Fotoğraf: Chappatte
Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP ve MHP’li milletvekillerinin hazırladığı sosyal medya düzenlemesi, bugün Meclis Başkanlığına geldi. Muhalefet partileriyle de paylaşılan kanun teklifinin görüşülmesine 23 Temmuz Perşembe günü Adalet Komisyonu’nda başlanacak.
İfade Özgürlüğü Derneği’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz'e ve Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Gökhan Ahi kanun teklifiyle ilgili görüşlerini sorduk.
TIKLAYIN - Sosyal medya düzenlemesinde neler var?
Ahi: Sert ve ölçüsüz
Gökhan Ahi böyle bir yasa çalışmasının gerekli olmadığını söylüyor.
Halihazırda, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilik haklarını ihlal, fikri ve sınai ürünlere tecavüz gibi hukuka aykırılık durumlarda mahkeme kararlarının çıktığını hatırlatan Ahi, “Sadece sistemin daha iyi işlemesi için birkaç küçük değişiklik yapılması yeterli olabilirdi” diyor.
Ahi, yasa teklifini "sert ve ölçüsüz" olarak nitelendiriyor ve şöyle konuşuyor:
“Hükümet eskiden beri, kendisi hakkındaki eleştirilere tahammül edemiyordu, bu yasayla internetteki ve sosyal medyadaki eleştirileri kısmak, ayrıca anonim hesaplı kullanıcıların kimliğine çabuk erişmek istiyor. Bunun yolu da Türkiye’de temsilci bulundurmak olarak düşünülmüş.
“Almanya örneğinden bahsediliyor. 2018’de Almanya’da yürürlüğe giren yasa, internet platformlarına ve sosyal medya şirketlerine, nefret söylemi, hakaret ve terör propagandasına karşı aksiyon alma zorunluluğu getirdi. Yasa dışı içeriğin, 24 saat içinde silinmesi, kullanıcı şikayetlerinin ise 48 saatte incelenmesi zorunluluğu geldi.
"Sansür değil otosansür yasası"
“Bu düzenleme, her ne kadar ifade özgürlüğünü engellemeye yönelik olmasa da, yasanın uygulanma tarzı fazlaca sorun yaratabiliyor. Çünkü herkes benimsemediği bir fikri bu şekilde ötekileştirebiliyor ve buna karşı yasal aksiyon alabiliyor. İfade özgürlüğünü engellediği şeklinde yoğun eleştiriler var. Almanya’da dahi uygulanması sorunlu bir düzenleme.
“Bu ise bir sansür yasası değil, tam aksine otosansür yasası. Otosansür, sansürden daha tehlikelidir. Bu yasa geçerse bilgilerinin ele geçeceği hissiyle, kendilerini özgürce ifade etmekten çekinebilir. Bu da muhalif seslerin kısılması, hükümete yönelik eleştirilerin azalması ve toplumda paranoya yaratılması anlamına gelir. Trafikler kısıtlanırsa, insanlar VPN altyapılarına para ödemek zorunda kalacak, ayrıca kişisel verileri güvensiz ortamlara taşınabilecek.
"Teoride ve pratikte bu mümkün değil"
“Sosyal medya şirketlerinden Türkiye’de Türk vatandaşı olan bir temsilci gösterilmesi isteniyor. Eğer bu yapılmazsa, önce Türkiye’den reklam gelirleri kesilecek, daha sonra ise sosyal medya içeriklerine erişimler kademeli olarak kısılacak. Almanya örneğindeki gibi ama farklı olarak özel hayatın gizliliği ve kişilik haklarının ihlali bildirimlerinin 48 saat içinde cevaplanması istenecek.
“Aksi durumlarda para cezası da uygulanacak. Ayrıca, sosyal medya şirketleri kullanıcı tarafından üretilen içerikleri 24 saat içinde çıkarmazsa, ortaya çıkabilecek hukuki zarardan da sorumlu tutulabiliyor olacak ki, teoride ve pratikte bu mümkün değil.
