeşi İkrar Sarısülük, bugün savcılığa ifade vermek üzere Ankara Adliyesi’ndeydi, Savcı Kürşat Kayral’a şunları söyledi:
“Adliyenin Atatürk Bulvarı kapısından ailemle birlikte ayrılırken bir grup polisin hakaretlerine maruz kaldık, üzerimize gaz bombası attılar. Ben de hedef gözetmeden boşluğa taş attım. Adliyenin camının kırılmasıyla bir ilgim yok.”
“Tahammül sınırları aşıldı”
Avukatı Teoman Özkan da, İkrar Sarısülük’ün adliyenin camının kırmadığının kamera kayıtlarında açıkça görüldüğünü belirtti:
“Sarısülük ailesi soruşturma ve yargılama sürecinde sürekli polisin tehditlerine maruz kaldı. Mahkemenin, yargılamanın kapalı yapılacağı, sanığın duruşmaya getirilmeyeceği gibi kararları da ortam sürekli gerildi. Tahammül sınırları aşıldı.”
“Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada da hukuk ayaklar altına alındı, aile sürekli sanık avukatlarının ve polisin tacizlerine uğradı, yargılama yapılamadan duruşma sona erdi.”
“Duruşmayı izlemeye gelenler hukuktan beklentilerini tükettiler. Barışçıl sloganlarına polis biber gazı ve tazyikli suyla karşılık verdi. Polis, hem mahkeme salonunda hem dışarıda şiddet uyguladı.”
“Taş, meşru müdafaadır”
Avukat Özkan, şöyle devam etti:
“Polisin faşizan şiddeti karşısında göstericilerin yaralanan arkadaşlarını ve kendilerini korumak için ellerindeki tek araç taştı. Bu koşullar altında gaz bombasına karşı canlarını korumak için taş atmaktan daha meşru ve haklı bir davranış olamaz.”
“Yargı bu tür olayların üzerine giderken, polisin şiddetini görmezden geliyor. Polis şiddetine yargının kayıtsız kalması da muhaliflerin tepkisini artırıyor.”
“Cem ve İkrar Sarısülük de bu koşullar altında tepkilerini dile getirmek ve yakınlarını korumak için taş attılar. Kendilerini koruma refleksiyle hareket ettiler. Bu taşlar herhangi bir yaralanmaya neden olmadığı gibi mala zarar vermediği de görüntülerde açıkça görülüyor.”
Polis peruk taktı, hakim ve savcı uyudu
Ethem Sarısülük 1 Haziran’da Kızılay Meydanı’nda polis Ahmet Şahbaz tarafından başından vurularak öldürüldü. Olayla ilgili açılan davanın sadece ilk duruşmasına katılan polis Şahbaz makyaj ve perukla kılık değiştirmişti. Duruşma salonunda arbede çıktı. Duruşma yapılamadan ertelendi.
Polis Şahbaz ikinci duruşmaya gelmedi. Şahbaz’ın ifadesinin talimatla olaydan sonra tayin edildiği Urfa’da alınmasına karar veren Ankara 6. Ceza Mahkemesi’nin kararına göre, ifade sırasında Sarısülük ailesinin avukatlarının duruşmada bulunması da engellendi.
Sarısülük ailesinin avukatları, ifade verenin gerçekten sanık olup olmadığının belirlenemeyeceğini ve Şahbaz’a “gizli sanık” muamelesi yapıldığını söyleyerek itiraz etti. İtirazdan bir sonuç çıkmadı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Ethem Sarısülük’ün öldürülmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşmasında uyuyan savcı Mustafa Şahin ve Ankara 6. Ceza Mahkemesi heyeti üyesi Cevdet Bak hakkında inceleme başlattı.
Mahkeme heyeti üçüncü duruşma sonrasında davadan çekildi ancak talepleri reddedildi.
Davada hiçbir ilerleme kaydedilmezken, Ethem Sarısülük’ün polis tarafından öldürülmesine tepki için sokağa çıkanlar hakkında, “polise mukavemet”, “kamu malına zarar”, “polise hakaret suçlamalarıyla soruşturmalar başlatıldı.
Bu arada, polis Şahbaz’a ait olduğu öne sürülen bir video ortaya çıktı. Videodaki polis “Silahı çektim sıktım üç tane” diyor, arkadaşları onu susturmaya çalışıyor… (AS)