Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atığı hakaret davalarını geri çektiğini açıklamasının ardından avukatı MHP ve CHP liderlerine açtıkları davaları geri çekti.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile ilgili davaların geri çekilmeyeceğini açıkladı.
Hürriyet’ten Gizem Karakış’a konuşan Aydın, Erdoğan’ın açtığı üç binin üzerinde ceza ve hakaret davasının ve beş tutuklunun olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın avukatı, Erdoğan’ın açtığı 3 binin üzerinde ceza ve hakaret davasının olduğunu belirten Aydın, bu hafta içi davaların tümünü geri çekmek için işlemleri hızlandırdıklarını belirtti.
BİA Nisan-Mayıs-Haziran 2016 Medya Gözlem Raporu, sadece “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla 5’i gazeteci 7 kişinin toplam 3 yıl 8 ay 4 gün (2 yıl 11 ayı ertelemeli) hapse ve 31 bin 500 TL de adli para cezasına mahkum edildiğini gösteriyor.
Erdoğan: Bir kereye mahsus olarak davalarımı çekiyorum
Erdoğan, 29 Temmuz’ta Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programında yaptığı konuşmada hakaret davalarını geri çekmekle ilgili şöyle demişti:
"Şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak, davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Zira asıl bu imkanı doğru değerlendiremezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin, ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum.”
Avukat: 5 tutuklunun tahliye olacağını düşünüyorum
Hürriyet'e konuşan avukat Aydın ilk olarak, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye karşı açtıkları davaları geri çektiklerini belirtti.
Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilen iki sayfalık dilekçede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milletin asgari müşterekte buluşması, birlik ve beraberliğin tahkim edilmesi, siyasi hayattaki asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle davalardan feragat ettiği belirtildi.
“Siyasi liderlerin ardından bugün ceza ve bazı hakaret davalarını geri çekeceğiz. Şu anda yaklaşık 5 tane tutuklu olduğunu biliyoruz. Ama davalardan kaç tutuklu var, bunlarla ilgili araştırma işlemleri devam ediyor. Tutukluların da davaların geri çekilmesinin ardından tahliye olacağını düşünüyorum.
“Ceza davalarının geri çekilmesine rağmen kamu davası olarak devam edebilir. Ancak, ceza davaları hakaret davalarından daha fazla. Ceza davaları aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olduğu için kamu davasına dönüşüyor. Fakat biz davalardan şikayetten vazgeçeceğiz. İrademizi dosyalarda sunacağız. Dilekçelerimizi hazırlıyoruz bu davalar da geri çekilecek.
“Daha önce milletvekillerine hakaret davaları açıldı fakat milletvekillerinin dokunulmazlıkları olduğu için işlem yapılamadı. 65’e yakın dokunulmazlık davası var. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından işlemler yapılacaktı. Fakat 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle fezlekeler askıya alındı. Bugünlerde adli işlemeler başlamış olacaktı. Bildiğim kadarıyla bir milletvekilinin davası başladı. Bu davalardan da şikayetten vazgeçeceğiz. Kovuşturma izni de Adalet Bakanlığı tarafından verilirse bu davalar da kapatılacak.
“Almanya’da açılan davanın da geri çekileceğini düşünüyorum, henüz bu konuda farklı bir karar alınmadı."
İki sayfalık dilekçe
Savcılığa gönderilen dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“Sayın Cumhurbaşkanımız, tüm özgürlükler gibi düşünce ve ifade özgürlüğünün de sınırları olduğunu, hak sahiplerinin sorumluluk içinde hareket etmelerini ve özellikle başkalarının haklarına riayetin önemini sürekli vurgulamıştır. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çağrısının, özellikle son yıllarda başta siyasi parti liderleri olmak üzere muhalif kesimlerde karşılık bulmadığı, Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına ve ailesine yönelik sistematik bir hakaret kampanyasının yürütüldüğü bilinen bir gerçektir. Ayrıca 2011 yılında bugünkü gibi dava ve şikayetlerden vazgeçmek suretiyle iyi niyet ortaya konulmuş olmasına rağmen kısa süreli bir bahar havasından sonra sistematik hakaret kampanyasına kaldığı yerden devam edildiğine üzülerek müşahade edilmiştir.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsına ve ailesine yönelik hakaret ve iftira içeren saldırılara karşı yasal haklarını kullanmasının muhalefetin susturulması veya baskı altına alınmaya çalışılması şeklinde yorumlanmasının iyi niyetli ve gerçekçi bir yaklaşım değildir. Bütün demokratik liderler gibi Sayın Cumhurbaşkanımız da muhalefetin, yapıcı ve yararlı eleştirinin vazgeçilmezliğinin idrakindedir. Ancak geldiğimiz nokta itibariyle sorumsuz muhalefetin yıkıcı, ölçüsüz eleştirinin ve hakaretin muhalefete ve ülkeye bir katkı sağlamadığı, sorunları çözmek yerine derinleştirdiği, birlik ve beraberliğimizi zedelediği anlaşılmıştır.
“Fetullahçı Terör Örgütü’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden ve milletçe ödenen ağır bedellerden sonra tarihi bir fırsat yakalandığının tartışmasızdır. Fikirlerimizin farklılığı zenginliğimizdir. Ancak, bu zenginliğin karşılıklı saygı, empati ve özellikle üslup güzelliğiyle tahkim edilmesi gerektiği, aksi takdirde sahip olunan zenginliğin bir felakete dönüşmesi ihtimalinin gözardı edilemez.” (BK)