"Türkiye maddi anlamda çıkar sağlamak istiyor"
“Türkiye, bu yasayla sadece muhalif içerikleri kısmakla kalmayacak, aynı zamanda sosyal medya şirketlerine para cezası da uygulayacak. Dolayısıyla maddi anlamda bir çıkar sağlamak da istiyor. Bazı Avrupa ülkeleri, bu tür internet platformlarını yatırıma ve ülkede ofis kurmaya teşvik ederek, yazılım geliştirme, ürün pazarlama, sunucu barındırma, yerel çözümler üretme, çağrı merkezi, içerik moderasyon gibi alt hizmetlerin kendi ülkelerinde kurulmasını istiyor. Böylelikle, istihdam ve ekonomik yarar yaratmak istiyor. Türkiye ne yazık ki para cezalarından gelir elde etmek gibi bir misyon peşinde koşuyor."
Akdeniz: Nisan'daki tasarının genişletilmiş hali
Bu yasayla Türkiye'de sansürün genişleyeceği yorumunu yapan Yaman Akdeniz, Türkiye'de 2019 sonu itibariyle 408 bin internet sitesinin ve 130 bin URL’nin erişime engelli olduğu hatırlatıyor.
Akdeniz erişim engelleme kararlarının yanında Sulh Ceza Hakimliklerinin artık içeriğin kaldırılmasını isteyeceğini de söylüyor.
“Nisan’da torba yasaya giren tasarının biraz daha genişletilmiş halini görüyoruz ve teklifin kategorik olarak reddedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü teklifin içinde pozitif hiçbir şey yok. Tüm muhalefet partilerince, sosyal medya platformlarınca, kullanıcılarca reddedilmesi ve içeriğine bakılmadan karşı çıkılması gerekiyor.
“Mesele, üzerinde konuşulmayacak olan maddelerden bir tanesi 5’inci madde. Kayıtsız şartsız herkesi etkiliyor. Eskiden Sulh Ceza Hakimlikleri sadece erişim engelleme kararları verebiliyordu. Kararlar kurum ya da platformlara tebliğ edilmeyebiliyordu ama artık edilecek. Çünkü Erişim Sağlayıcıları Birliği sizden içeriğin çıkartılmasını isteyecek.
“Teklif yasalaşırsa gazetelerin önüne bir mahkeme kararı geldiğinde o haberi silmek zorunda kalacaksınız. Aynı şey Twitter, Facebook, YouTube için de geçerli.
"Türkiye yargı sisteminin bir parçası olacaklar"
"Sosyal ağ sağlayıcılarının temsilcilerinden bahsediyorlar. Eğer gelmezlerse internet bant ağlarını kısıtlayacaklar, kullanılmaz hale getirecekler. O zaman da herkes kaybedecek. Yüzde 90 bant aralığının daraltılması demek, Tweet atamamak demek, resim paylaşmamak demek. Youtube’da yayın yapamamak demek. Yayın yapılsa dahi izleyememek demek.
"Geldiklerinde ise Türkiye yargı sisteminin bir parçası olacaklar ve kararları uygulamak zorunda kalacaklar.
"Şimdi bu yasayı Almanya’daki sosyal medya yasasıyla karşılaştırıyorlar ama Almanya'daki yapı böyle kısıtlayıcı bir yapının üzerine oturtulmamış. Kaldı ki, Almanya’da hukuk devleti kuralları farklı ve bizden daha iyi işliyor. Almanya’da demokratik kurumlar işlerken bizde işlemiyor. Almanya’daki yasa sadece sosyal medyayla ilgiliyken bize getirilen yasa bütün içerik sağlayıcılarını kapsıyor.
"Almanya'dan bugüne kadar ne Twitter’i, ne Youtube’u, ne Wikipedia’yı ne Sendika.Org’u, ne OdaTV’yi, ne Independent’i engellenmiş. Bizim 5 yıldan beri Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen dosyalarımız var.
"Dayatma"
"Kısacası bu yasa teklifi sansürün farklı bir boyutu, kademe atlıyoruz. Yasalaşması halinde Türkiye'yi karanlık bir dönem bekliyor. Engellemeleri çok daha efektif hale getirmeye çalışıyorlar.
"Bu bayram öncesi aceleyle Meclis’ten geçirilecek bir tasarı değil. Paydaşlıların görüşü alınmadan, hele hele sosyal medya platformlarına danışılmadan dayatma usulüyle karşımıza çıkmaması gereken bir tasarıydı. (HA)