Engin Çeber ve arkadaşları Özgür Karakaya, Aysu Baykal, Cihan Gün'ün Yürüyüş dergisi sattıkları sırada Sarıyer'de izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isteyen bir grup olduğu ihbarına giden polis memurlarınca göz altına alınmasıyla başlayan, Çeber'in, Şehit Muhittin Bodur polis merkezi ve Metris Cezaevi'nde işkence edilerek öldürülmesiyle sonuçlanan olayla ilgili görüler davada karar açıklandı.
Kamu görevlisi 60 sanığın yargılandığı davada, mahkeme heyeti, dört sanığa müebbet, üç karakol polisine 7 yıl 6 ay, bir polise de 2 yıl 6 ay ceza verdi.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmanın ilk oturumunda savunma avukatları dinlendi. İkinci oturum için verilen arada mahkeme salonu boşaltılırken Çeber'in kızkardeşi Şerife Çeber, sanıklara "Psikolojiniz mi bozuldu? Ben tam 18 aydır sizi dinliyorum. Ahlaksızsınız" diyerek tepki gösterdi.
Öğle arasının ardından devam eden duruşmada sözlü savunma yapan avukat Gonca Karderin, davayla ilgili gizlilik yasağı olmasına karşın bilgilerin basına sızdırıldığını ve bununla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. "Müvekkillerim afişe edilmiş" diyen Karderin, işkenceyi kanıtlayan en büyük delillerden biri olarak kabul edilen Çeber'in el yazısıyla kaleme aldığı mektuba ilişkin ise şunları söyledi: "Bizce o mektubu Çeber yazmadı. Bu mektup 4 kişi tarafından saklanıyor ve daha sonra müfettişlere veriliyor" dedi.
"Sopayı getirin"
Avukat Karderin'in Çeber'e uygulanan işkence sırasında kullanıldığı belirtilen tahta sopanın "elektrikleri sık sık kesilen cezaevindeki sigorta kutularına ulaşmak için kullanıldığını" söylediği sırada adliyenin elektrikleri kesildi. Müdahil avukatlar, bunun üzerine "Sigorta kutuları için kullanılan o sopayı getirin" diyerek Karderin'e tepki gösterdiler.
İnfaz ceza koruma memurları ile polislerin avukatlarının savunmalarını tamamlamaları üzerine son sözleri sorulan sanıkların tümü, kendilerine yöneltilen suçları işlemediklerini belirterek, beraatlarını istediler.
Sanıklara verilen cezalar
Daha sonra mahkeme heyeti kararını vermek için duruşmaya ara verdi. Aranın ardından yoğun güvenlik önleminin alındığı salonda, mahkeme heyeti kararını açıkladı:
Mahkeme, 7 Ekim 2008 tarihinde Çeber'in "İşkenceyle ölüme sebebiyet vermek"ten gardiyanlar Nihat Kızılkaya, Selahattin Apaydın, Sami Ergazi ve Metris Cezaevi İkinci Müdürü Fuat Karaosmanoğlu hakkında müebbet hapis cezası verilmesine hükmetti.
Polis memurları Mehmet Pek ve Abdulmuttalip Bozyel, 28 Eylül ve 29 Eylül 2008 tarihlerinde Şehit Muhsin Bodur polis karakolundaki işkenceler nedeniyle 2 yıl 6 aylık cezanın üç katına artırılarak 7 yıl 6 aydan, Aliye Uçak'ın ise 2 yıl 6 aydan cezalandırılmasına karar verdi.
İnfaz ve koruma başmemuru Yavuz Uzun ve koruma memuru Murat Çise'nin ise 1 Ekim 2008 tarihinde Çeber'e tazyikli suyla işkence yapmak suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla tahliye edilmelerine karar verdi.
Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez de o tarihte kurumda olmamasına karşın Çeber hakkında sahte sağlık evrakı düzenlemekten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
Çeber'e 6 Ekim günü kaba dayak uygulayan İnfaz ve koruma başmemuru Nevzat Kayım ve koruma memuru Mehmet Polat'a ise "kasten yaralamak"tan 5 ay ceza verildi, bu cezalar daha sonra ertendi.
