Gazeteci örgütleri Gezi direnişinde polisin uyguladığı şiddeti, gazetecilerin direnişi haberleştirmelerine yönelik engellemeleri ve hükümetin basını hedef gösteren açıklamalarına tepki gösterdi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) bugün yaptığı açıklamasında polisin bazı gazetecileri Sarı Basın Kartı sahibi olmadığı gerekçesiyle engellenmesini protesto ederek “Polis gazeteciler üzerinden elini çekmelidir” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) direniş boyunca görevleri sebebiyle zarar gören ve gözaltına alınan gazetecilerin listesini açıkladı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ise medya kuruluşlarını, meslek ilkelerine uygun, sorumlu ve nitelikli yayıncılık yapmaya çağırdı.
ÇGD: Polis gazeteciler üzerinden elini çekmelidir.
“Ülkemizin çeşitli bölgelerinde özellikle, Ankara Kızılay’da ve İstanbul-Taksim bölgesinde meydana gelen olayları izlemekte olan gazeteciler güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kalmış, bazıları gözaltına alınmış, bir kısmı sert davranışlarla karşılaşmışlardır.
“Polisler, olayları izleyen gazetecilerden gözlerine kestirdiklerini gözaltına almıştır. Görevini yapmakta olan İMC Televizyonu editörü Gökhan Biçici’nin 5 polis tarafından dövülerek, yerlerde sürüklenerek ve kelepçe takılarak gözaltına alınması saklanamayacak şekilde görüntülerde yer almıştır. Bu polisler hakkında derhal soruşturma açılılıp, görevden el çektirilmelidir.
“İstanbul’da Beyoğlu bölgesinde bazı gazeteci arkadaşlarımızın gözaltına alınması, bazılarının görev yapmasının engellenmesi bu arkadaşlarımızın 'Sarı Basın Kartı' olmamasına bağlanmıştır. Bu kabul edilemez bir uygulamadır.
“Gazeteciler, sarı basın kartıyla gazeteci olmazlar. Gazeteciler, bir süredir devam eden polis saldırılarını halka duyurmasınlar diye hedef olmaktadır. Özellikle muhalif kurumlarda çalışan emekçilere yönelen saldırıların asıl hedefi özelde iletişim hakkı, genelde ise evrensel insan haklarıdır.
“Medya kuruluşlarında görev yapan, özellikle alanda çalışan gazeteciler, ya Sarı Basın Kartı ya da çalıştıkları kurumların tanıtma kartlarını taşırlar. Bu kişilerin hepsinin yaptığı görev aynıdır ve hepsi gazetecidir. Polisin, gazetecilerin taşıdıkları basın kartlarının hangi çeşit olduğunu sorgulama, ayırım yapma hakkı yoktur.
ÇGD olarak, iktidarı tüm yetkililerini gazetecilerin özgür çalışmalarını sağlamaya, yapay gerekçelerle gazetecilerin görev yapmalarını engellemekten vazgeçmeye davet ediyoruz. Gerçeklerin kamuoyuna yansıtılmasına engel olunmaması, basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması konusunda sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Polis gazeteciler üzerinden elini çekmelidir.
TGS: Gazeteciler sansürcü patronlarına karşı direnmeli
"İşçi sınıfının bir parçası olan basın emekçilerinin temsilcisi Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak, dün akşam Gezi Parkı'ndaki çadırlarda oturan ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu sivil yurttaşlara polis güçlerince yapılan acımasız saldırıyı kınıyoruz. Bu insanlık suçunun talimatını veren Başbakan tarih önünde sorumludur. Başbakanı, tüm uluslararası camiaya ve insanlığa şikayet ediyoruz.
"Gerçekleri sansürleyen, yönlendirici ve yanıltıcı yayınlarıyla siyasi iktidarın faşizan politikalarını gizleyen medya kuruluşlarını, bu insanlık suçuna daha fazla ortak olmamaya davet ediyoruz.
"Siyasi iktidarın propaganda aracı haline dönüştürülen medya kuruluşları, meslek örgütlerince yıllardır sürdürülen "basın özgürlüğü mücadelesine" destek vermiş olsalardı ve halkın kendisini ifade edebilmesine aracılık edebilmiş olsalardı, belki de bugünkü sosyal patlamalar yaşanmayacaktı. Medya kuruluşlarını, meslek ilkelerine uygun, sorumlu ve nitelikli yayıncılık yapmaya çağırıyoruz.
"Halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygı gösteren gazetecileri işten çıkaran, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskı ve tehditleri görmezden gelen, mesleki faaliyetlerinden dolayı hapiste olan yüzlerce gazetecinin ve basın emekçisinin "terörist" olarak suçlanmasına sesini çıkaramayan, basın özgürlüğü mücadelesini sansürleyen medya patronlarına karşı tüm basın emekçilerini direnmeye çağırıyoruz.
"Basın özgürlüğü mücadelesi için bedel ödeyen meslektaşlarımıza, ülkemizde uygulanan totaliter politikalarla yaratılan korku imparatorluğunu yıkan halkımıza karşı olan sorumluluğumuz gerçeklere kayıtsız kalmamamızı ve sesimizi daha çok yükseltmemizi gerektiriyor.
