“Her geçen gün demokrasi ve hukuktan uzaklaşan bir ülkedeyiz, bu karar da onun göstergesi. İşime, öğrencilerime dönmek istiyorum. Hukuki hakkımı kullanacağım ama çok uzun zamana mal olabilecek süreç. Hukuka güvenmeyeceksek neye güveneceğiz. Endişeliyiz, sadece kendimiz için değil, ülkemiz adına da endişeliyiz.”
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şener, sözleşmesi yenilenmeyip işten atılmasına karşı açtığı davada kazandığı yürütmeyi durdurma kararının iptal edilmesini böyle yorumluyor.
Mustafa Şener, Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde 22 yıllık öğretim üyesiydi.
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza vermesinin ardından sözleşmesi yenilenmeyerek işten atıldı.
Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Üniversitenin itirazı sonucu Adana Bölge İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını iptal etti.
Üniversite sözleşme yenilenmesine gerekçe olarak “fakülte yönetiminin sözleşme bittikten iki gün sonra toplanması nedeniyle evrakların zamanında verilmemesini” öne sürmüştü.
Adana Bölge İdare Mahkemesi ise bildiriye imza vermesinin ardından sosyal medya paylaşımları nedeniyle Şener hakkında açılan iki davayı gerekçe gösterdi.
bianet’e konuşan Mustafa Şener iki noktaya dikkat çekiyor; işten atılma gerekçesi başka iken mahkemenin işten atılmasından sonra açılan davaları gerekçe göstermesi, hakkında hüküm verilmemişken dava açılması nedeniyle ceza alması.
Şener: Davaları gerekçe göstermek hukuk skandalı
TIKLAYIN - ÜÇ AKADEMİSYEN NEDEN "SUÇA ORTAK OLMADIKLARINI" ANLATIYOR
Şener, davanın Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde esastan görülmeye devam edeceğini ancak bunun aylara yayılacağın belirterek böyle idare mahkemesinin kararını “Hukuka inancım kalmadı” diye yorumladı:
“Üniversite, hakkımda açılan davalardan dolayı değil, dosyamın geç gitmesini gerekçe göstererek beni işten attı.
“Üniversite beni işten attığında davalar yoktu. Davalar sebep olarak değil, bu sürecin sonucu olarak ortaya çıktı.
“Üniversite bile mahkeme aşamasında davaları gerekçe göstermemiş, idare mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını kabul etmişken, bölge mahkemesinin davaları gerekçe sürerek kararı kaldırması bence hukuk skandalı.”
“Masumiyet karinesi çiğneniyor”
Şener hakkında açılan davaların duruşmaları 12 Temmuz ve 6 Eylül’de. Hakkında açılan davalarda henüz duruşma görülmemiş ve isnat edilen suçları sabit değilken bu davalar nedeniyle karar verilmesine tepkili:
“Hakkımda dava açılması suçlu olduğumu göstermez. Bu nedenle ayrı ceza verilemez.
“Hukukun en temel ilkesi masumiyet karinesi. İnsanlar aksi kanıtlanmadıkça masum kabul edilir. Evrensel hukuk kuralını çiğnerken, işlemin oluş tarihinden sonra açılan davaları gerekçe yapıyor.”
"En verimli çağımda üniversiteden uzaklaştırılıyorum"
Şener, yürütmeyi durdurma kararının ardından işine döneceği umudunda olduğunu ancak iptal kararının kendinde yıkıntı yarattığını söyledi.
“İşime, öğrencilerime dönmek istiyorum. Devletin verdiği maaşla o kadar yıl doktora, yüksek lisans yaptım. En verimli olacağım, birikimleri öğrencilerim, araştırmalarım için kullanacağım çağda üniversiteden uzaklaştırılıyorum. Bu ne kamu yararıyla ne de hakkaniyetle, adalet bağdaşabilecek bir şey.
“Hukuki haklarımı koruyacağım. Ama süreç hem çok uzun zamana mal olabilecek hem de insanın enerjisini yaşama şeyini elinden alan bir şey.
