Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Özgür Özel, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir'den oluşan CHP Cezaevlerini İnceleme Komisyonu, dün İzmir Aliağa Şakran Cezaevi'ni inceledi.
Manisa Milletvekili Özgür Özel, bianet'e yaptığı değerlendirmede, bugüne kadar Pozantı ve Osmaniye Cezaevleri de dahil olmak üzere toplam 23 cezaevinde incelemelerde bulunduklarını hatırlatarak, Şakran'da dikkat çekilmesi gereken çok özel durumlar yaşandığını ve bu cezaevindeki insanlık dışı uygulamaların derhal son bulması gerektiğini söyledi.
Aliağa'da kadınların kaldığı Şakran F tipi cezaevinde incelemelerde bulunan heyet adına konuşan Özel, cezaevinin ana sorunları olarak girişte yapılan çırılçıplak arama, darp, kadın mahkumların askerlere teşhir edilmesi ve yemeklerle birlikte verilen plastik çatalların kırılması nedeniyle kadınların yemekleri elleriyle yemek zorunda bırakılmasını saydı.
"Çıplak aramada askerler seyrediyor"
Özel, birçok cezaevinde yürütülen mücadeleler sonucunda cezaevine girişte çırılçıplak soyularak arama uygulamasının sona erdiğini, ancak Şakran F Tipi Kadın Cezaevi'nde bu uygulamanın "A takımı" tarafından şiddet uygulanarak yapıldığını söyledi.
"Mevzuatta 'Acil müdahale mangası' adında bir birimden söz ediliyor. Bu manganın görevi firar veya kavga gibi durumlarda müdahale etmektir. Ancak Şakran'da 'A takımı' adı verilen bu manga mahkumları karşılama timi olarak kullanılıyor."
"Diğer cezaevlerinden nakledilen kadınlar, jandarma tarafından 'A takımına' teslim ediliyor. 'A takımı'nda bulunan gardiyanlar da kadın mahkumları tek tek alarak 'Gel bakalım seninle beşe bir güreş tutacağız' diyerek boş bir odaya atıyorlar ve burada çırılçıplak soyuyorlar."
"Konuştuğumuz altı kadın mahkumdan dördü, bu muamelenin jandarma personelinin gözleri önünde yapıldığını, açık bırakılan kapıdan askerlerin kendilerini seyrettiklerini söyledi."
"Kadınlar çırılçıplak soyulmalarına karşı çıktıkları zaman da son derece sert müdahalelerle karşılaştıklarını, bu esnada vücutlarında oluşan morluk ve kızarıklıkların geçmesi için üç gün bekletildiklerini ve ondan sonra doktora götürüldüklerini söyledi. Ayrıca kadınlar gardiyanlara karşı koydukları gerekçesiyle hücre cezası da alıyor."
"Bir diğer sorun da mahkumlar cezaevine getirilmeden önce dosyaları Şakran'a ulaşıyor. Dosyada hangi mahkumun vücudunda ne sorun olduğu görülüyor. Mahkumların aktardığına göre, karnından ameliyat olan bir mahkumun 'Burası mı acıyor' denilerek karnına vurulmuş. Nerenizde sorun varsa, canınız nerden acıyacaksa oraya müdahalede bulunuyorlar."
"Adli mahkumların durumu daha kötü"
Yemeklerde diğer pek çok cezaevinin aksine normal çatal verilmediğine de dikkat çeken Özel, verilen plastik çatalların hemen kırıldığını ve mahkumların elleriyle yemek yemek zorunda bırakıldıklarına dikkat çekerek bunun psikolojik baskı yarattığını ifade etti.
Mahkumlarla gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda adli mahkumların durumlarının siyasi mahkumlara göre daha kötü durumda olduğu sonucuna vardıklarını söyleyen Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"Siyasi mahkumların söylediğine göre adli mahkumlar itiraz etmedikleri ve mücadele yürütmedikleri için onların durumları kendilerine göre daha da kötü durumda.
Çünkü adli mahkumların pek çoğu insanlık dışı uygulamalar karşısında nasıl haklarını arayabileceklerini, nasıl mücadele edebileceklerini bilmiyorlar."
"Cezaevi yönetimi bizden kaçtı"
Özel, bugüne kadar gerçekleştirdikleri cezaevi ziyaretlerinde kendilerini cezaevi müdürü veya ikinci müdürün karşıladığını ancak Şakran'da idareden sadece infaz koruma memurlarını gördüklerini söyledi.
"Cezaevi ziyaretlerinde önce müdürden cezaevi hakkında genel bilgi alır sonra mahkumlarla görüşürüz. Mahkumların anlattıkları sıkıntıları da cezaevi yönetimine aktarırız. Böylece bazı küçük sorunları çözüme kavuşturabiliyoruz."
"Şakran'da ise bizi bir gardiyan karşıladı. Avukat görüşme odasında mahkumlarla görüştük. Çıktığımızda o gardiyan da yoktu; idareden infaz koruma memurları dışında kimseyi görmedik."
"Adeta suçluluk hissettikleri için bizden kaçtılar. Ne soracağımızı biliyorlardı. Orada görüşme şansımız olabilseydi belki en azından plastik çatal meselesini çözebilirdik." (EKN)