“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacısı üç akademisyenin “Anadolu’ya Göç” başlıklı konferansa gönderdikleri üç bildiri önce kabul edildi, sonra “uygun değil” dendi.
Akademisyenlerden Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu, bildirilerinin programdan çıkarılmasının asıl nedeninin barış bildirisini imzalamış olmalarının sözlü olarak teyit edildiğini söyledi.
bianet’e bilgi veren Lordoğlu, “Bu uygulama aynı zamanda akademideki yapılan hak ihlallerinin, ifade özgürlüğü ihlallerinin yeni bir örneğini oluşturuyor” dedi.
Bildirisi reddedilen diğer akademisyen Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz de “Bizi akademiden uzak tutmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
Bildirilere önce kabul, sonra ret
Göç İdaresi ve Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nün (TODAİE) “Anadolu’ya Göç” başlıklı konferansın 28-29 Nisan 2016’da gerçekleşmesini kararlaştırdı.
Lordoğlu ve Akyüz’ün aralarında olduğu üç akademisyene gönderdikleri özetlerin kabul edildiği kendilerine 1 Şubat 2016 tarihinde iletildi.
Göç Araştırmaları Merkezi imzalı 31 Mart 2016 tarihinde gönderilen yazıyla da bildirilerinin kapsam dışına çıkarıldığı söylendi. Yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Konferansın amacı ve öncelikleri üzerinde yapılan ortak değerlendirme sonucunda program üzerinde değişiklik yapılması ve bazı konuların kapsam dışına çıkarılmasının faydalı olacağı sonucuna varılmıştır. Üzülerek belirtmek isteriz ki, 'Yabancıların sınırdışı edilmesi ve sındırdışı edilmemek için geliştiridikleri stratejiler: Kocaelinde yapılan araştırmanın bazı sonuçları' başlıklı bildiri özetinizin konferansın konusu kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir."
Lordoğlu: Akademideki hak ihlallerinin yeni örneği
Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Kuvvet Lordoğlu, özetleri kabul edilen bildirilerinin programdan çıkarılmasını “sansür” olarak yorumladı.
“Bu sansürün asıl nedeni barış bildirisini imzalamış olmamızdır. Nitekim bu husus yaptığımız temaslarda sözlü olarak da teyit edildi” diyen Lordoğlu, aynı gerekçe ile danışma Kurulu’ndan da çıkarıldığını söyledi.
“Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan 1128 akademisyen için bir cadı kazanı oluşturuldu. Bunların bir sonuncusu da yansız ve tarafsız olması gereken bir kamu kurumu ve akademik kurum üzerinde gerçekleştirilmiş ve bilimsel bir toplantıya bildiri sunmamız hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmadan keyfi olarak engellendi. Akademik geleneklere ters bir biçimde gerçekleştirilen bu uygulama aynı zamanda akademideki yapılan hak ihlallerinin, ifade özgürlüğü ihlallerinin yeni bir örneğini oluşturuyor.”
Akyüz: Akademik faaliyetlerimizi engelleyemezler
Konferans kapsamından çıkarılan akademisyenler biri de Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz. Akyüz’ün öğretim üyesi olduğu Düzce Üniversitesi, bildirinin ardından hakkında disiplin soruşturması açmış, soruşturma süresince de görevden uzaklaştırmıştı.
Soruşturma henüz tamamlanmadı, basına demeç verdiği için yeni bir soruşturma daha açıldı. Bildiri nedeniyle çıkarıldığı mahkemenin verdiği yurtdışına çıkış yasağı da sürüyor.
Akyüz, "Sarp sınırındaki göçmen kadınlar" başlıklı bildirisi ile diğer iki bildirinin konferans kapsamından çıkarılmasını “akademik etikle alakası yok” diye yorumladı.
“Buldukları her alandan saldırmaya devam ediyorlar. Bizi mağdur edebilecekleri, zor durumda bırakabilecekleri akademik yaşamın dışında tutabilecekleri her alanı kullanıyorlar. Bu da onlardan biri.
“Bir ay önce mail geliyor, konferansa gönderdiğimiz bildiri özetinin uygun olduğunı, tam metni beklediklerini söylüyorlar. Konferansa 15 gün kala gelen başka mailde ‘sizin özetinizin uygun olmadığını gördük’ diyorlar. Bildiriye imza vermenizden dolayı özetinizi geri çekiyoruz diyecek kadar cesaretleri yok.
“Onlar bizi ellerindeki akademiden uzakta tutmaya çalışıyorlar. Böyle bir akademide olmak zaten istemeyiz. Kendi alternatiflerimizi ve çalışma alanlarımızı yaratmalıyız. Bizi akademiden uzaklaştırabilirler ama akademik çalışmalarımızı engellemeleri mümkün değil. Alternatif panel yapar, gene sözümüzü söyleriz.” (BK)