Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesini okumak için buraya tıklayın.
Uluslararası PEN ve PEN Norveç, Türkiye’de dijital özgürlüklere yönelik baskılarla ilgili bir rapor hazırladı.
76 sayfalık raporun araştırmasını Alev Yaman, editörlüğünü ise Sarah Clarke, Marian Botsford Fraser ve Ann Harrison yaptı.
Önsözü Can Dündar yazacaktı
“Gözetim, Gizlilik ve Otosansür: Türkiye’deki Yeni Dijital Zorluklar” başlıklı raporun önsözünü ise Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar yazacaktı.
Dündar MİT TIR’ları haber nedeniyle tutuklandığı için ön sözü yazamadı. Bunun yerine raporun ön sözünde şu ifadeler yer aldı:
“Bu raporu sunacak olan insan kendi özgürlüğünden mahrum bırakıldı. Bir ses susturuldu, eleştirel bir zihin parmaklıklar ardına kondu, adanmış bir gazeteci mesleğini icra edilmekten men edildi. Türkiye’deki ifade özgürlüğünün durumunu dah aaçık yanmsıtabilecek bir sembol daha olabilir mi?”
Rapor, "Dijital Özgürlüklere Dair Pen Deklerasyonu", "Türkiye’de Bireylerin Çevrimiçi İfade Özgürlüklerine Yönelik Kısıtlamalar", "Çevrimiçi Sansür Pratikleri", "Gözetim ve Dijital Kanıtın Kullanımı: Çevrimiçi Alanda Mahremiyet Erozyonu", "Çevrimiçi Hizmet Sağlayıcılar ve Türkiye’de İfade Özgürlüğü" ile "Sonuç ve Öneriler "bölümlerinden oluşuyor.
Hakaret yargılamaları ifade özgürlüğünü tehdit ediyor
Raporda yer alan bazı tespitler şu şekilde:
* Şubat 2014- Nisan 2015 arasında Türkiye hükümeti, internet yasası ve iç güvenlik yasasında yaptığı değişikliklerle toplumu gözetim altında tutacak yetkilerini genişletti.
* Mahkemelerin ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın erişim engelleme kararlarının yasal şeffaflıktan uzak olması büyük bir sorun.
* Güçlü politikacılara yönelik eleştirel sesler hakaret suçu kapsamında cezalandırılıyor.
* Dine hakaret suçlaması ve iç güvenlik uygulamaları hassas konuların tartışılmasını engelliyor.
Öneriler
Raporda şu öneriler yer alıyor:
* Türkiye yasaları uluslararası yasalar ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun olmalı.
Terör tanımı daraltılmalı
* Terörizm, organize örgüt ve propaganda kavramlarının yasadaki tanımları daraltılmalı.
* 5651 sayılı yasa çevrimiçi ifade özgürlüğünü korumalı, erişim engelleme kararları uluslarrası hukuk standartlarına uygun verilmeli.
TİB şeffaf olmalı
* MİT yasası ve Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun verdiği gözetim yetkisi istisnasi durumlarda ve bağımsız mahkeme kararıyla gerçekleştirilmeli.
* TİB, 2008 ve 2009’da yaptığı gibi erişim engelleme kararlarını açıklamalı, şeffaf olmalı.
Kişisel veriler yasayla korunmalı
* Uluslararası standartlara uygunn kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasa hazırlanmalı.
* Terörle Mücadele Yasası’nın kötüye kullanılması engellenmeli.
İstihbarata yargı kontrolü
* İstihbarat sevsilerinin faaliyetlerinin üzerinde yargı kontrolü olması sağlanmalı.
AB 23. faslı açmalı
* Ülkeler, Türkiye’yle ilişkilerini insan haklarına uyması konusunda geliştirmeli.
* Avrupa Birliği, Adalet ve Temel Haklar başlıklı 23. Faslın açılması için kesin bir tarih belirlemeli.
Şirketler sansüre karşı direnmeli
* İnternet servis sağlayıcılar ve sosyal medya şirketleri her türlü ifade özgürlüğünü sınırlandırıcı karara karşı direnmeli.
Raporun İngilizce tam metnine şuradan ulaşabilirsiniz. (EA)