“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine İstanbul’dan imza atanlar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma açması ve Kocaeli ve Bolu’da ev baskınları ve gözaltıların yaşanması üzerine İstanbul’daki imzacıları temsilen bir grup avukat savcı ile görüştü.
Avukatlar savcıya imzacıların isim ve adreslerinin belli olduğunu belirlenen zamanda ifade verebileceklerini iletti.
Dosyalar İstanbul'da birleştirilecek
Görüşmeye katılan avukatların bianet’e verdiği bilgiye göre; nöbetçi savcı Abdullah Yurtsever, hukuki değerlendirmesinin değişik yerlerdeki dosyaların İstanbul’a geleceği ve dosyanın İstanbul'da birleştirileceği yönünde olduğunu söyledi.
"Dosya gelmeden ifade alamam"
Avukatların akademisyenlerin ifade verebileceklerine dair açıklamalarına da "Önümde henüz bir soruşturma dosyası yok. Dosya olmadan ifade alamam" şeklinde yanıt verdi.
"Ev baskını olmayacak"
Avukatların, akademisyenlerin kendi iradeleri ile ifade vermek istemelerine karşın gözaltı ve baskın olup olmayacağına sordu. Savcı, bu sürede ev baskınları ile gözaltılarının olmayacağını söyledi.
Ne olmuştu?
Barış İçin Akademisyenler'in öncülüğünde başlatılan ve Türkiye'den 89 üniversiteden 1128 akademisyen ve araştırmacının imzasının yer aldığı, Türkiye devletine şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı yapan bildiri 11 Ocak'ta açıklandı.
Erdoğan "Aydın müsveddeleri" dedi, YÖK "gereği yapılacaktır" açıklaması yaptı.
Üniversitelerde imzacılar hakkında soruşturmalar açmaya başladı. Düzce, Bartın, Bolu, Kocaeli'nde akademisyenler hakkında gözaltı kararları ve adli soruşturmalar açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu da 14 Ocak'ta Türkiye devletine şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı yapan metne imza veren İstanbul'daki akademisyenler hakkında soruşturma başlattı.
"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiri nedeniyle açılan soruşturmada Türk Ceza Kanunu'nun 301. Maddesindeki "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak" suçu ile Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7. maddesindeki, "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamaları yer alıyor. (BK)