"Çocuk Gelinler Varken Çocuk Bayramı Olmaz"
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, 20'den fazla sivil toplum kuruluşunu biraraya getirerek çocuk gelinler sorununa karşı nasıl örgütlenilebileceğini tartıştı, "her birimizin bir ucundan tutacağı bir platforma nasıl dönüşebiliriz?" sorusuna cevap aradı.
Çocuk Gelinlere Hayır Platformu'nun oluşumu için bir başlangıç olan toplantıda küresel düzeyde örgütlenmenin ve ulusal düzeyde farkındalıkları artırmanın önemi vurgulandı.
Uçan Süpürge, toplantıyı 23 Nisan'da düzenlemelerini şöyle anlatıyor:
"Türkiye'de 18 yaşın altında evlendirilen kadınların oranı yüzde 28. Dünyada ise son araştırmalar, önlem alınmazsa önümüzdeki on yıl içinde çocuk gelin sayısının 100 milyonu- günde 25000'i- geçeceğini gösteriyor. Küçük yaşta evlilikler, bir cinsiyet eşitsizliği sorunu olarak dünyanın pek çok bölgesinde kız çocukların sağlıklı gelişimini tehdit ediyor ve haklara erişimini engelliyor.
"Bu bilgilere sahipken kız çocukları için bir "Çocuk Bayramı"ndan söz edememenin burukluğu içindeyiz.
"23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, çocukların erken evlendirilmediği bir Türkiye'de kutlanmalı."
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü
Uçan Süpürge, kız çocuklarının 23 Nisan'da değil, 11 Ekim'de hatırlanması gerektiğini belirtiyor. Çünkü Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin girişimiyle 11 Ekim tarihini "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak ilan etti.
2012'den itibaren 11 Ekim'in "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak kabul edilmesine ilişkin Türkiye, Kanada ve Peru tarafından hazırlanan karar tasarısı 193 üyeli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, tüm ülkelerin onayıyla kabul edildi.
"Çocuk Gelinlere Hayır Platformu", çocuklara ait olan günler, çocuklar için yapılanların görünür olduğu günler artsın istiyor. Ancak bu günlerde çocukları hatırlamak için bir nedene ihtiyaç olduğunu belirtiyor:
"Bu neden, çocuklara, erken evliliklerin yaşanmadığı bir dünya sunabilmekten geçiyor. Erken evliliğe neden olan sosyal, ekonomik, politik, patriyarkal her türlü yapıyı dönüştürmekten ve çocuklara 'evliliği' değil, 'çocukluğu' yaşatabilmekten geçiyor." (ÇT)
