Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Ne yaparlarsa yapsınlar bilgi bir şekilde yayılır. Bilginin paylaşılmasının önüne geçilmesi günümüz dünyasında mümkün değil. Nasıl ki matbaanın şeytan icadı olduğu düşünülmesine rağmen o günlerden bu günlere gelindi, bu düzenlemenin getirdiği sıkıntılar da zor da olsa yeni çıkış yolları aranmasına, yeni yollar bulunmasına ve bilginin çoğalmasına neden olacak."
Alternatif Bilişim Derneği Başkanı avukat Faruk Çayır AKP ve MHP’li milletvekillerinin hazırlayarak Meclis’ten geçirdiği sosyal medya düzenlemesinin sonuçları anlatırken bu cümleleri kuruyor.
‘Sansür’ eleştirilerinin son derece haklı olduğunu ifade eden Çayır, “Sosyal medya düzenlemesinde unutulma hakkının getirildiği büyük bir kandırmaca. Yapılan düzenlemede unutulma hakkıyla ilgili en ufak bir şey yok” dedi.
"Sosyal medya platformlarının seçme şansı yok"
Yasal düzenlemenin getirdiği sonuçları sıralayan Çayır şunları vurguladı:
“Düzenlemeye göre sosyal medya platformları artık Türkiye’de bir temsilci belirlemek zorundalar. Bu temsilciler vasıtasıyla da kurumlara tebligatlar yapılacak. Mahkemeler içeriğe ilişkin IP adreslerini, kullanıcı bilgilerini isteyebilecekler. Bir başka deyişle artık sosyal medyada anonim bir şekilde hesap açmak mümkün olmayacak.
“Sosyal medya platformlarının ‘Ben kullanıcı bilgilerini vermiyorum, bunlar benim özdenetimimde, kullanıcılara ben bu bilgileri vermeyeceğimi taahhüt ettim’ deme gibi bir şansları da yok. Çünkü buna mecburlar.
“Eğer istenilen bilgileri vermiyorlarsa, hakimlik kararlarını yerine getirmiyorlarsa, önce 10 milyon TL para cezasına, sonra 30 milyon TL para cezasına çarptırılacaklar. Yine yerine getirmiyorlarsa yüzde 50 ile 95 arasında internet trafiği bant genişliği daraltılacak.
"KVKK'ya ve uluslararası protokollere aykırı"
Yasanın ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının yanı sıra iki önemli ihlal barındırdığımı aktaran Çayır, “Yasa hem Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu hem de uluslararası ağ tarafsızlığı sözleşmelerini ihlal ediyor” diyerek, şöyle devam etti:
“Bir sitenin bant genişliğini daraltamazsınız çünkü alan adlarını belirleyen, ülkelere IP numarasını veren kurum olan Internet Society’in (ISOC) tüm devletlerle imzalamış olduğu ağ tarafsızlığına ilişkin ortada bir protokol var. İnterneti kullanan her ülke bu protokole uymak zorunda. Sitelerin internet trafiği bant genişliğinin daraltılması ağın engellenmesine yönelik bir teşebbüs olarak değerlendirilir.
“Ayrıca Vodafone, Türk Telekom, Turkcell gibi erişim sağlayıcıları da mecburen yasaya uymak zorunda kalacakları için hem ticari hem de hukuki olarak uluslararası protokollere aykırılık söz konusu.
“Bir diğer konu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırılık. Vatandaşların kişisel bilgileri tehlike altında. Çünkü siteler kullanıcı verilerini Türkiye’de tutacaklar. Böylece tutulan verilere erişim sağlayıcıları doğrudan yetki sahibi olacak. BTK kendi idari kararlarıyla birlikte sosyal ağ sağlayıcısına başvurup ellerindeki verileri isteyebilecek. Bu durum da Kişisel Verilen Korunması Kanunu’na aykırı.”
"Hem içerik engelleyip hem de silebilecekler"
Daha önce kullanıcı sayfaları ya da içeriklere erişimin söz konusu olduğunu fakat yeni yasayla birlikte içeriklerin silinmesinin istenebileceğini belirten Faruk Çayır, “İçerikler Türkiye’de tutulsalar da tutulmasalar da artık kaldırılmak zorunda olacaklar” diye devam ediyor.