Kararın okunmasının ardından mahkeme salonu boşaltılırken Çeber'in kızkardeşi Şerife Çeber, sanıklara dönerek "İşkenceci katiller, eli kanlı katiller, artık işkence tescil edildi" dedi.
Çeber'in babası Ali Tekin de adliye önünde yaptığı açıklamada, "Bugüne kadar devlet tarafından yapılan işkenceler hep saklandı. Ama bu davada hiç değilse 4 kişi müebbet hapis cezası aldı" diye konuştu.
"İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganlarıyla adliyeden çıkan Çağdaş Avukatlar Derneği'nden (ÇGD) avukat Taylan Tanay, kararı sevinçle karşıladıklarını söyledi. Jandarmanın işkence yaptığı sabit olmasına karşın beraat kararı verildiğini belirten Tanay, beraatları istenen sanıklar için de kararın iptali için temyize gideceklerini söyledi. Tanay, "Türkiye'de 21. yüzyılda Metris Cezaevi'nde işkence yapıldığı kanıtlanmış bulunuyor. İşkenceciler ilk defa bu kadar ağır cezalar aldılar" dedi.
Tahliyeler
İşkence suçunu bildiren tek kişi olan başgardiyan Yılmaz Aydoğdu ise 5 ay ceza aldı. Erdoğan Coşardereli, nöbetçi sorumlu müdür Nuri Atalay ile Muharrem Çelik, Cuma Kaçar, Yusuf Gayır ve Nihat Kızılkaya'ya da "görevi ihmal"den 5 ay ceza verildi, cezalar daha sonra ertelendi.
Jandarma Kıdemli Başçavuş Abdülkadir Öztekin'e de "kasten yaralamak" suçundan 5 ay ceza verildi, cezası daha sonra ertelendi
Memur Öncay Bozo hakkında ise, mahkeme başkanının şerh koyduğu kararda, mahkeme heyetinin diğer üyelerinin işkence yerine "kasten yaralamak" suçundan ceza verilmesine karar vermesi üzerine oy çokluğuyla beraatine karar verildi. Diğer 39 sanık ise beraat etti.
Hangi cezalar isteniyordu?
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile 1 doktor hakkında dava açılmıştı.
Sanıklardan Selahattin Apaydın ile Sami Ergazi'nin ''işkence sonucu ölüme sebep olmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını, 13 sanığın da ''işkence'', ''kötü muamele'', ''kasten yaralama'', ''görevi kötüye kullanmak'', ''resmi ve özel belgede sahtecilik'' gibi değişik suçlardan 6 ay ile 15 yıl arasında hapisle cezalandırılmasını ve 42 sanığın beraatına karar verilmesini istemişti.
İşkenceyi ayrıntılarıyla anlatmışlardı
Çeber'le birlikte gözaltına alınan ve polis merkezinde işkence gören Aysu Baykal, Özgür Karakaya ve Cihan Gün 28 Eylül 2008'de, Ferhat Gerçek'i vuran ve felç kalmasına neden olan polisin hâlâ tutuklanmamış olmasını protesto ettikleri basın açıklamasının ardından gözaltına alınmışlar, ertesi gün mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdi. Gün ve Karakaya, Şehit Muhsin Bodur polis merkezinde ve Metris Cezaevi'nde yapılan işkenceyi ayrıntılarıyla anlatmıştı.
Cezaevinde de işkence yapılan Çeber, 10 Ekim'de yoğun bakımda olduğu Şişli Etfal Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti.
Adli Tıp raporunda Çeber'in işkence sonucu öldüğü vurgulanmıştı. Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de işkenceyi kabul etmiş ve özür dilemişti.
Çeber ve arkadaşlarının polisler tarafından elleri kelepçeli halde yerde oturtulurken, bazı polislerin kendilerine tekme atarkenki görüntüleri basına yansımıştı. (BT/TK)