Öğretmen Meral Dönmez, 1 Mayıs’ta başından yaralanarak kaldırıldığı Bahçelievler Medical Park Hastanesi’nden bugün öğleden sonra taburcu oldu ve evine döndü.
Dönmez, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde Okmeydanı’nda başına gelen gaz kapsülü sonucu ağır yaralanmış, kafa kemiklerinde kırıklar tespit edilen ve beyin ödemi olan Dönmez kaldırıldığı hastanede ameliyat olmuştu.
Ameliyatın ardından yoğun bakıma alınan Dönmez 2 Mayıs’ta hayati tehlikeyi atlattı, bilinci açıldı.
Avukat Efkan Bolaç, polisin Dönmez yoğun bakımdayken ifadesini almaya çalıştığını, Dönmez'in ise sadece şikayetçi olduğunu söyleyebildiğini, bir şey imzalayacak ya da anlatacak durumda olmadığını açıkladı.
Dönmez ailesi, 2 Mayıs’ta aldıkları raporla birlikte Dönmez’i yaralayan polisler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuştu. Hastanede ifadesi alınan Meral Dönmez de şikayetçi olduğunu belirtti.
26 yaşındaki Meral Dönmez de kalıcı hasar kalıp kalmayacağı ileriki dönemlerde belli olacak. Doktorlar, bir yıl boyunca normal hareketleri yapmasında sorun çıkabileceğini, denge ve duyma problemleri yaşayabileceğini açıklamıştı.
KPSS’ye girememişti
Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden 2009'da mezun olan ve atanamadığı için özel ders veren Dönmez ile Ankara Üniversitesi öğrencisi 23 yaşındaki Gülşah Işıklı, Kocaeli'de 3 Aralık 2011'de Avukat Hurşit Berk'in bürosunun penceresinden, "Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz" yazılı pankartı açmalarının ardından gözaltına alındı, 5 Aralık 2011'de tutuklandı.
İddianamede, her ikisinin de aleyhine delil olarak, Kocaeli'ndeki Sabri Yalım Parkı'nda yapılan füze kalkanı karşıtı basın açıklamasına katılmaları ve burada attıkları "Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye" ve "Füze kalkanına hayır" şeklindeki sloganlar gösterildi.
Dönmez ve Işıklı bir yıl Kandıra 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Bu süre içerisinde Işıklı okuldaki final sınavlarına, Dönmez de Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) giremedi.
26 Kasım 2012’deki duruşmada her ikisi de tahliye edilirken, Türk Ceza Kanunu (TCK) 220/6. maddesi uyarınca yargılandıkları "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2. maddesindeki "örgüt propagandası yapmak" suçlamalarından 6'şar yıl 8'er ay hapis cezası aldılar. (AS)