Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü yer yıl yayımladıkları Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ni yayımladı. 2018'de 180 ülke arasında 157. sırada yer alan Türkiye, 2019'da yine 157. sıradaki yerini korudu.
TIKLAYIN - Basın Özgürlüğünde Türkiye 157. Sırada
RSF'nin derlediği rapor; dünya genelinde gazetecilere yönelik nefretin ve şiddetin nasıl normalleştiğini ve korku artışına katkıda bulunduğunu gözler önüne seriyor.
Rapor ayrıca, gazetecilerin güven içinde çalışabilecekleri ülke sayısının düşmeye devam ettiğini ve otoriter rejimlerin medya üzerinde giderek daha fazla baskı kurduğunu aktarıyor.
Raporda, politik liderlerin gazetecilere yönelik düşmanlaştırıcı tavrının ise, gazetecilerde korku ve tehlikeye neden olan şiddet olaylarını kışkırttığı belirtiliyor.
Haritayı büyütmek için tıklayın
RSF genel sekreteri Christophe Deloire ise gazetecilerin tehlike altında olmasıyla ilgili raporda şu yorumu yapıyor:
"Siyasi tartışmalar, gazetecileri günah keçisi olarak kabul edildiği iç savaş tarzı bir atmosfere doğru kaydırırsa, demokrasi tehlike altındadır.
"Bu korku ve sindirme döngüsünün durdurulması, tarih boyunca elde edilen özgürlüklere değer veren tüm iyi niyetli insanlar için büyük bir aciliyet meselesidir."
Dünya
2019 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde bu yıl da ilk sıraları paylaşan ülkeler değişmedi: İlk sırada Norveç yer aldı. Norveç'i Finlandiya ve İsveç izledi.
İsveç'in ardından ise Hollanda geldi. Hollanda için raporda, bir organize suç ağını açığa çıkaran iki muhabirin polis koruması altında yaşamak zorunda kaldığı hatırlatıldı. Siber tacizde yaşanan artışın ise İsveç'e sıralamada yer kaybettirdiği belirtildi.
Afrika ülkesi Etiyopya'nın endekste 110. sıradan 40. sıraya yükselmesi ve Gambia'nın 92. sıradan 30. sıraya yükselmesi endeks içinde yer alan ülkeler adına önemli bir gelişme olarak nitelendirildi.
Endekste birçok otoriter rejim uygulamalarının ülkeleri gerilettiğine de vurgu yapıldı.
Bunlardan Venezuela'nın gazeteci tutuklamaları ve güvenlik güçleri tarafından gazetecilere şiddet uygulanması nedeniyle 148. sırada yer aldığı kaydedildi.
Kremlin'in gazeteci tutuklamaları, keyfi aramalar, ağır yasal baskılar, sansüre uğrayan bağımsız medya ve internetin Rusya'nın endekste 149. sırada yer bulmasına yol açtı.
Endekste iki komşu ülke Çin ve Vietnam sırasıyla 172 ve 176. sırada yer aldı. Eritre 178. olarak sondan üçüncü, Kuzey Kore sondan ikinci olarak 179. ve Türkmenistan ise sonuncu olarak 180. sırada yer aldı.
*Beyaz "iyi durumda"
*Sarı "tatmin edici durumda"
*Turuncu "sorunlu durumda"
*Kırmızı "zor durumda"
*Siyah "çok tehlikeli durumda"
180 ülkenin sadece yüzde 24'ü (geçen yıl yüzde 26'sıydı) endekste "iyi ve oldukça iyi durumda" olarak nitelendirildi. Tehditler, hakaretler ve saldırıların birçok ülkede gazeteciler için "mesleki yaşamlarının" bir parçası haline geldiği hatırlatıldı.
Donald Trump'ın yorumlarının ötesine geçen ve medyaya karşı gittikçe artan düşmanca bir tavır alması Amerika Birleşik Devletleri'ni bu yıl üç sıra birden düşürdü (48'inci sırada) ve ABD endekste "sorunlu" olarak sınıflandırıldı.
ABD'li gazeteciler için "Gazeteciler daha önce hiç bu kadar çok ölüm tehdidine maruz kalmadı ya da koruma için özel güvenlik şirketlerine hiç bu kadar başvuruda bulunmadı" yorumu yapıldı.
"Annapolis'teki 'Capital Gazette'ye yapılan saldırıda dört gazeteci yaralandı, biri ise hayatını kaybetti. Saldırgan, saldırıdan önce sosyal ağlara gazete hakkındaki nefret söylemlerini daha önce defalarca kez dile getirmişti."
Cemal Kaşıkçı detayı
Raporda geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'da öldürülmesiyle ilgili olarak ise şu ifadeler yer aldı.
"Yetkilileri kızdıran gazetecileri cezalandırmak için uygulanan şiddet artık herhangi bir sınır tanımıyormuş gibi görünüyor. Suudi Arabistanlı köşe yazarı Cemal Kaşıkçı'nın geçtiğimiz Ekim'de İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'nda öldürülmesi Suudi Arabistan sınırlarının çok ötesindeki gazetecilere ürpertici bir mesaj gönderdi. Hayatta kalma korkusuyla, bölgedeki gazetecilerin çoğu kendilerini sansürlediler veya tamamen yazmayı bıraktılar."
Türkiye
Türkiye'yi Doğu Avrupa ve Orta Asya kategorisinde ele alan RSF, Ankara ve Moskova'yı "Bölgenin en kötü despotlarından daha da korkunç davrandılar" diyerek eleştirdi ve iki ülkeyi kötü örnek teşkil etmeye devam eden ülkeler olarak nitelendirdi.
"Bölgesel ağırlıklar olan Rusya ve Türkiye elbette iyileşenlerin arasında değildi ve bunun yerine baskının öncüsü olarak rollerini korudular. "
"Türkiye'nin en büyük medya grubu hükümet yanlısı bir holding tarafından devralındı ve hükümet kalan birkaç kritik medya kuruluşu üzerindeki baskı tutumunu sıkılaştırmaya devam etti."
Raporda, "Dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülke konumundaki Türkiye'nin sistematik olarak önleyici gözaltıya ve bazen müebbete varan uzun hapis cezalarına başvurduğu" da ifade edildi.
Raporda, RSF Türkiye temsilcisi ve BİA Medya Gözlem Raporları raportörü Erol Önderoğlu'nun kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma eylemine katıldığı için "terör propagandası" yapmakla suçlandığı hatırlatıldı.
Ayrıca Ankara'nın her yıl binlerce makaleyi engellediği, sosyal medya paylaşımları nedeniyle insanları hapsettiği belirtilerek, "Şimdi de online video hizmetleri kontrol altına alınmaya çalışılıyor" denildi.
"Yolsuzluk, muhabirler için tehlikeli bir konu"
Raporda ayrıca Türkiye'nin "Paradise Papers (Cennet Belgeleri)" konusunda yaptığı haberler nedeniyle bir gazeteci hakkında dava açılan tek ülke olduğu ifade edildi.
Cumhuriyet Gazetesi eski muhabiri Pelin Ünker'in 13 ay hapse mahkum edildiği ve ağır para cezasına çarptırıldığı raporda yer aldı. Bu davanın, araştırmacı gazeteciliğin nasıl cezalandırıldığına dair çok sayıda örnekten sadece biri olduğu ifade edildi. (HA)