TGC: Başbakanı gazetecileri hedef göstermekten vazgeçsin
“Taksim Gezi Parkı’ndan başlayan ve Türkiye geneline yayılan olaylarda basın ve ifade özgürlüğünün cezalandırılması süreci devam etmektedir. Göstericilere yönelik orantısız şiddeti haberleştiren gazetecilerin çalışması engellenmektedir. Şu ana kadar güvenlik güçlerinin eylemcilere yönelik müdahalesi sırasında 24 gazeteci yaralanmış, sekiz gazeteci de gözaltına alınmıştır. Taksim Gezi Parkı'na polisin müdahalesi sırasında gazetecilerin girmesi yasaklanmıştır. Meslektaşlarımızın çalışırken kullandığı gaz maskelerine el konulmuştur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarında hem Türk, hem de yabancı gazetecilere yönelik tehditlerde bulunması meslektaşlarımızın can güvenliğini ortadan kaldırmıştır.
"Başbakan konuşmalarında gazetecileri hedef göstermemelidir. İllerdeki valiler ve emniyet müdürleri hem halkın, hem de gerçekleri haberleştiren gazetecilerin can güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Vali ve emniyet müdürlerini gazetecilere yönelik gözaltı uygulamalarından vazgeçmeye, temel insan hak ve özgürlüklerine özen göstermeye, halkın ve gazetecilerin can güvenliklerini sağlamaya davet ediyor; gözaltına alınan meslektaşlarımızın en kısa zamanda bırakılmasını istiyoruz.”
TGC verilerine göre;
Yaralanan gazeteciler
* Ahmet Şık, BirGün gazetesi muhabiri Olgu Kundakçı, Reuters muhabiri Osman Örsal, Sol gazetesi muhabiri Onur Emre, Sözcü muhabiri Yavuz Alatan, ETHA muhabirleri Mehmet Canbek ve Serdal Işık, polisin attığı gaz bombasıyla yaralandı
* ATV muhabiri Mesut Çiftçi ile ATV kameramanı İsmail Velioğlu,Taksim'de polisin attığı plastik mermilerle yaralandı.
* Hürriyet Daily News muhabiri Emrah Gürel, polis saldırısı sonucu ayağından yaralandı.
* Star Haber Muhabiri Osman Terkan’ın parmağı kırıldı
* Star Haber Müdürü Murat Uslu karnına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralandı.
* Evrensel gazetesi ve Hayat TV muhabiri İsmail Afacan, TOMA aracından sıkılan tazyikli suyun gözüne gelmesiyle kör olma tehlikesi geçirdi.
* Milliyet muhabiri Hüseyin Özdemir gazın etkisiyle baygınlık geçirdi.
* Taraf muhabiri Tuğba Tekerek'in kolunu kıvıran polis, Tekerek'e küfretti.
* İMC televizyonu kameramanı Özgür Söylemez ve İMC televizyonu Ankara muhabiri Eren Güvendik, ayağından yaralandı.
* Ulusal Kanal kameramanı Bülent Ünal'ın kulağı yırtıldı.
* Milliyet Gazetesi foto muhabiri Ercan Arslan gaz fişeğiyle ayağından yaralandı. Arslan'ın ayağına dikiş atıldı.
* Göstericilerin attığı taşın kafasına gelmesi sonucu hafif şekilde yaralanan Zaman Gazetesi foto muhabiri Celil Kırnapcı’ya iki dikiş atıldı.
* Zaman Gazetesi İstihbarat Şefi İbrahim Doğan’ın koluna gaz bombası fişeği isabet etti. Kolu kırılan Doğan, Taksim İlk Yardım Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
* Zaman muhabiri Cihan Acar’ın kolu isabet eden gaz bombası ile kırıldı.
* Milliyet Gazetesi’nin yazı işlerinde görev yapan Can Şişman başının arka kısmına isabet eden gaz bombası ile yaralandı, hastanede. 4 dikiş atıldı.
* Milliyet muhabiri Samet Akten, olaylar sırasında çıkan arbede de yüksekten düşerek ayağını burktu.
Gözaltına Alınanlar
* Kanal D Ankara temsilcisi Erhan Karadağ gözaltına alındı
* Sol gazetesi Ankara muhabiri Fatoş Kalaçay darp edilerek gözaltına alındı.
* Ulusal Kanal kameramanı Serkan Bayraktar ile Ulusal Kanal Ankara Temsilcisi Mustafa Kaya olay yerinden canlı yayın yaparken gözaltına alındılar.
* Polis, İstiklal Caddesi'nde görev yapan aralarında DHA muhabiri Uğur Can’ın bulunduğu dört gazeteciyi gözaltına aldı. Can’ı bir süre sonra serbest bırakan polisin gözaltına aldıkları arasında Akşam muhabiri Serhat Uludağlar ve İMC TV editörü Gökhan Biçici de var. (EA)