“Hukuk dışı siyasi karar olduğu açık. Yaşanan basit bir hukuksuzluk değil düpedüz kötülük var.
“Arkadaşlarla sürekli birbirimize soruyoruz; böyle bir sistemde hukuka güvenemeyeceksek neye güveneceğiz? Endişeliyiz. Sadece kendimiz için değil ülkemiz adına da endişeliyiz.
"Mersin Üniversitesi en agresif olanı"
Mersin Üniversitesi’nde Şener ile birlikte iki, ardından da üç akademisyen daha sözleşmesi yenilenmeyerek işten atıldı.
Şener’in davasında yürütmeyi durdurma kararı verilirken, üç akademisyenin bu talebi reddedildi, ikisinin davası henüz sonuçlanmadı. Ret gerekçelerinde bildiriye imza vermek öne sürüldü.
Şener, Mersin Üniversitesi’nin tutumunu “Türkiye’deki tüm üniversiteler içinde en agresif olanı” diye yorumladı.
“Altı arkadaş işten atıldık. Hukuki süreçlerle uğraşmak zorunda kaldık. Bir çok üniversite bu bildiriden dolayı soruşturma bile açmadı. Bazıları sadece kınama cezası vererek olayı kapattı. Mersin Üniversitesi hiç sorgusuz sualsiz, yasaya, etiğe uygun olup olmadığına bakmaksızın insanların işine son verdi, ekmeğiyle, geleceğiyle oynadı. Bunu Mersin ve Türkiye kamuoyunun takdirine bırakalım.
“Umuyoruz ki karanlıktan yana esen rüzgar bir yerde kırılacak. Sadece bizim iş kaygımız değil, Türkiye bu kadar hukuksuz bir uçuruma yuvarlanıyor, bu herkesin zararına. Umuyoruz bu rüzgar tekrardan değişecek kısa zamanda.”
Ne olmuştu?
İdare mahkemesi “telafisi imkansız zarar doğurabilir” demişti
TIKLAYIN - İMZACI AKADEMİSYEN ÇAĞLAYAN'DA BİANET'E KONUŞTU
Yrd. Doç. Dr. Şener’in üç yılda bir yenilenen sözleşmenin süresi bu sene 13 Ocak’ta doldu. Şener’in sözleşmesi, belgelerini zamanında teslim etmesine ve jüri ve bağlı olduğu İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi yönetiminin olumlu kararına karşın yenilenmedi.
Kendisine sunulan gerekçe, fakülte yönetiminin sözleşme bittikten iki gün sonra toplanması. Ancak bunun “bahane” odluğunun rektör tarafından da kabul edildiğini söyledi.
Mersin 2. İdare Mahkemesi, sözleşme yenilememenin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açılan davada 21 Nisan’da yürütmenin durdurulması kararı verildi.
Mahkeme, Fakülte kurulunun Şener’in görev süresinin uzatılmasını rektörlüğe teklif ettiğini, Şener’in sürenin uzatılması istemiyle görev süresi dolmadan başvuruda bulunduğunu belirtti. “İdari işleyişten kaynaklanan gecikmede davacının kusur yahut iptali olmadı anlaşıldığından davacının görev süresi sona erdiğinden bahisle yeniden atamasının yapılmamasının hukuka uyarlık bulunmamaktadır” dedi.
Mahkeme, görev süresinin uzatılmaması işleminin telafisi güç veya imkansız zarar doğurabileceğini belirterek yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Bölge idare mahkemesi başka gerekçe gösterdi
TIKLAYIN - BARIŞ İSTEDİ, 22 YIL ÇALIŞTIĞI ÜNİVERSİTEDEN ATILDI
Okul yönetiminin itirazı üzerine kararı inceleyen Adana Bölge İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
Mahkeme kararında, Şener hakkında imza vermesinin ardından sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Milleti kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ve ”Kamu görevlisine (başbakana) hakaret” suçlamalarıyla açılan iki davayı gerekçe gösterdi.
Bu davalar nedeniyle sözleşmesinin uzatılmasının reddinin hukuka uygun olduğunu söyledi. (BK)