Avukat Güçlü Sevimli'nin "Hayata Dönüş Operasyonu, Koğuştan Hücrelere" isimli kitabı, Ankara'daki Sincan 1 No.lu F Tipi Cezaevi ve İzmir'deki Kırıklar 1. No.lu F Tipi Cezaevi'ne alınmadı. Gerekçe olarak, Türkiye'de F tipi cezaevlerine geçiş sürecini ve Hayata Dönüş Operasyonu'nu anlatan kitabın, "hücre tipi cezaevini kötü gösterdiği" ileri sürüldü.
bianet'e konuşan Güçlü Sevimli, kitabın, Sincan 1 No.lu F Tipi Cezaevi ile Kırıklar 1 No.lu F Tipi Cezaevi'nde yasaklanırken, Kırıklar 2 No.lu F Tipi Cezaevi'ne alındığını söyledi. Sevimli, kitabın, "F tipi cezaevini 'olumsuz' gösterdiği, ölüm orucunu özendirdiği ve hükümlüleri aynı eylemler konusunda cesaretlendireceği" gerekçeleriyle alınmadığını ifade etti.
Avukat Sevimli, kitabın Edirne F Tipi Cezaevi'nde de uzun süre yasaklı kaldığını, yapılan görüşmeler sonrasında kitabın tutuklu ve hükümlülere verilmesine izin çıktığını ifade etti. Kitap hakkında herhangi bir toplatılma kararı olmadığı gibi, hakkında açılan adli ya da idari bir soruşturma ya da dava da bulunmuyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Cezaevi İzleme Komisyonu'nun hazırladığı 2010 Raporu'nda da F tipi hapishanelerde yasalarla güvence altına alınan hakların da gasp edildiği ortaya konulmuştu. 25 avukat, Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu kategorisindeki F tipi hapishaneleri inceleyerek 70 tutuklu ve hükümlü ile görüşmüştü.
Rapora göre, gazeteler, dergiler ve kitapların hapishaneye girmesi, keyfi uygulamalarla yasaklanıyor. Kanuna göre ise basın savcılığınca tedbir altına alınmamış, hakkında yasaklama veya toplatılma kararı verilmemiş her türlü yayın hapishaneye girebilmeli.
Davası 10 yıl sonra açıldı
"Hayata Dönüş Operasyonu, Koğuştan Hücrelere", hem Türkiye'deki F tipi süreci hem de Hayata Dönüş Operasyonu'nu belgelerle anlatılıyor. Avukat Sevimli, "Kontrgerilla Hukuku" dediği uygulamanın 50'li yıllardan bu yana gelişimini, hâkimiyetini nasıl kurduğunu ve bu yapıda F tipi sürecinin yerini yazdı.
19-22 Aralık 2000'de yapılan Hayata Dönüş Operasyonu'nda 28 tutuklu ve hükümlü öldü, sonrasındaki ölüm oruçlarıyla birlikte 122 kişi hayatını kaybetti, 600'den fazla insan sakat kaldı. Kitabın önsözünde Behiç Aşçı şöyle diyor: "Bu bizim için vicdani bir görev değil. Adalet duygumuzun, bağımsızlık ve demokrasi isteğimizin, verdiğimiz mücadelenin, ödediğimiz bedellerin gereği."
12 kişinin öldüğü, altı kadından beşinin yanarak hayatını kaybettiği Bayrampaşa Cezaevi operasyonunun davası olaydan 10 yıl sonra açıldı. Davanın ikinci duruşması 6 Nisan'da görülecek. (AS/EÖ)