Bitlis ve Maraş'ın ardından bir şüpheli asker ölümü haberi de Kars'tan geldi.
12 Eylül günü Sarıkamış'ta operasyonel faaliyet yürüten Kars İl Jandarma Komutanlığı Dağpınar Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığında görevli Jandarma Komando Er Celal Kızılkan'ın kaza kurşunuyla hayatını kaybettiği açıklandı.
Radikal'de yer alan habere göre, şüpheli şekilde hayatını kaybeden askerin cenazesi, otopsi için ilk önce Erzurum'daki Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine ardından Mareşal Çakmak Asker Hastanesine getirildi. Kızılkan'ın cenazesi daha sonra ailesinin yaşadığı Konya Ereğli'ye gönderildi.
Celal Kızılkan'ın ölümüyle ilgili olarak Sarıkamış Askeri Savcılığı, adli ve idari soruşturma başlattı.
Aileler şüpheli
Kızılkan'ın "Kaza kurşunu" ile hayatını kaybetmesinden beş gün önce (7 Eylül) Bitlis'te askerlik yapan Sedat Durgun'un kaza kurşunuyla, dört gün önce de (8 Eylül) Maraş'ta askerlik yapan Eren Özel'in intihar ederek hayatını kaybettiği açıklanmıştı.
Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in ortaya çıkan ses kaydında, "Bir askerimizi alnından vurduk" itirafı üstüne, kışlalardaki asker ölümleri üzerindeki şüpheler artmaya başladığı bugünlerde, Eren Özel'in ailesi, oğullarının ölüm nedeni aydınlatılana kadar tabutuna serilen Türkiye bayrağını kabul etmeyeceklerini ifade ederek, bayrağı askeri yetkililere vermişti.
"Askeri savcılar çekilmeli"
Yaşanan şüpheli asker ölümlerini bianet'e değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, son beş gün içinde yaşanan üç asker ölümüyle ilgili olarak, Bitlis'te hayatını kaybeden Sedat Durgun'un ve Maraş'ta hayatını kaybeden Eren Özel'in ailesinin İHD şubelerine başvurduğunu açıkladı.
Kışlalarda yaşanan şüpheli asker ölümleriyle ilgili yıllardır çeşitli çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Türkdoğan, ailelere adli süreçte ne yapmaları gerektiğini anlattıklarını ve kendilerine yardımcı olmaya çalıştıklarını söyledi.
Kışlalarda yaşanan bu olayların aydınlığa kavuşması için öncelikle adli süreçten askeri savcıların çekilmesi gerektiğini söyleyen Türkdoğan, bu soruşturmaları askeri savcılar yürüttüğü sürece adım atılamayacağını söyledi.
Askeri savcıların şüpheli ölümlerde şüphenin üstüne gitmektense, olayın faili belliyse "Kaza kurşunu", eğer değilse "İntihar" diyerek dosyayı kapattığını söyleyen Türkdoğan, bu davalara mutlaka sivil mahkemelerin bakması gerektiğinin altını çizdi.
"Siyasi atmosferle alakalı"
Belli dönemlerde şüpheli asker ölümlerinin arttığına, belli dönemlerde azaldığına dikkat çeken Türkdoğan, bunun ülkenin içinde bulunduğu siyasi atmosferle doğrudan bağlantılı olduğu görüşünde.
Ölen askerlerin genellikle Kürt ve anti militarist gençler olduğunu vurgulayan Türkdoğan, bu ölümlerin aydınlığa kavuşması için mecliste araştırma komisyonu kurulması gerektiğini ve milletvekillerinin gençlerin yaşam hakkı için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. (EKN)