Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Mithat Sancar, “bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalayan akademisyenlere dönük baskılara dair soru önergesi ve Meclis Araştırması talebi verdi.
Bildirinin yayınlanmasının ardından akademisyenlerin hedef gösterildiği, haklarında soruşturma açıldığını, tehdit edildiklerini anlattı.
Akademisyenlerin bu süreçte gördüğü baskıların gündeme alınarak araştırılması, akademisyenlerin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması için neler yapılabileceğinin incelenebilmesi için Meclis araştırması açılmasını talep etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ise akademisyenlerin can güvenlikleri için tedbir alıp almadıklarını sordu.
Can güvenliği tedbiri alınıyor mu?
Sancar, Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinden akademisyenin, hukuki temeli olmayan sokağa çıkma yasaklarıyla meydana gelen hak ihlallerine karşı, tarafları barış masasına çağıran bir bildiri yayınladıklarını hatırlattı.
Bildirinin ardından akademisyenlerin başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, çok sayıda kişi ve kurum tarafından hedef gösterildiğini, haklarında soruşturmalar başlatıldığını, üniversitelerinde kapılarına çarpı işaretleri konularak tehdit edildiğini belirtti.
“Özellikle üst düzey yönetim kadrolarında bulunan kişilerin kullandığı ifadeler, yerel ve ulusal basında yayınlanan isim listeleri, fotoğraflar ve sarf edilen yanlış ve kışkırtıcı sözler, bu kişilerin can güvenliklerini tehlikeye sokmakta, üniversitelerin özerkliğine, bilim özgürlüğüne, düşünce ve kanaat hürriyetine, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine darbe vurmaktadır.”
Sancar, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na akademisyenlerin can güvenliğini koruma için tedbirlerini sordu.
Soruşturmalar bilim özgürlüğüyle bağdaşır mı?
Cumhurbaşkanı’nın akademisyenlere dönük açıklamalarının ardından YÖK “gereği yapılacaktır” demiş, rektörlükler akademisyenler hakkında soruşturmalar başlatmıştı.
Bildirinin ardından bir haftada en az 20 üniversite 109 akademisyen hakkında disiplin soruşturması başlatmıştı.
Bunları hatırlatan Sancar, soruşturmaların bilim özgürlüğü ve akademik özerkliği ilkeleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını sordu.
İfade özgürlüğü ile bağdaşır mı?
Sancar’ın Davutoğlu’na yönelttiği diğer iki soru şöyle:
* Şiddete herhangi bir çağrı yapmayan, suça teşvik etmeyen, yalnızca devletin hukuk sınırları içinde kalmasını ve barış masasına yeniden oturulmasını talep eden bu metnin "vatan hainliği" olarak sunulması, sizce ifade özgürlüğüyle bağdaşmakta mıdır?
* Cumhurbaşkanı'nın, Hükümet yetkililerinin ve diğer üst düzey idarecilerin demeçleriyle harlanan süreçte, üniversite çalışanlarına yönelik saldırıların, bu tür kin ve nefret dolu açıklamalardan beslendiğini düşünüyor musunuz? (BK)