Balyoz davasına ilişkin kararını 21 Eylül 2012'de açıklayan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararının yazımını bitirdi. 1435 sayfadan oluşan gerekçeli kararın ilk 232 sayfasında, sanık bilgileri ve iddianamelerin özetine yer verildi.
Gerekçeli kararın 232-249. sayfalarında mütalaa, 249-759. sayfalarında sanık savunmaları, 759-954 sayfaları arasında da delillerin özetleri anlatılıyor. 954-1062 sayfalarında delillerin değerlendirilmesi, 1062'den son sayfaya kadar olan kısımda da sanıkların bireysel durumları ele alınıyor.
Gerekçeli kararda ayrıca heyetin kesin kanaate vardığından bir bilirkişi heyeti oluşturulmadığı belirtilerek, "Hiçbir bilirkişi raporu yargıcı kesin olarak bağlayamaz" denildi.
Kararda, "Davadaki belgelerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından askeri birimlerde asıllarının bulunduğunun belirtilmesiyle, sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek, mahkemede tam bir kanaat oluşmuştur" ifadeleri de yer aldı.
CNNTürk'ün haberine göre, gerekçeli kararda yer alan ifadelerden bazıları şöyle:
* Kendi mağduriyetlerine kısmen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler.
* Milli Mutabakat hükümeti ismiyle harekat sonrası iş başına getirilmesi planlanan hükümetin dizayn edilmesi gibi icra aşamasına geçildiği, ancak icra hareketlerinin tamamlanamadığı tespit edilmiştir.
* Sanıkların her birinin darbe harekatında çeşitli görev aldığı, bu harekatın boyutlarından haberdar oldukları belirlenmiştir.
* 2003 yılı Mayıs ayında Çetin Doğan'ın kalp ameliyatı olması ve Ağustos 2003'te emekli edilmesi nedeniyle sanık Doğan liderliğindeki cunta yapılanması darbe harekatını ellerinde olmayan nedenlerle tamamlayamadı.
* Yasal sınırların dışında, bir darbe harekatından söz edildiğinin açık delili olduğu görülmekte olup, seminere katılanların bir kısmının Balyoz Harekat Planından haberdar olduğu, Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo (OEYTS) adı altında bu planı konuştukları sonucuna ulaşılmaktadır.
* Yasal düzenlemeler kapsamında dijital delillerin ele geçirilmesinde ve incelenmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dijital delillerin ele geçirilmesine ve incelenmesi aşamalarına ilişkin bir kısım sanıklar ve müdafilerinin itirazları bu nedenlerle yerinde görülmemiştir.
* Kanunların suç olarak kabul ettiği konularda amirin emrinin yerine getirilmesinin astı sorumluluktan kurtaramayacağı açıktır. Bu nedenle sanıkların emir gereği seminere katıldıkları yönündeki savunmalarına itibar edilemez.
* 2003 yılında yazılmış bir Word belgesinin 2007 yılında yeni versiyon yüklü bir bilgisayarda açıldığında 2003'te yazılan belgenin sanki 2007 yılında hazırlanmış gibi görüneceği uzmanlarca doğrulanmıştır. (AS)