Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YAKAY-DER) yarın (1 Mart) Cezayir Lokantası'nda düzenlediği etkinlikte, toplu mezarlara dikkat çekmek için kayıp aileleriyle gazetecileri buluşturacak.
Toplantıda, toplu mezarların kepçeyle değil bilimsel yöntemlerle açılması ve bir DNA bankası kurularak kemiklerin ailelerine ulaştırılması talebi konuşulacak. "Türkiye'deki Toplu Mezarlar ve İnsan Hakları İhlalleri" başlıklı toplantıya 40 köşe yazarı, akademisyen, hukukçu davet edildi.
Eski YAKAY-DER Başkanı ve kayıp yakını Cemal Bektaş, toplu mezarların kepçeyle açılarak kemiklerin yok edildiğini söyledi. Bektaş, "Toplu mezarlar antropologların, doktorların gözetiminde açılmalı" diye konuştu.
Bektaş, "Bu mezarlardan çıkanlar, insan kemikleri. 'Teröristin cenazesi' deniyor, insan cenazesi olarak bakılmıyor. Kürt halkına hiçbir zaman saygı göstermediler, ölülerimize de, mezarlarımıza da, kemiklerimize de saygı göstermiyorlar" dedi.
"Biz şanslıyız, bir mezarımız var"
Ağabeyi Rıdvan Karakoç 1995'te öldürülen Hasan Karakoç da yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılınca ağabeyim bir daha eve gelmedi, 'Beni öldürürler' diyordu. Bizi en son 20 Şubat 1995'te telefonla aradı. O son konuşmamız oldu. Karakollara, adli tıp morguna, hastanelere baktık ama bulamadık.
Rıdvan'ın cesedi, Beykoz'da Buzhane köyü Dedeler mevkiinde yolun kenarında atılmış şekilde bulundu. Hasan Ocak'ı aramak için adli tıp morguna gidenler, resimlere bakarken Rıdvan'ın fotoğrafını gördü. Olay basına yansıyınca, 87 gün sonra Ağrı'daki köyümüzün muhtarına haber verdiler. 20 Şubat'ta kaybedilen Rıdvan'ın cesedinin 2 Mart'ta bulunduğunu öğrendik. Ağabeyim 1 Mart'ta öldürülmüş. 20 gün morgda tutulduktan sonra Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na gömüldü.
Rıdvan bulunduğunda vücudunda işkence izleri vardı, kemeri ve ayakkabı bağcıkları alınmıştı. Kimsesizler mezarlığına giderek mezarı açtırdık, cenazesini teşhis ettik, Gazi Mezarlığı'na defnettik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurumuz kabul edildi ancak davayı kaybettik. Ama tekrar suç duyurusunda bulunacağız.
Kayıpların sorumlularının açığa çıkarılması, suçluların cezalandırılması ve akıbetinin açığa çıkarılması acılarımızı bir nebze dindirir.
Başbakan Tayyip Erdoğan'la yaptığımız görüşmede de bizim aslında şanslı olduğumuzu söyledim. Çünkü Hasan Ocak'ın ailesinin ve bizim çiçek koyabileceğimiz bir mezarımız var."
"Bağımsız komisyon kurulmalı"
Eşi Fehmi Tosun gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hanım Tosun da "Toplu mezarların böyle açıldığını görünce ailelerin içindeki yaralar kanıyor" dedi.
Tosun ve Karakoç, TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nda kurulan Alt Komisyon'un işlevsiz olduğunu, bağımsız bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini ifade etti.
Karakoç, mezarların kepçeyle açılmasına bir son verilmesi gerektiğini, bu şekilde kemiklerin imha edildiğini açıkladı. Bir DNA bankası kurulması gerektiğini de ifade eden Karakoç, "Mezarda 20 kişinin kemikleri varken iki aile başvurduğu için sadece onların kemikleri adına tespit yapılıyor. Diğer kemikler kaybediliyor" dedi. (AS/EÖ)