Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)'nın uluslararası basında çalışan gazetecileri hedef gösterdiği raporuna ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
TGS Twitter hesabından yaptığı paylaşımla, yarın (8 Temmuz) saat 11.30’da fişlenen gazetecilerle birlikte Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi C Kapısı önünde olacağını duyurdu.
MLSA da yine Twitter hesabından bir paylaşım yaparak rapor hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi:
"MLSA, SETA Vakfı hakkında gazeteciliği kriminalize eden ve adeta bir iddianame gibi hazırlanmış olan 'Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları' raporunda gazetecileri fişlediği ve hedef gösterdiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacak. #GazetecilikSucDegildir"
SETA raporu
İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker imzalı 196 sayfalık raporda, BBC Türkçe, DW Türkçe, Amerika’nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkçe, Independent Türkiye ve CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu) çalışanlarının tamamının özgeçmişleri, sosyal medya etkileşimleri ve daha önce çalıştıkları kurumlar listelendi.
Dış basını inceleme iddiasıyla hazırlanan raporda, adı geçen kurumlar “algı çalışması yürütmekle” suçlandı. Raporda, gazetecilerin Twitter hesaplarından retweet yaptıkları paylaşımlara da yer verilirken BirGün, T24, bianet, Evrensel, Cumhuriyet, Diken, DW Türkçe ve Sınır Tanımayan Gazeteciler “hükümet karşıtı söylemleriyle ön plana çıkan mecraların haberlerine yer veren kuruluşlar” şeklinde nitelendirildi.
TIKLAYIN - "Akademik Çalışma Değil, Fişleme Belgesi"
Raporun son bölümünde ise medya kuruluşlarına “haber diline siyasi kimliğin yansımaması için” çalışanların denetlenmesi önerisi yapıldı. Yanı sıra “yayın yapan yabancı medya kuruluşlarının güvenilirliği ve tarafsızlığı” açısından medya kuruluşlarını denetleyen kurul oluşturulması istendi.
SETA hakkında
SETA, kendi internet sitesinde yaptıklarını şöyle anlatıyor:
“SETA, siyaset, dış politika, ekonomi, toplum ve medya, hukuk ve insan hakları, güvenlik, strateji, eğitim ve sosyal politikalar, Avrupa araştırmaları ve enerji direktörlükleri bünyesinde bilgi üretmeyi ve üretilen bilimsel bilgiyi sorun çözücü formüller halinde sunmayı hedefler. Bu bağlamda SETA; Ankara, İstanbul, Washington D.C., Berlin ve Kahire’deki ofislerinde faaliyetlerine devam etmektedir."
Andıç nedir?
Türk Dil Kurumu (TDK) “andıç” kelimesini “uyarı veya hatırlatmak için yazılan not, muhtıra” olarak tanımlıyor.
“Andıç” kelimesi Türkiye’de ilk kez 1998’de tartışma konusu oldu. O dönem yakalanan PKK yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın soruşturma zaptına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmıştı. Bu ifadeler, 25 Nisan 1998’de Hürriyet ve Sabah gazetelerinde iki gün boyunca yayımlandı.
Sakık'a ait olduğu söylenen itirafların yayımlanmasıyla itiraflarda adı geçen gazeteciler işlerinden çıkarıldı ve Akın Birdal suikaste uğradı.
Daha sonradan çıkartıldığı mahkemede Sakık, böyle bir ifade vermediğini açıkladı. Ekim 2000’de gazeteci Nazlı Ilıcak, bütün bunların Genelkurmay istihbaratında hazırlanan bir psikolojik savaş taktiğinin gereği olduğunu gösteren bir belgeyi gazetecilere ulaştırdı ve belgenin yayımlanmasından on gün sonra Genelkurmay, "andıç" adı verilen belgenin varlığını kabul etti. (TP)