Haberin İngilizcesi için tıklayın
İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile merhum Başbakan Adnan Menderes'in fotoğraflarına yan yan yer vererek darbe ve idam tehdidi içeren “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı yazı nedeniyle Ragıp Zarakolu ve Arti Media (Artı TV ve Artı Gerçek) hakkında suç duyurusunda bulunuldu” denildi.
Altun’un avukatı Sezgin Tunç tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde Zarakolu ve Arti Media hakkında Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal düzenine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı alenen suç işlediği belirtilerek haklarında kamu davası açılması istendi.
Zarakolu: Hayatım darbeci eğilimlere karşı mücadeleyle geçti
Ragıp Zarakolu, yazısı nedeniyle hükümet ve iktidar üyeleri tarafından yöneltilen “darbecilik” suçlamalarına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.
Yazının darbe karşıtı bir içeriğe sahip olduğunu ifade eden Zarakolu, “Yazının bu kadar ters yorumlanması anlaşılır bir şey değil. Cumhurbaşkanılığı sözcülerinin yazıyı yeterince okumadıkları anlaşılıyor” dedi. İnsan hakları ve adalete bir gün herkesin ihtiyaç duyacağını dile getiren Zarakolu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Darbe karşıtı bir yazının bu kadar ters yorumlanması, anlaşılır bir şey değil. Cumhurbaşkanılığı sözcülerinin yazıyı yeterince okumadıkları anlaşılıyor.
“Hayatım darbelere, darbeci eğilimlere karşı mücadele ile geçti.
“1960-61 yılını Mebus Evleri diye anılan İsrail Evlerinde geçirdim. Siyasi tutsak aileleri ile ilk kez orada karşılaştım. Yassıada’da zulüm altında olan mebusların çocuklarının okulda “düşükler” diye aşağılandığına tanık oldum. Onlarla dayanışma içinde oldum. Yassıada’da yapılan aşağılama ve işkencenin ilk tanıklıklarını dinledim. Daha sonra faillerinin askeriye içinde nasıl yükseldiklerine, 90’lı yıllarda nasıl kirli bir savaş yürüttüklerine tanık oldum.
"2011'de beni yargılayanlar şu an hapiste"
“İnsan Haklarına duyarlı olmamın, üniversite yıllarında bir darbeden medet ummamım nedeni belki de bu. 12 mart darbesini hapiste geçirdim, 20 yıl pasaport alamadım. Doktoram yarım kaldı. 12 Eylül darbesini tehdit altında yaşadım.
“28 Şubat günlerinde, 12 Eylül idamlarını anlatan bir kitabı ve 12 Eylül darbesinini sembolik olarak yargılayan Hannover Tribünalinin belgelerini yayınladığım için mahkemeye verildim. Başkanım Akın Birdal suikaste uğradı. Eşim Ayşe Nur hakkında ölüm döşeğinde davalar açılmaya devam etti.
“2006 yılında şu anda iktidarın payandası olan bir çevre tarafından Hrant Dink ile birlikte hedef gösterildim.
“2007 yılında kaos planı gerçekleşmedi ise, bunun nedeni Hrant Dink’in iğrenç katline gösterilen ve toplumun her kesimini kucaklayan vicdan patlaması idi. Darbe heveslileri Hrant’ı katletmekle kendi ayaklarına ateş ettiler.
“2011 yılında saçma gerekçelerle gözaltına alınıp tutuklandım. Beni tutuklayan, ulusal ve uluslararası tepki üzerine daha mahkeme başlamadan beni serbest bırakmak zorunda kalan ekip, polisi, savcısı, hakimi ile hapiste şu an.
“2015 darbegirişimi /karşı darbesi de bana dokunmadan geçemedi ne yazık ki. Kıssadan hisse: İnsan hakları ve adalete bir gün her kes muhtaç olabilir ve olacaktır."
Ragıp Zarakolu'nun "Makus kaderden kaçış yok" başlıklı Artı Gerçek ve Evrensel'de yayınlanan yazısı için TIKLAYIN.
Ragıp Zarakolu hakkında1948'de İstanbul Büyükada'da doğdu. 1977 yılında eşi Ayşe Nur Zarakolu ile birlikte Belge, Alternatif ve Alan yayınlarını kurdu. "Türkiye'de farklı düşünce ve kültürlere saygının Türkiye'de yaygınlaşması" mücadelesini, baskılara, kitaplarına el konmasına, imha edilmesine, ağır para cezaları ve cezaevine girmesine rağmen hiçbir zaman terk etmedi. Bir süre Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanlığı görevini de yürüten Zarakolu, Kürt sorunu ve Türkiye'deki azınlıkların durumu ile ilgili çalıştı. Türkiye PEN Merkezi Hapisteki Yazarlar Komitesi, Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Yayımlama Özgürlüğü Komitesi başkanlıklarında bulundu. Kürt sorunu ve Türkiye'deki azınlık hakları ile ilgilendi. İlk kez 1971 yılında Uluslararası Af Örgütü Amnesty International ile "gizli bağlantıları olduğu" iddiasıyla, Vedat Günyol, Tilda Gökçeli, Magdelena Rufer, Sebahattin Eyüboğlu, Çetin Özek, Azra Erhat, Harun Karadeniz, Faruk Pekin, Aydın Engin, Seçkin Selvi ve diğer birçok aydınla birlikte tutuklandı. 1982'de Emil Galip Sandalcı, Arslan Başer Kafaoğlu ile birlikte Demokrat gazetesini yayınladıkları gerekçesi ile gözaltına alındı. Zarakolu en son 2011'de oğlu Deniz Zarakolu ile birlikte KCK davası kapsamında tutuklandı. Nisan 2012'ye kadar cezaevinde kaldı. Ayşe Nur Zarakolu ile birlikte yayınladıkları kitaplar, makaleler ve konferansları nedeni ile haklarında 50'nin üzerinde dava açıldı. Ragıp Zarakolu, 2005'te Norveç Yazarlar Birliği'nin Norveç Kültür Bakanlığı'yla birlikte verdiği "İfade Özgürlüğü Ödülü"ne, 2007'de TGC Basın Özgürlüğü ve TYB Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü'ne ve Uluslararası Soykırım Araştırmacıları Birliği Ödülü'ne 2008'de Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Ödülü'ne, 2011'de Hagop Meghabart Yaşam Boyu Onur Madalyası'na, 2012'de PEN Jeri Laber Uluslararası Yayınlama Özgürlüğü Ödülü, Asur Kültür Ödülü ve Ayrımcılığa Karşı İLEF Evrim Alataş Ödülü'ne layık görüldü. |
(HA)