Çağlayan Adliyesi’nde çantasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Newroz bildirisi bulunduğu için gözaltına alınan ve hakkında “terör örgütü propagandası” iddiasıyla dava açılan akademisyen Chris Stephenson bugün hakim karşısına çıkıyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşma öncesi Stephenson ile dayanışmak için adliye önünde basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklamasına katılanlar arasında Barış İçin Akademisyenler bildirisinin imzacısı olan akademisyenler, ifade özgürlüğü savunucuları, Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Garo Paylan ve European Grassroots Antiracist Movement (Avrupa Kökleşmiş Irkçılık Karşıtı Hareket) Başkanı Benjamin Abtan da vardı.
Akdeniz: TMK bu kadar rahat kullanılmamalı
Basın açıklamasında konuşan, Stephenson ile aynı üniversitede çalışan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz “25 yıldır ifade özgürlüğü üzerine çalışıyorum. Terörle Mücadele Kanunları bu kadar rahat kullanılmamalı” diye konuştu.
Stephenson'ın çantasından hakkında herhangi bir soruşturma olmayan HDP'nin Newroz mitingi davetiyesi çıktığı için davanın açıldığını aktaran Prof. Akdeniz “Bu çantasından düğün davetiyesi çıkmasıyla aynı şey” dedi.
Prof. Akdeniz, duruşmada da bu bağlamda ifade özgürlüğünü savunacaklarını söyledi.
Abtan da Türkiye'de akademisyen ve öğrencilerin yargılandıkları davanın takipçisi olduklarını belirterek “Futbol taraftarlarının da dediği gibi Chris asla yalnız yürüymeyecek*” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından Stephenson, avukatları ve beraberindekiler duruşma için adliyeye girdi.
"İfade özgürlüğüne büyük saldırı"
Dayanışma eylemi için hazırlanan basın metninde şu ifadeler yer aldı:
“Ocak ayından bu yana birçok meslektaşımız temel hukuk ilkeleri ve hatta yasalar çiğnenerek gözaltına alındı, tutuklandı, hapse atıldı; üniversitelerinde yürütülen disiplin soruşturmalıyla görevlerinden uzaklaştırıldı ya da işten atıldı.
“İmzacılara ve onların taleplerine yönelik tahammülsüzlük, sadece akademik özgürlüklerin ihlali değildir; en temel demokratik hak olan ifade özgürlüğüne karşı da büyük bir saldırıdır. Bu planlı tahammülsüzlüğün hedefi, toplumu ve akademiyi eleştirel düşünceden korku yoluyla uzaklaştırmaktır.”
“Bu delil ve suçlamaların ne kadar boş olduğunu görmek için hukuk fakültesi mezunu olmak gerekmiyor elbette!” denen metin şöyle devam etti:
“İktidar, kendisine yönelik her eleştiriyi 'terör örgütü propagandası' olarak değerlendirip karşısına çıkan herkesi 'terörist' ilan ediyor.
“Bugün Chris’le dayanışmayan bir akademi, yarın topluca terörist ilan edildiğinde direnme gücünü kendinde bulamayacaktır.”
TIKLAYIN - TÜRKİYE'YE DÖNEN STEPHENSON: TÜRKİYE İÇİN UMUTSUZ DEĞİLİM
Ne olmuştu?
İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Stephenson, 15 Mart’ta gözaltına alınan meslektaşlarıyla dayanışma için geldiği İstanbul Adliyesi’nde HDP İstanbul İl Başkanlığı imzalı Newroz davetiyeleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınmıştı.
Savcıya çıkarıldığı 16 Mart günü serbest bırakılmış ancak sınır dışı talebi nedeniyle Kumkapı geri Gönderme Merkezi’ne götürülmüştü. Valililiğin sınır dışına dair kararını burada beklemek zorunda kalan Stephenson, karar açıklanmadan İngiltere’ye gitmişti.
Avukatların Valilik kararına itirazının ardından Stephenson'ın yurtdışı yasağı olmadığı ortaya çıkmış, akademiyen 22 Mart'ta Türkiye'ye dönmüştü.
Stephenson hakkında “terör örgütü propagandası” gerekçesiyle 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açımıştı.
Chris Stephenson kimdir? |
Chris Stephenson, 25 yıldır Türkiye’de yaşayan bir akademisyen. Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmasının ardından dayanışma için açılan internet sitesinde kendisi hakkında yer alan bilgilerden bazıları şöyle: * 1960'lardan bu yana bilgisayar bilimleri/matematik alanlarında çalıştı. * Liseden mezun olduktan sonra IBM'de (International Business Machines; Uluslararası İş Makineleri) çalıştı. * Reuters'da çalıştığı dönemde gerçek zamanlı bir işletim sistemi geliştirdi. * Aynı yıllarda sendikal hareketlerin içinde de aktif olarak rol aldı. * Cambridge Üniversitesinde Matematik alanında eğitimini tamamladıktan sonra Bilgisayar Bilimleri alanının önde gelen isimlerinden John Conway ile çalıştı. * 1991'de Türkiye'ye yerleşti. * 1999'de İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışmaya başladı, kısa süre sonra Türkiye'nin ilk Bilgisayar Bilimleri bölümünü kurdu. * Türkiye'de özgür yazılımın yaygınlaşması için aktif bir şekilde çalıştı. |