Cumartesi Anneleri/İnsanları bu haftaki 429. eylemlerinde, 12 Eylül darbensin ardından idam edilen ve cenazesi kaybedilen Veysel Güney için oturdu.
Cumartesi Anneleri, eylemlerine başladıktan bu yana ikinci kez çevrelerinde üniformalı polis olmadan Galatasaray Meydanı’ndaydı.
Eylemin başında ilk olarak, İstanbul’da 1980’de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren söz aldı. Eren, “Yakınlarımızı öldüren katiller aramızda dolaşıyorlar” dedi.
“Şimdi de Gezi direnişini bölmeye çalışıyorlar. Birilerine ‘Siz çekilin, diğerlerini bize verin’ diyorlar. Kitleyi bölmek istiyorlar. Bu yüzden herkes birbirine sahip çıkmalı.”
“Yarın Babalar Günü, aramızda evlatlarının kemiklerinin ararken ölen babalar vardı. Evlatlarımızın katilleri, yarın çocuklarına ellerini uzatırken yüzleri kızarmayacak mı? Mehmet Ağar katlettiklerini hatırlamayacak mı?”
Gözaltın kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın ağabeyi Faik Taşkaya da 7 Haziran’da tutuklu olduğu KCK davasında tahliye olmuştu. Faik Taşkaya, çözüm süreciyle birlikte toplumda bir umut oluştuğunu, demokratik kitle örgütlerinin de çözüme destek vererek umudu büyütmesi gerektiğini söyledi.
11 günde idam kararı
10 Haziran 1981’de, 24 yaşındayken asılan Veysel Güney’in yeğeni Doğan Güney, halen aynı acıyla yaşamaya devam ettiklerini söyledi:
“Amcam katledildikten yedi yıl sonra doğdum, şimdi ondan iki yaş büyüğüm. Ailesine yazdığı son mektubunu bile 25 yıl sonra verdiler bize” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’un açıklamasını, Meryem Göktepe okudu:
“Geçmişte çocuklarımızı katleden zihniyet, bugün de onları sokak ortasında infaz etmeye, savaş uçaklarıyla parçalamaya, gaz fişekleriyle sakatlamaya, öldürmeye devam ediyor.”
“Bugün 32 yıldır süren bir hukuksuzluğu sizinle paylaşmak için buradayız. 24 yaşındaki Veysel Güney, 28 Aralık 1980’de Antep’te gözaltına alındı. Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Nolu Askeri Mahkemesi’nde yargılandı, ilk duruşması 6 Şubat 1981’deydi.”
“11 gün sonra, 17 Şubat 1981’de yapılan ikinci duruşmada, hiçbir delil olmaksızın idama mahkum edildi. Avukat talebi reddedildi, savunma hakkı yok sayıldı. Meclis kararı olmadan, özel kanun çıkarılarak, 10 Haziran 1981’de Antep E Tipi Cezaevi’nde idam edildi. Kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla babasına teslim edildi.
“Babasına verilmek üzere 10 Haziran 1981 tarih ve 266 sayılı tutanakla Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim edilen cenazesi ise kaybedildi.”
“Sorumlular yargılansın”
“Veysel’i hukuki bir delile dayanmadan ikinci duruşmada idama mahkum eden sıkıyönetim mahkemesi heyeti başkanı Albay Ahmet Arısüt, üyeleri Yarbay Ayhan Ulusoy ve Üsteğmen Güney Sert’in; Savcı Caner Ersu’nun taammüden cinayet işlemekten yargılanmasını istiyoruz.”
“Veysel’in kaybedilmesinden başta Kenan Evren olmak üzere 12 Eylül’ün tüm askeri ve sivil unsurlarını, Antep Sıkıyönetim Komutanı General Şahabettin Balkan’ı, Veysel’in cenazesini tutanakla teslim alan Yüzbaşı Burhan Erdem’i sorumlu tutuyor ve hakkaniyete uygun olarak yargılanmalarını istiyoruz.” (AS)