19 Aralık 2000'de düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonu kapsamında Bayrampaşa Cezaevi'nde gerçekleştirilen saldırının dayandırıldığı "Bayrampaşa Cezaevi Özel Müdahale Planı EH-3" başlıklı 15 Aralık 2000 tarihli belge, olaydan 10 yıl sonra ortaya çıktı.
Türkiye çapında 20 cezaevine yönelik operasyonda ikisi asker 32 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce tutuklu ve hükümlü yaralanmıştı. Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda da 12 tutuklu ve hükümlü öldü, 55 kişi yaralandı.
Jandarma Genel Komutanlığı'nın açıklamasına göre "kayıp" olan belgeyi, İl Jandarma Komutanlığı açıkladı. Olaydan 10 yıl sonra başlayan davanın ikinci duruşması, bugün, 6 Nisan, saat 10:00'da Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
Jandarma Genel Komutanlığı, mahkemeye yolladığı 11 Şubat 2011 tarihli belgede, Bayrampaşa Cezaevi davasında yargılanan erlerin burada görev yapmadığını açıklamış, harekat planı da dahil istenen belgeleri "bulunamadığı" gerekçesiyle mahkemeye sunmamıştı.
Ortaya çıkan planda, tutuklu ve hükümlülerin koğuşlara el bombası ve tabanca soktuğu, roketatara benzer silah ve patlayıcı madde "imal ettikleri" yazıyor. Ancak Adli Tıp Bilirkişi Raporu'na göre, koğuşlarda sadece askerlerin bulunduğu yönden yani koğuşun dışından içeri doğru ateş edildi.
Plana göre, Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı'ndan birlikler 12 Aralık'ta İstanbul'a getirildi. Ankara Jandarma Hava Grup Komutanlığı'ndan iki helikopter de 14 Aralık'ta operasyonda kullanılmak üzere Jandarma Bölge Komutanlığı'nın emrine verildi.
Oysa 12 Aralık 2000'de ölüm oruçlarının bitirilmesi için bir grup aydın ile tutuklu ve hükümlüler arasındaki görüşmeler sürüyordu. Bayrampaşa'da da Yaşar Kemal'in öncülüğünde aydınlar görüşmelere başladıktan sonra Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de görüşmeleri kabul etmişti.
Bekaroğlu "Kandırıldık" demişti
Avukat Güçlü Sevimli "Hayata Dönüş Operasyonu, Koğuştan Hücrelere" isimli kitabında olayı şöyle anlatıyor: "Jandarma birliği operasyon için İstanbul'a 11-12 Aralık'ta geldi. Aynı tarihlerde görüşmeler sürüyordu. Bu da operasyonun çok önceden planlanmış olduğunun, görüşmelerin göstermelik olduğunu kanıtı. Görüşmeler operasyondan bir gün önce, 18'inde kesildi. Mehmet Bekaroğlu da 'Kandırıldık' demişti.
Jandarmanın, savcılık talebi olmadan doğrudan hapishanelere müdahale etmesi prosedüre aykırı. Dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici imzalı müdahale istemi tutanağı da 18 Aralık 2000'de imzalandı.
Avukat Oya Aslan, "Hem aydınlarla yapılan görüşmelerin hem de savcılık imzalı belgenin göstermelik olduğu ve operasyonun kararının çok önceden verildiği, bu planın ortaya çıkmasıyla resmi olarak da kanıtlandı" dedi.
"Savaşa gider gibi hazırlanmışlar"
"Devletin otoritesini cezaevinde yeniden tesis etmek" amacıyla yapılan operasyon planı, tutuklu ve hükümlülerin, "tavanın delinerek üzerlerine gaz bombası ve göz yaşartıcı bomba atıldığı, duvarların yıkıldığı" ifadelerini de doğruluyor.
Planda, tutuklu ve hükümlülerin üzerine gaz bombası atılmasının ardından, tazyikli su ve köpük sıkılması da öngörülüyor. Müdahale edecek birlikte, kalkan, gaz maskesi, çelik yelek, jop, gaz bombası, bomba atar, otomatik av tüfeği, kırıcı, kesici ve delici alet bulunuyordu. Avukat Aslan, operasyon planı için "Savaş gider gibi hazırlanmışlar" yorumunu yaptı.
Operasyonu komuta edenler açığa çıktı
Planla birlikte, operasyonu kimin kontrol ettiği de ilk kez belgelenmiş oldu. Belgeye göre, operasyon komutanı Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral E. Engin Hoş. Komutan yardımcısı ise Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanı Albay Burhan Ergin.
Harekat planında, operasyonda görev alan diğer rütbeli askerler de sıralanıyor. (AS/EÖ)