Haberin İngilizcesi için tıklayın
"İnsanlar sürgünde, bir kısmı ülkesine hapsolmuş durumda. Ne yapacağız? Elimizde teknoloji var, orada sınır yok."
Almanya'daki Barış İçin Akademisyenler'den bir grup ve Almanyalı meslektaşları Off-University (Organisation für den Frieden/ Barış İçin Organizasyon) Derneği'ni kurdu.
Haziran 2017'de Berlin'de kurulan dernek 7 Ekim'de Berlin'de gerçekleşen konferansla aynı sıralarda internet sitesi üzerinden 16 sunumdan oluşan "Barış Hakkında Zor Sualler Konferansı"nı yayınladı.
İhraç edilen akademisyenlerin sunumlarından oluşan konferanslar ücretsiz. Belirlenen tarihlerde çevrimiçi tartışma saatleri var.
Off-University'nin gelecek dönemde çevrimiçi eğitim programı ve uzun vadede diploma verebilecek nitelikte bütünlüklü bir eğitim programına kavuşturulması amaçlanıyor.
Off-University kurucularından, derneğin yazmanı akademisyen Doç. Dr. Tuba İnal Çekiç ile Off-University'i konuştuk. Kendisi de Barış Akademisyeni olan İnal Çekiç, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden istifa ettikten sonra KHK ile ihraç edildi. Şu anda HafenCity Universitesi'nde yarı zamanlı çalışıyor.
"Offff üniversite"
Off-University'i kimler kurdu?
Almanya'daki Barış İçin Akademisyenler'in içinden bir grup ile Almanya'dan imzaya destek veren Almanyalı akademisyenlerin birarada olduğu yaklaşık 25 kişilik bir ekip olarak başladık.
Şubat 2017'de çekirdek bir grupla fikri konuşmaya başladık. Mayıs 2017'deki açık çağrılı dernek kuruluş toplantısının ardından dernek kuruldu.
İsmi neden Off-University?
Off-University çünkü; anakımın dışında. Bildiğimiz üniversite anlayışını, başka bir üniversite fikrini de ön plana çıkarmak istedik.
Bir yandan Türkiye için söylediğimizde üniversite "off". Bir kısmımız için üniversite bitti ama kalan üniversite de çöle döndü. Öğrencilerin eleştirel bilgiye ulaşma imkanı ellerinden alınmış oldu. Bu biz gittik diye değil, kalanların üzerinde yaratılan korku sebebiyle oldu. Dolayısıyla Off-University'nin bunun dışında olduğunu tanımlamak için "off".
"Tiyatrodan sonra", "sanattan sonra" manasında kullanılan "off" diye bir tanım vardır, "Ya sonrası?" diye. Üniversite gitti. Peki sonra? Sonrası Off-University diye düşündük.
"Off kampüs" vurgusu da var tabii.
"Offf" vurgusu negatif bir anlam da içeriyor diye düşündük diğer yandan ama bir yandan da uluslararası olmasa da aramızda böyle bir anlamı da var; "Offfff üniversite".
"Konferans, dersler, diploma verebilmek"
Hedefleriniz neler?
Üç temel hedefle çıktık yola.
Kısa vedeli olarakyaz sonunda Barış Üzerine Zor Sorular Konferansı'nı yapmayı planladık. Danışman grubu oluşturup onlardan barış üzerine sorular topladık, akademisyenler bu sorulara yanıt olan bildirilerini video formatında yolladılar.
Online olarak herkese açık 16 sunum "Savaşın Varlığı", "Barışın İmkanları", "Barışın Gerekliliği" ve "Barışa Sesler" başlıklarında sıralanıyor.
Her birimin tartışma günü ve saati var. Online tartışmalara herkes istediği yerden bağlanabilecek.
Orta vadede seminerlerin yanı sıra bir kaç haftalık akreditasyonlu derslerin de olacağı çevrimiçi eğitim programları, dersler açmayı hedefliyoruz.
