Brüksel’de gerçekleştirilen Speak-up Konferansı’nın üçüncüsünde, Doğu Balkanlar ile Türkiye’den hukukçu, gazeteci ve hak savunucuları, medya özgürlüğü standartlarında uyumun tartışıldığı son dönemde siyasi liderlerin hukuka aykırı mücadelelerini kınadı.
Konferansta Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ulrike Lunacek, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu’nu 1 Kasım Seçimleri sonrasına bırakılmasıyla ilgili “Ben de anlam veremedim. Ama biz parlamento olarak İlerleme Raporu yayınlandıktan sonra sorunları halının altına süpürmeyeceğimiz kendi raporumuzu yayınlayacağız” dedi.
Hahn: Medya özgürlüğü pazarlığa açık değil
Avrupa Komisyonu Genişleme Müzakereleri Departmanı’ndan sorumlu Johannes Hahn ise, Doğu Balkanlar ve Türkiye’de medya özgürlüğüne dair müzakerelerinin müzakereye açık olmadığını ifade etti; “Mesajlarının net ve pazarlığa da açık değil” mesajı verdi.
“Kamu yayıncılığın görevini yerine getirmesi, özel medyanın şeffaf sahiplik yapısına kavuşması kadar önemlidir. Bazı ülkelerden bizzat hükümetler, gazetecilerin taciz edilmesi ve güvenliklerinin tehlike altına girmesine neden olmaktadır. Hükümetler, AB üyeliği müzakereleri sırasında medya özgürlüğüne saygıya dair yaklaşımı oturtmalıdır”.
Türkiye’den iletişim hukukçusu Fikret İlkiz, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve İnternet özgürlüğü aktivisti Yaman Akdeniz, bianet koordinatörü Evren Gönül, Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Radikal sitesi yazarı Oral Çalışlar, Today’s Zaman gazetesi yazarı Yavuz Baydar, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) başkanı Uğur Güç, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, TGS önceki genel başkanı Ercan İpekçi, gazeteci Lale Sarıibrahimoğlu, Uluslrarası Hrant Dink Vakfı temsilcisi Merve İş, gazeteci Cengiz Çandar, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) temsilcisi Erol Önderoğlu, Türkiye Yayıncılar Birliği temsilcisi Yonca Cingöz de Twitter üzerinden #SpeakUp3 hachtagıyla mesajları duyurulan konferansa katılan temsilcilerdendi.
Katılımcılar, seçim öncesi İlerleme Raporu yayımının geciktirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın medyaya dair söylemleri ve davaları, kamu yayıncılık yapmak durumunda olan TRT’nin iktidar partisi lehinde tutum almasını eleştirdiler.
Muiznieks: Erdoğan davaları tırmanışta
Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkede durumu izlediklerini açıklayan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ise, Ankara bombalamalarıyla ilgili yayın yasağı, ardından İpek Koza Grubu’na polis operasyonu nedeniyle tepki gösterdiklerini; Türkiye’de yayın ihlallerin Ahmet Hakan’a saldırı, Bülent Keneş’in tutuklanması, televizyon kanallarının dijital platformlardan çıkarılması gibi birçok şekilde yaşandığını belirtti. Nils Muiznieks, “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla açılan dava tırmanış gösteriyor. Medya özgürlüğü gerileme gösteriyor” dedi.
Türkiye ve AB'nin yaklaşımı eleştirildi
“İlerlemeler ve belirgin güçlükler” başlıklı ilk oturumda konuşan P24 Platformu’ndan gazeteci Yavuz Baydar, AİHM yargıcı Işıl Karakaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten açılan soruşturma ve kovuşturmaların sayısını paylaştı. Baydar, RTÜK üyesine dayanarak seçim öncesi TRT’nin Cumhurbaşkanı ve AK Parti’yle ilgili 37 program yayınlarken muhalefet partilerine hiç program ayrılmamasını eleştirdi.
Sunumunda Bugün TV'ye kayyum operasyonunda yazıişlerine de müdahalesini gösteren video kesitlerini de yansıtan Baydar, Bianet Medya Gözlem Raporları’ndan yayınlanan son verileri de dinleyicilerle paylaştı; hükümet kontrol ve etkisine giren medya organlarının eleştirel medya karşısında ağırlık kazandığını açıkladı. Baydar, AB'den medyaya yönelik ihlaller varken AB''nin hükümeti cesaretlendirmek kaçınması gerektiğini bildirdi (BA).