İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyeleri, Cumartesi anneleri ve insanları, 257. kez buluştuğu Beyoğlu Galatasaray Meydanı'nda, ülkenin en eski kayıplarından biri olarak şair-yazar Sabahattin Ali'yi, doğum gününde, onun gözaltında kaybediliş öyküsünü anlatacağız.
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) temsilcisi Müslüm Çelik, Ali'yi derin bir hüzünle andıklarını söyleyerek, "Anadolu topraklarına anısı gömülmüştür" dedi.
Sabahattin Ali, "Aldırma Gönül", "Leylim Ley", "Göklerde Kartal Gibiydim" gibi daha sonra bestelenen şiirleri ve "Kuyucaklı Yusuf", "İçimizdeki Şeytan" ve "Kürk Mantolu Madonna" romanlarıyla da hafızalarda.
"Devlet, Ali cinayetinden özür dilesin"
İHD Komisyonu adına kaleme alınan basın bildirisini okuyan siyasetçi Mahmut Alınak da, "Bir gün kadrim bilinirse, ismim ağza alınırsa, yerim soran olursa, benim meskenim dağlardır" diyen Sabahattin Ali'nin 62 yıl önce gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü hatırlattı.
Dansçı Zeynep Tanbay, yazar Temel Demirer'in de katıldığı anmada Alınak, "Devlet, Sabahattin Ali'nin kaybedilmesinde sorumluluğunu kabul etmeli, kamuoyu önünde başta Ali Ailesi olmak üzere tüm toplumdan özür dilemelidir" dedi.
"Sinop Cezaevi Sabahattin Ali Müzesi olsun"
Ali'nin akıbeti tüm açıklığıyla gözler önüne serilmedikçe, onu kaybeden zihniyet mahkum edilmedikçe aydınlık bir gelecekten söz etmenin mümkün olmayacağını vurgulayan Alınak, Ali'nin "Aldırma Gönül Aldırma" şiirini yazdığı Sinop Cezaevi'nin Sabahattin Ali Müzesi yapılmasını, kendisiyle ilgili devlet arşivindeki tüm sırların burada sergilenmesini, şaire ait tüm özel eşyalarının ailesine teslim edilmesini ve gömüldüğü yerin de derhal açıklanmasını talep etti.
Sabahattin Ali kim?
25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere ilçesinde doğdu. Babası Cihangirli) Selahattin Ali Bey piyade yüzbaşısıydı. İlköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamladı. Yozgat, Aydın ve Konya ortaokullarında öğretmenlik yaptı.
Konya'da bir toplantıda Atatürk'ü eleştirdiği gerekçesiyle 1932 yılında tutuklandı; bir yıl hapse mahkum oldu. Konya ve Sinop Cezaevlerinde yattıktan sonra af yasasıyla serbest kaldı. 1935 yılında Aliye Hanım ile evlendi. 1936 ve 1940 yıllarında askere alındı.
"İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi çevrelerde tepkiye neden oldu. Nihal Atsız hakkında, kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle açtığı davayı kazanmasına rağmen yıpranmasına da neden oldu.
Bakanlıkça öğretmenlik görevine son verilince 1945'te İstanbul'da gazetecilik yapmaya başladı. Tan Matbaası basılıp talan edildiğinde, Ali'nin yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri de nasibini alınca yazar işsiz kaldı. İki kez hapse giren Ali, tahliye olduktan sonra zor günler geçirdi. Yurt dışına çıkmak istediğinde pasaport alamadı. Bulgaristan'a kaçmak için para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı Ali'yi Jandarma Karakolu'na teslim etti.
Sabahattin Ali 2 Nisan 1948'de Bulgaristan sınırında öldürüldü. Ali'yi öldürdüğü iddia edilen ajan Ali Ertekin, dört yıla hüküm giydiyse de birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kaldı.
Demokrat Parti milletvekili ve Başbakan yardımcısı Samed Ağaoğlu,1992'de yayımlanan günlüğünde, 14 Ocak 1949 tarihli sayfasında, "Dün Menderes Sabahattin Ali'nin hükümetçe öldürüldüğünü söyledi" diye yazmıştı.
Albay Talat Turhan da, bir polis yetkilisinin kendisine, "Ali, sınırdan Kırklareli'ye getirildiğinde sorguya çekildi. Konuşmadığı için sıkıştırıldı ve bu sıkıştırma sırasında öldü. Hem de inleyerek kollarımda can verdi..." dediğini anlattı. (EÖ)