'Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet' suçundan altı ayrı iddianame hazırlayarak 137 kişi hakkında dava açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ' Kamu malına zarar verme', 'Görevli polise direnme' gibi suçlarda sürdürülen soruşturmaları tek bir soruşturma dosyasında birleştirildi.
Medyada yer alan haberlere göre soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde özel bir ekip kurularak olara ait görüntüler tek tek inceleniyor ve "şüpheli" tespit ediliyor. Şu anda tespit edilen şüpheli sayısı ise 800'ü geçmiş durumda.
Korkut: Toplu davalar insan hakları ihlallerine yol açıyor
bianet'e konuşan eski Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı ve Akil İnsanlar Marmara Bölge Üyesi Yard. Doç. Dr. Levent Korkut aynı eyleme katılmış bu kadar fazla sayıda insana tek dosya altında dava açmanın, dava başlamadan bir örgütü varsaymak olduğunu söyledi.
Türkiye'de toplu davaların tartışılması gerektiğini vurgulayan Korkut şöyle konuştu:
"Toplu davaların mercek altına alınması gerekiyor. Toplu dava demokratik hukuk devletinde olur mu, bu tartışılmalı. Bizde bu uygulama darbe dönemlerinden kalma.
"Bu örnekte toplu dava açılması demek başta örgüt olduğu varsayımında bulunmak anlamına geliyor. Oysa burada gösteriye katılan insanlar var. Eğer bu gösteride suç oluşturacak davranışlar varsa ayrı ayrı dava açılması gerekirdi.
"Burada iddianamenin ne olduğu da önemli. Türkiye'de savcıların hazırladığı iddianamelerin ancak yüzde kırkı başarılı oluyor. Yüzde altmış oranda dava beraat ile sonuçlanıyor. Bu ne demek, uzun tutukluluk süreleri, insan hakları ihlalleri demek."
Korkut yargıda mevcut toplu dava uygulamalarının insan hakları ihlallerine yol açtığını belirterek bu durumun Anayasa Mahkemesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gittiğini ve Türkiye'nin prestijini olumsuz etkilediğini ekledi. (EA)