Yeniden görülen Hrant Dink davasına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) mahkemenin istediği Hrant Dink’in adına kayıtlı cep telefonuna ilişkin bilgileri göndermedi.
BTK bilgileri göndermiyor
Mahkeme, BTK'den Dink'in kullandığı telefonla Agos Gazetesi ve Beyaz Adam Kitabevi’nin kullandığı telefonlarla ilgili herhangi bir dinleme kararının olup olmadığını, dinleme yapıldıysa, dineme kararının hangi kurum tarafından hangi tarihte alındığının kendilerine bildirilmesini istemişti. Dava başlamadan yapılan soruşturma sırasında Hrant Dink’in yıllarca Emniyet İstihbarat Kurumları tarafından izlendiği, Agos Gazetesi’nin de takip altında olduğu ortaya çıkmıştı.
BTK ise istenilen bilgilerin Mahkeme’nin yaptığı yargılama dosyasının kapsamında olmadığını iddia etti.
BTK'den gelen cevap şöyle:
“Belirtilen mevzuat hükümleri gereğince Başkanlık’ta gerçekleştirilen işlemler mevzuata uygun bir soruşturma ve kovuşturma kapsamında Hakim veya Cumhuriyet Savcısı tarafından gönderilen kararlar çerçevesinde yapılmakta olup, Hakim ve Cumhuriyet Savcısı’nın kararları çerçevesinde gerçekleştirilen işlemler ilgili ceza soruşturması kapsamında değerlendirilmektedir. Bu nedenle ilgili Mahkeme veya Cumhuriyet Başsavcılıklarına sadece kendi dosyaları kapsamında bilgilendirme yapılabileceği, kendine ait olmayan bir dosya kapsamında yahut herhangi bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında olmayan kişi veya numara hakkında bilgilendirme yapılamayacağı değerlendirilmektedir.” |
Jandarma Ünalır'ın savunması
Bugünkü (1 Şubat) duruşmada cinayet döneminde ilk olarak Trabzon Jandarması istihbaratında aşırı sağ faaliyetten sorumlu Uzman Jandarma Hacı Ömer Ünalır da savunma yaptı.
Tutuksuz yargılanan Ünalır, bombalama olayına karşımasına rağmen Yasin Hayal hakkında Jandarma İstihbarat arşivinde herhangi bir bilgi ve belge olmadığını söyledi.
Hayal'in, Samast'ın, Tuncel'iden haberleri yokmuş
Ünalır'ın savunması şu şekilde:
“Yasin Hayal’in [azmettirici, sanık] Dink'i öldürmeye dönük planını not aldım. Daha sonra böyle bir gazeteci var mı diye internet kafeye gidip araştırdık.
“Notla ilgili şube müdüründen emir almadığımızı, konunun önemli olduğunu söyledim. O da 'ben sizi bilgilendireceğim' dedi. Bu konu ile ilgili cinayet gününe kadar hiç konuşulmadı. Ben de sahte ihbar olabileceğini düşündüm. Olay günü cinayeti televizyondan öğrendik. Yasin Hayal olabileceğinden bahsediliyordu haberlerde ancak görüntülerdeki kişiyi Hayal'e benzetemedik. Hayal'i daha önce gazetelerde çıkan fotoğraflarında tanıyorduk.
"Mahkemede tanık olarak ifade verdik ve olayı olduğu gibi anlattık. Gerçeğe aykırı düzenlendiği belirtilen haber kayıt formu ile ilgim yoktur. Hazırlayan kişi bellidir. McDonalds bombalandığında Trabzon’a yeni atamıştım ve olayı gazetelerden öğrendim.
"Yasin Hayal ismini, Dink cinayet ihbarına kadar ne duydum ne de hakkında bir fiş kaydı vardı. Ogün Samast'la [tetikçi, sanık] ve Erhan Tuncel [azmettirici, Dink cinayeti istihbaratını getiren muhbir, sanık] ilgili de bilgi yoktu. Örgüt üyesi kapsamında fiş kaybı bulunan 3 ya da 4 kişi vardı ve onlar da Trabzon’da ikamet ediyordu. Hayal ve grubundan kimseyle ilgili jandarmada tek bir bilgi yoktu. Yazı gelmiş olsa El Kaide ile ilişkili diye biz Hayal'i teknik takibe alırdık. Ama yazı yoktu.
"Ben uzman jandarma idim kendi başıma harekete geçmem hukuken mümkün değildir. Sıralı amirlerimin izni olmaksızın harekete geçemem. Suçlamaları kabul etmiyor beraatimi talep ediyorum.”
Duruşma öğleden sonra devam edecek. (EA)