Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Adana'da 4 Nisan'da bir ağaca asılı halde ölü olarak bulunan Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı Metin Alataş'ın (34) durumunu Meclis'e taşıdı.
Bayındır, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın cevaplaması üzere Meclis'e verdiği soru önergesinde, basın çalışanlarına karşı işlenen suçlar konusunda herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığını sordu.
Boltan: Tehdit ediliyordu, üzerinde kimlik de çıkmadı...
3 Nisan'da dağıtım yaptığı mahalleden saat 14.00 civarında ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Alataş, ertesi gün Hadırlı Mahallesi'nde ağaca asılı halde bulunmuştu. Alataş'ın ön otopsi raporunda "klasik boğma"dan söz ediliyordu. Ancak Adli Tıp Kurumu'nun kesin raporunun iki ay sonra açıklanması bekleniyor.
Alataş'ın cenazesi Adana Seyhan İlçesi Karasu Mahallesi'nde bulunan Küçük Oba Mezarlığı'nda toprağa verilmişti. Alataş için ailesi dün (7 Nisan) Gülbahçe Mahallesi'nde bir mevlit verdi.
Azadiya Welat gazetesi editörü Diplomasi servisi editörü Hakkı Boltan, bianet'e soruşturmayla ilgili yeni bir durum ortaya çıkmadığını ancak olayın basit bir intihar olmadığı yönünde gazete çalışanları, ailesi ve arkadaşlarının edindiği kanaatin daha da belirgin hale geldiğini söyledi; gerekçelerini de şöyle sıraladı:
"Ölü bulunduğunda savcılık önce ailesini değil gazetenin basıldığı Adana'daki matbaayı aradı. Olaydan iki gün önce bisikleti çalınmıştı. Son dönemde, çalışma arkadaşlarına 'beni izliyorlar ve tehdit ediyorlar. Bir şeyler olabilir' diyordu. Öldüğünde üzerinde herhangi bir kimlik çıkmadı. Bu da, ölüm öncesinde bazı şeylerin yaşandığından kuşkulanmamıza neden oluyor. Ailesi, arkadaşları, onunla 24 saat geçiren insanlar, intihara inanmıyorlar."
Kimse "klasik boğma"ya inanmıyor
Alataş'ın ağabeyi Servet Alataş da, DİHA Ajansı'na, "Kardeşimin failleri meçhul değil. Failleri biliniyor. Olayın bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz" dedi.
Gazete yetkilileri, 22 Aralık 2009'da BDP İl binası önünde gazete dağıttığı sırada Alataş'ın 01 SD 443 plakalı araçtan inen kişilerce önü kesildiği ve darp edildiğini söylemişlerdi.
Gazete temsilcisi Ali Kalik da, cenazede Alataş'a yönelik bu saldırının cezasız bırakıldığını söylemiş; "Aracın plakası bilinmesine rağmen soruşturma kapatıldı" dedi.
Bayındır da, önergesinde, Atalay'dan, bu olay ve bu olaya karıştığı ifade edilen kişilerle ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığını, yapıldıysa işlemle ortaya çıkan sonuçları sordu.
Önergede sorulan sorular
Metin Alataş, hangi tarihte ve hangi nedenle hangi kurumlara şikayette bulunmuştur? Başvuru sonrası bir önlem alınmış mıdır? Alınmışsa ne tür önlemler alınmıştır?
2007-2010 yılları arasında gözaltına alınan basın çalışanı sayısı nedir ve gözaltına alınma gerekçeleri nedir?
Basın çalışanlarına karşı işlenen suçlara ilişkin bakanlık olarak yapılan herhangi bir inceleme bulunmakta mıdır? (EÖ)