Gezi Parkı eylemleri nedeniyle "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla yargılanan 16 sanıklı davanın üçüncü duruşması dün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
708 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala dün görülen duruşmada da tahliye edilmedi. Kavala'nın avukatları duruşmanın ardından bugün bir basın toplantısı gerçekleştirerek hem davanın geldiği noktayı değerlendirdi hem de kamuoyunu bilgilendirdi.
TIKLAYIN - "Bağımsızlığını Kaybeden Türkiye Yargı Sistemidir"
Kavala'nın avukatları Köksal Bayraktar, Tolga Aytöre ve İlkan Koyuncu'nun yaptığı basın toplantının soru-cevap kısmında şunlar konuşuldu:
Duruşma sonrasında Osman Kavala ile görüşme şansınız oldu mu? Ara karar hakkındaki yorumu ne oldu?
İlkan Koyuncu: Dün akşam karar verildikten sonra kendisini görme fırsatı yakaladım. Osman Bey zaten son derece mücadeleci bir insan. Hiçbir şeyden vazgeçmiş değil. Aynı sakinliğiyle, aynı dik duruşuyla mücade etmeye devam edeceğini söyledi. Osman Kavala oradan çıkıncaya kadar, beraat edinceye kadar biz de onunla birlikte mücadele edeceğiz. Bu süreçte hukuki olarak adımlarımız, farklı önlemlerimiz olabilir. Bu adımlar mücadelemizin bir parçası olacak.
AİHM sürecinden beklentiniz nedir?
İlkan Koyuncu: AİHM başvurumuz hızlandırılmış prosedürle yürüyor. Şu an için AİHM karar vermesinin önünde bir engel yok. Ne demek bu? Türkiye Cumhuriyeti hükümetiyle başvurucu olarak bizlerin beyanları tamamlandı. Taraflar gerekli sürelerde gerekli başvurularını yaptılar, cevaplarını verdiler. Bunun dışında Anayasa Mahkemesi de Osman Kavala’yla ilgili olarak bir hak ihlali olmadığına oy çokluğuyla karar verdi.
Dolayısıyla AİHM her an bir karar verebilir. Biz de bu kararın artık verilmesini bekliyoruz.
Teyit etmek için soruyorum. Mahkeme başkanı ve üye hakimlerin değişmesi… Acaba ne olduğunu tekrarlayabilir misiniz?
Tolga Aytöre: İddianame açıklandığından bu yana olan süreçte üç kez mahkeme başkanı değişti. Aynı şekilde bir üye hakimin de üçüncü değişikliği. sadece biri bizim aleyhimize sürekli tutuklama oyu veren üye sabit bir şekilde heyette kalıyor.
Savcı da dün görülen duruşmayla birlikte ikinci kez değişmiş oldu.
Dün görülen duruşmada mahkeme başkanı Gezi’den vandallık diye söz etti. Mahkeme başkanının bu önyargılı tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Köksal Bayraktar: Mahkeme başkanı açıklamada belirttiğimiz üzere şuur altındaki bazı kelime ve cümleleri bir anda söylüyor. Kaldı ki, vandallık terimini kullanması başkanın dünya görüşünü ve olayı bakış açısını gösteriyor.
Bunun yanında başka şeyler de söyledi. Polis şiddetinden bahseden bir sanığa karşı “Peki o zaman polis şiddetiyle ilgili olarak siz yargı makamlarına ve idari makamlara dilekçe yazdınız mı? Şikayet ettiniz mi?” diye sordu.
Başka bir şekilde o hareket içerisinde bulunan gene başka bir sanığa karşı da “İyi ama özgürlüğün ifadesi bu şekilde mi olur? Gidip dava açtınız mı? Davanın neticesini beklediniz mi?” gibi sorular sordu. Bunlar olayı ortaya koyuyor.
Tolga Aytöre: Beni çok rahatsız eden ve Osman Kavala’nın konumlandırılmasıyla da alakalı olarak çok kısa bir ekleme yapmak istiyorum. Ne yazık ki bizim yargımızda son yıllarda çok örneğiyle karşılaştık, insanlar suçsuzluğunu ispat etmeye zorlanıyor.
“Madem çevreci bir eylemdi. Siz çevreci sınırlarda kalması için bir açıklama yaptınız mı?” gibi sorular sordu mahkeme başkanı. Öncelikle Osman Kavala bir siyasetçi değil. Belirli bir zümreye seslenmek zorunda değil. Görüşünü her daim açıklamak zorunda değil. Sosyal medya platformlarını kullanmıyor. Yani Osman Kavala “Ben Gezi’yle alakalı ne düşünüyorum?” diye 2013’te bir toplantı yapıp, “Bence Gezi budur” diyecek bir konumda insan da değil. O nedenle Osman Kavala’yı konumlandırırken dikkat etmek lazım. bir yayın organının sorumlu müdürüymüş gibi, bir siyasi parti temsilcisiymiş gibi bir beklenti içerisinde olmamak lazım. Herkes Osman Kavala’nın ne kadar çevreci ve barış yanlısı, şiddetten uzak bir insan olduğunu tanıyan herkes bilir. ama tanımayanlar da bu yönünü ispat et deme hakkına hakim de olsa sahip değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının ve İl Emniyet Müdürlüğü’yle İstanbul Valiliği’nin müdahil olma taleplerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tolga Aytöre: Bu tartışmalar hukuki bir tartışmadır ve bu tartışmaları yapan meslektaşlarımıza sonsuz saygı duyuyorum. Ama ben Osman Kavala’nın müdafi avukatı olarak olarak müdahil olma talebinde bulunan herkesin istediği şekilde duruşmaya katılmasını desteklerim. Ve müştekilerin istinabe yoluyla değil bizzat mahkemede ifade vermeleri gerektiğine inanıyorum.
Fakat davaya müdahil olma talebinde bulunan kişilerin ben iddianameyi okuduklarını düşünmüyorum. Cumhurbaşkanlığı avukatlarına iddianamenin içeriği anlatılırsa müdahil olacaklarını da sanmıyorum. Bunun haricinde kim müdahil olursa olsun buyursun gelsin, müdahil olsun.
(HA)