Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan "terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesi" alt komisyonu, Sivas katliamında hayatını kaybeden şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok ile Başbağlar katliamından kurtulan Muhtar Ali Akarpınar'ı dinledi.
Başbağlar Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya da komisyonda söz aldı.
Akarpınar, Başbağlar katliamının nasıl gerçekleştiğini anlattı ve "güvenlik güçlerinin olaydan 12 saat sonra köye geldiğini" belirtti.
Altıok da hukuki süreci ve bu aşamalarda karşılaştıkları haksızlıkları komisyonla paylaştıklarını söyledi.
"Mağdurlar ve avukatlar hakarete uğradı"
AKP Amasya Milletvekili Naci Bostancı başkanlığında toplanan komisyonda konuşan Altıok, gazetelerdeki haberlere göre, Sivas'taki olayın örgütlü gruplarca gerçekleştirildiğini, siyasi bir ideolojinin söz konusu olduğunu anlattı.
Altıok, Madımak Oteli'ndeki etkinlikten önce yerel gazetelere verilen ilanlarla bu katliamın altyapısının hazırlandığını ifade etti.
"Kaç kişi tutuklu, bilmiyoruz"
Dava sürecini de değerlendiren Altıok, mağdurların ve avukatların bu süreçte de şiddete ve hakarete uğradıklarını söyledi. Yaklaşık 15 bin kişinin bulunduğu bir olayda, yalnızca 150 kişinin yargıya taşınabildiğini, dava sürecine ilişkin bilgi almakta hem kendilerinin hem avukatlarının güçlük yaşadığını anlatan Altıok şöyle devam etti:
"Şimdi bile Sivas davasında kaç kişinin tutuklu olduğunu bilmiyoruz. Firari sanıkların kırmızı bültenle arandığı, Avrupa ülkelerinde oldukları söylendi. Olayı örgütleyen, azmettirenler ile tanık olup da olaya seyirci kalan güvenlik görevlileri hakkında soruşturma açılmadı."
Bostancı, Sivas davasına ilişkin son kayıtlara göre, sanıklardan 39'unun beraat etiğini, dört kişinin 3 yıl, üç kişinin 5 yıl, bir kişinin 6 yıl 3 ay, 35 kişinin 7 yıl 6 ay, bir kişinin 11 yıl, bir kişinin 15 yıl, beş kişinin 20 yıl, 34 kişinin müebbet hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı.
21 firari sanığın yakalandığını, 17 sanığın firari durumda olduğunu, bunlardan 14'ünün kırmızı bültenle arandığını belirtti.
"Kültür merkezi değil, utanç müzesi"
Altıok, zamanaşımının böyle bir insanlık suçu için uygulanmasını doğru bulmadığını da ekledi. Sivas ile Başbağlar'ın ilişkilendirildiğini söyleyen Altıok, bunu doğru bulmadığını, bu düşüncenin her iki olayla ilgili davaların gölgede kalmasına neden olacağını ifade etti.
Bostancı da Sivas ve Başbağlar katliamlarının birlikte anılmasının yanlışlığına işaret etmek için her iki konuyu aynı toplantıda dinlemeyi uygun bulduklarını söyledi.
Altıok ayrıca, Madımak Oteli'nin kültür merkezine değil "utanç müzesine" dönüştürülmesini istediklerini ekledi.
Eronat: "Nesin'i suçladınız mı?"
AKP Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat ise dinin çok hassas bir konu olduğunu belirterek, Altıok'a, "Aziz Nesin'in din karşıtı ifadelerini nasıl karşılıyorsunuz? Nesin için, 'Keşke böyle yapmasaydı' dediniz mi?" diye sordu.
Eronat ile Altıok arasındaki dialog şöyle gelişti:
Oya Eronat: Aziz Nesin kışkırtmasaydı, cahil kesimi hareke geçirmeseydi... Bazı insanlar için din hassas bir konudur. Kaşınması doğru mu? Aziz Nesin böyle yapmasaydı, babam ölmeseydi diye kafanızdan geçti mi?
Zeynep Altıok: Aziz Nesin'e tahrik edici sorular gelmiştir. Nesin bunu söylemeseydi yaşanmaz mıydı? Belki evet ama bu ütopik bir görüş. Ben de bazen provoke oluyorum ama adam öldürmüyorum.
O. E.: Herkes fikrini söylemeli ama her fikir söylenmeli mi? Kadına ne kadar çirkinsiniz denmez mesela... Kışkırtmak gerekir mi?
Z. A.: Provokasyon deniliyor, tamam belki var ama hırsızın hiç mi suçu yok.
O. E.: Güner Ümit Alevilerle ilgili bir laf etti infial oldu.
Z. A.: Herkes tepki gösterdi ama bir saldırı olmadı. Kindarlık ekseninde değil hoşgörü ekseninde yetiştirelim çocukları...
"Beş kişi yanarak öldü"
Komisyon daha sonra, PKK'nin 1993'te Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Başbağlar köyüne düzenlediği ve 33 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıdan yaralı olarak kurtulan Köy Muhtarı Akarpınar'ı dinledi.
Akarpınar, PKK'lilerin akşam saatlerinde köye baskın düzenlediğini, erkekleri ve kadınları köyün farklı yerlerinde topladıklarını anlattı. Bir süre propaganda yapan PKK'lilerin daha sonra ateş açtığını, burada 28 kişinin öldüğünü, daha sonra evleri yaktıklarını söyledi.
"Bir kadın ve çocuğun da aralarında bulunduğu beş kişi de evlerinde yanarak öldü. ateş açtıkları yerde 584 boş kovan bulundu."
"Cenazeler iş makineleriyle arandı"
Akarpınar, Kemaliye ilçesi ile Başbağlar köyü arasında ulaşım sıkıntısı olduğunu, genellikle gündüz saatlerinde, ilçe ile köy arasında, köprü olmaması nedeniyle nehir üzerinden feribotla ulaşım sağlandığını ifade etti.
"Güvenlik güçleri köye olaydan 12 saat sonra geldi. Saldırıdan sonra da sıkıntılarımız devam etti. Ölen köylülerin cenazelerini bir kamyonun arkasına yükleyerek götürdük."
Başbağlar Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Dikkaya da saldırıda bütün köyün yakıldığını, yangının uzun süre devam etmesine rağmen itfaiye araçlarının gelmediğini, yanan evlerin enkazı altında kalan cesetlerin ise ağır iş makineleriyle arandığını söyledi.
Eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın, Mart 2011'de yaptığı itiraflarında, Başbağlar katliamını kendi ekibiyle gerçekleştirdiklerini söylemişti. (AS)
* Sivas katliamı davasının sonucu ve dava sürecinin ayrıntılarına buradan ulaşabilirsiniz.