Koza-İpek Holding bünyesinde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına savcılık talebi ve mahkeme kararıyla kayyum atanmasının ardından medya kuruluşlarına baskın yapılması ve yayının kesilmesine uluslararası kuruluşlardan tepki geldi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), baskını “Ortaçağ'daki kale saldırılarına” benzetirken, Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) “Seçimden bir gece önce haber yayını yerine deve filmleri gösterilmesi, Türkiye liderlerinin ülke demokrasisine formaliteden dahi bir saygısının kalmadığını gösteriyor” dedi.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ise bina önündeki aşırı güç kullanımının ve canlı yayının kesilmesinin, uluslararası insan hakları standartlarını karşılamadığını, buna ek olarak Türkiye hukukuna ne kadar uygun olduğuna dair soruları akla getirdiğini belirtti.
HRW: İnsan haklarını küçümseme
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Emma Sinclair imzalı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Güvenlik gücü kullanılarak yayını durdurmak gibi dramatik bir hamle 1980 askeri darbesinden bu zamana görülmüş değildi. Baskın görüntüleri adeta Ortaçağ'daki kale saldırılarına benziyordu. Türkiye’de eleştirel medyayı susturma ve suça ilişkin herhangi bir delil ortaya koymadan özel bir şirketin kontrolünü ele geçirme girişimi, insan hakları açısından derin bir küçümsemeyi ortaya koymaktadır.”
CPJ: Liderlerin demokrasiye saygısı kalmadı
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Avrupa ve Merkez Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova ise “Seçimden bir gece önce haber yayını yerine deve filmleri gösterilmesi, Türkiye liderlerinin ülke demokrasisine formaliteden dahi bir saygısının kalmadığını gösteriyor” derken, hükümeti acilen Bugün TV, Kanaltürk ve diğer Koza İpek holding şirketlerin yönetimlerini iade etmeye çağırdı.
Açıklamada, 1 Kasım Genel Seçimi’ne ilişkin siyasi tartışmaların ve muhalefetin görüşlerinin yansıtıldığı haber yayınlarının yerine, 2. Dünya Savaşı ve develerin yaşamına dair belgeseller gösterildiği belirtildi.
Ayrıca Eylül ayında en az altı Koza İpek çalışanının gözaltına alındığı, bilgisayar ve hard disklerine el konulduğu söylenirken, bu haftaki operasyonların geçmiş baskıların bir devamı olduğu belirtildi.
CPJ, Türkiye’deki genişletilen terörle mücadele yasalarının, yetkililerin hassas konularda habercilik yapılmasını engellemesinin önünü açtığını belirtti.
Muiznieks: Gazetecilerin güvenliğini sağlayın
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de, Koza İpek baskınlarını “Türkiye’nin son aylarda basın özgürlüğü konusunda girdiği tehlikeli yolun rahatsız edici bir tablosu” olarak değerlendirdi. Yetkililere gazetecilerin güvenliğini sağlama ve polis şiddetine son verme çağrısı yaptı.
Muiznieks, bina önündeki aşırı güç kullanımının ve canlı yayının kesilmesinin, uluslararası insan hakları kurallarına, orantılılık ve gereklilik kriterlerine uymadığını söylerken, bu kararların Türkiye hukukuna uygun olup olmadığına dair sorular uyandırdığını ifade etti.
Muiznieks “Bu önlemlere acilen son verilmelidir. Ancak seçimlerden 1 hafta önce Türkiye kamuoyuna ve gazetecilere şimdiden bir mesaj verilmiştir ve dolayısıyla zarar gerçekleşmiştir. Polis demokrasiyi korumak içindir, demokrasinin temel taşlarını yerle bir etmek için değil. Bunu korumak da yargının rolüdür” dedi. (ÇT)