Silinen içeriği bir daha ulaşılamayacağını aktaran Çayır şunları söylüyor:
“Bu noktadaki en önem konu arama motorlarından geçmişe yönelik içeriklerin sildirilmesi durumu. Dezavantajlı grupların, kadınların, çocukların, hayvan hakları savunucularının en önemli haber kaynağı sosyal medyaydı. Birçok olayla ilgili mesela Soma Katliamı, mesela Çorlu Tren Faciası, mesela Irak’taki, Libya’daki savaşla ilgili erişim engeli kararı getirilmişti ama artık erişime engellenen haberler de silinebilecek. Yasa haber alma hakkını ve bilgiye erişim hakkını engelliyor.
"Koca bir kandırmaca"
Yasanın unutulma hakkının getirildiği iddiası ise büyük bir kandırmaca. Yasa taslağını lanse ederken ‘Unutulma hakkını getiriyoruz’ dediler ama Meclis’ten geçen yasal düzenlemeye baktığınız zaman unutulma hakkına ilişkin tek bir ibare bile yok.
“Sadece isimlerin arama motorlarından silinmesini koydular. Unutulma hakkı diye bir şey gelmedi, ki onun da kriterleri olması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın verdiği kararlara göre bir unutulma hakkı için içeriğin haber değeri taşıyıp taşımaması, haberin geleceğe ışık tutup tutmaması, içeriğin tarihsel bir veri olup olmaması, içeriğin bir siyasetçi ya da bir ünlü kişiyle ilgilisinin olup olmaması, haberin gerçek olgulara dayanıp dayanmadığı ve haberin toplumda büyük bir ilgi yaratıp yaratmadığı gibi ölçütlere göre değerlendirme yapılması lazım.
Ama şu anki yasada unutulma hakkıyla ilgili hiçbir ibare olmadığı gibi, ölçüt de yok.”
"Platformlarının düzenlemeyi kabul etmemeleri gerekiyor"
Çayır, “Milyonlarca üyesi olan sosyal medya platformlarına karşı iş yapmak akıl karı değil” dedikten sonra şöyle devam etti:
“Sosyal medya sağlayıcılarının eğer Türkiye’de devam etmek istiyorlarsa çok büyük bir yük altına gireceğini de söylemeden geçemeyeceğim. 48 saat içinde başvuruları gerekçeli olarak geri cevaplamak zorundalar. Sulh Ceza Hakimleri gerekçesiz karar verebilirken sosyal medya sağlayıcıları gerekçeleriyle birlikte taleplere cevap vermek zorunda kalacaklar. Günde milyonlarca içeriğin paylaşıldığı, milyonlarca kullanıcının olduğu bir platformda bir günde yüzlerce talep cevaplamak zorunda kalacaklar. Eğer yasaya uymazlarsa büyük idari para cezalarıyla karşı karşıya kalacaklar. Bence sosyal medya platformlarının bu düzenlemeyi kesinlikle kabul etmemeleri gerekiyor.”
"Bilgi elbet bir çıkış yolu bulur"
Yasanın nasıl bir sonuç yaratacağını bilmediğini söyleyen Çayır “Ama internet statik değil. Onlar çıtayı yükselttiler, bilişim mecrası bu çıtanın üstüne çıkabileceklerdir. Hep engelledirler, hep de bir çıkış yolu bulundu” dedi.
“Engellemek, içerik çıkartmak çözüm getirmeyecek” diyen Çayır, “Haberler de içerikler de bir şekilde dolaşıma girecektir. Bilginin paylaşılmasının önüne geçilmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Çayır son söz olarak “Nasıl ki matbaanın şeytan icadı olduğu düşünülmesine rağmen o günlerden bu günlere gelindi, bu düzenlemenin getirdiği sıkıntılar da zor da olsa yeni çıkış yolları aranmasına, yeni yollar bulunmasına ve bilginin çoğalmasına neden olacak" dedi. (HA)