Uzun vadede diploma verebilen bir üniversiteye dönüşmeyi istiyoruz.
Bizim için temel olan öğrencilerden ücret alınmaması, ders verenlere de ücret sağlanması. Bunları fonlarla sağlamaya çalışacağız. Bu konuda iki hafta daha sürecek kitlesel fonlama kampanyamız da var.
"Bize alan açabilecek bir yer"
Sizin için Off-University ne ifade ediyor?
Akademisyeniz, yapmayı bildiğimiz şeyi yapmaya devam ediyoruz.
Kişisel sorunlarımız da var; oturum almaya, ev bulmaya çalışıyoruz, yeni yere alışma krizi var. Aynı zamanda bir şey de yapmamız gerekiyor. Herkes bulunduğu yerde etkinlik organize etmeye çalışıyor. Konuşasımız ve bir şey yapasımız var.
Almanya'daki akademi alışkın olduğumuz akademiden çok farklı. Türkiye'de, 50-D sürecini saymazsak, en azından kamu üniversitelerinde kalıcı posizyonlarda çalışıyorduk. Almanya'da ise kamu üniversitelerinde de kısa süreli kontratlarla çalışıyorsunuz.
Buraya gelen herkes kısa sönemli burs ve kontratlarla çalışıyor.
Off-University bize alan açabilecek bir yer. Almanya ve Türkiye'deki akademinin ortasında, hiyerarşik üniversite yapısının dışında daha yatay bir organizasyon. Buradan kimse çok paralar kazanamaz ama öğrencilerimizden ayrılmış olmayacağız, nereye gidersek gidelim dersleri vermeye devam edebileceğiz.
İnsanlar sürgünde, bir kısmı ülkesine hapsolmuş durumda. Ne yapacağız? Elimizde teknoloji var, orada sınır yok. İnsanlar fiziksel olarak olmasa da birbilerine ulaşacak, konuşmaya devam edecekler.
"Herkese açık"
İkinci aşama hedefleriniz arasındaki dersler ne zaman açılacak, alanları ne olacak?
Dersleri en azından bir başlangıç olarak önümüzdeki yaz dönemine açmayı planlıyoruz.
Bölüm, fakülte mantığı yok. Bulması kolay olsun diye dersleri başlıklar altında toplamaya çalışacağız ama disiplinler arası olacak. Şimdilik çoğunlukla sosyal bilimler alanındaki akademisyenler var ama hedefimiz bunu genişletmek, sosyal bilimler dışında ders verme talebiyle gelenler de yer bulacak.
Ders almak için öğrenci olmak gerekmeyecek. Dünyanın her yerinden kim izlemek istiyorsa herkese açık olacak.
Kaç dilli yayın olacak?
En az üç dilli. Çok dillilik temel ilkemiz. Dilin kimse için sınırlama olmamasını istiyoruz. Şu anda kapasitemiz üç dile yetiyor; Almanca, İngilizce, Türkçe. Sonrası için herhangi bir dilde ders açılabilir.
Asıl güç gerektiren kısmı altyazıları hazırlamak. Bu konuda ciddi bir çeviri desteğine ihtiyacımız var.
"Tekrar barışı konuşalım"
İlk konferansınızın başlığı barış. Bildirinin üzerinden geçen bir yılı aşkın zamanda "barış" demeye devam ederken ne hissediyorsunuz?
Büyük bir çoğunluk bildiriye vicdani bir sorumlulukla imza attı. "Tekrar o masaya oturulsun, barış konuşulsun" derken konunun ekseni kaydı ve bizim başımıza gelenleri, akademiyi konuşmaya başladık.
Halbuki biz geri dönüp tekrar "Biz barışı konuşuyorduk" demek istiyoruz.
Bizim başımıza bunlar gelmiş olabilir ama biz tekrar barışı konuşalım. (BK/HK)