Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı faili meçhul cinayetlerden yargılanan Kukel Atağ'ın sağlık sorunları sebebiyle tahliyesinin "taraflı tutum" kuşkusu yarattığını söyledi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Kayseri İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz'ün ile birlikte cinayetler işlediği iddia edilen Cizre Belediye Başkanı ve korucu başı Kamil Atağ'ın oğlu Kukel Atağ'ı tahliye etti.
Güneydoğu'da 1993-1995 yılları arasında işlenen 23 faili meçhul cinayetten yargılanan davanın diğer sanıkları Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Adem Yakın, Fırat Altun (Abdulhakim Güven) ve Hıdır Altuğ'un tutuklulukları sürüyor.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın ''cinayet'', ''Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve 'cinayete azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
"Tıbbi değerlendirmeler tarafsız ve bağımsız yapılmalı"
bianet'e konuşan Fincancı sağlık gerekçesiyle verilen tahliye kararlarına yönelik taraflılık algılamalarını aşabilmek için hakkındaki suç iddiası ne olursa olsun sağlık sorunları olan tüm tutukluların eşit ve güvenilir biçimde sağlık hizmetlerine ulaşımının sağlanması gerektiğini söyledi.
"Bu davada olduğu gibi devlet adına suç işlediği iddia edilen insanların salıveriliyor olması yanlı tutum gibi algılanabiliyor. Örneğin, Ergenekon davasında yargılanan Kuddusi Okkır'ın hastalığı, cezaevinde ölümüne sebep oldu. Buna benzer pek çok tablo varken kamuoyu bunu öne çıkardı. Kamuoyunun bütün bu insanları suç iddiası ne olursa olsun görmesi ve talebi dile getirmesi gerekiyor."
"Tıbbi değerlendirmelerle ilgili bilginin gerçekliğine yönelik çok ciddi kuşkular çıkıyor. Bilimsel niteliği ölçecek tarafsız ve bağımsız değerlendiricilere ihtiyaç var. Belki Türk Tabipleri Birliği bu değerlendirmeleri yapabilir."
Pek çok hasta hükümlü tahliye bekliyor
2006'da işlediği iddia edilen cinayetten tutuklu ve dördüncü evre kanser hastası olan Gülay Çetin, Cumhurbaşkanlığı'na tahliyesi için başvurabileceği zamanın gelmesini bekliyor.
"Direniş Hareketi" örgütüne üye olduğu iddiasıyla 2001'de müebbet hapse mahkum ettiği ve mesane kanseri olan hükümlü gazeteci Erol Zavar'ın tahliyesi için pek çok kampanya yapıldı. Zavar, hala cezaevinde.
Ailesinin talebine ve hak savunucularının çabalarına rağmen kan kanseri hastası tutuklu Abdullah Akçay cezası ertelendikten bir hafta sonra, daha tedavi gördüğü hastaneden tahliye edilemeden öldü.
Devrimci Halk Kurtuluş Partisi / Cephesi üyesi olduğu ve bu örgüt adına eylemlere katıldığı iddiasıyla 20 yaşındayken 24 yıl hapse mahkum olan Güler Zere hapishanedeki 14. yılında damak kanserine yakalandı. Kasım 2010'da Cumhurbaşkanı'nın kararıyla tahliye edildikten altı ay sonra yaşamını yitirdi.
Adli suçtan tutuklu kaldığı Maltepe Cezaevi'nde kansere yakalanan Osman Kezlere 31 Ocak'ta, ölümünden bir hafta önce tahliye edildi. (EG/EÖ)