Gazeteci Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın Sincan F Tipi Cezaevi'nden tahliye edilmesi dolayısıyla bir ortak açıklama yapan siyasi cinayetler mağduru 16 aile, "Asıl üzücü olan tetikçilerin yüceltilmesi, maddi ve manevi olarak desteklenmesi" dedi.
"Türkiye Kamuoyuna" başlığıyla ortak açıklama yapan aileler arasında, bugün katledilişinin 3. yıldönümü olan gazeteci Hrant Dink ve 24 Ocak'ta 17. ölüm yıldönümünde anılacak olan gazeteci Uğur Mumcu'nun aileleri de var.
Diğer imzacı ailelerse, Abdi İpekçi, Doğan Öz, Metin Göktepe, Kemal Türkler, Musa Anter, Behçet Aysan, Cavit Orhan Tütengil, Cevat Yurdakul, İlhan Erdost, Metin Altıok, Nesimi Çimen, Onat Kutlar, Sevinç Özgüner, Turan Dursun ve Ümit Kaftancıoğlu'nun aileleri.
"Öldürenleri övmek insanlık suçudur"
Özellikle medya temsilcilerine seslenen imzacılar, "Ağca ve benzerlerini, düşünceyi kurşunla susturmaya çalışan, kurbanını tanımadan öldürenleri övmek insanlık suçudur" diyerek kamuoyuna seslendi.
Kınamanın, eleştirmenin ve kötü örnek olarak göstermenin "politik düşünceden bağımsız olarak herkesin görevi" olduğunu vurgulayan aileler, "Başta toplumun ana yön vericisi olan medya kurum ve kuruluşları olmak üzere herkesi sorumlu olmaya ve piyon pozisyonuna düşmeden insanlık erdemine sahip çıkmaya çağırıyoruz" diye seslendi.
Ortak metinde şu tespitler var:
Biz aşağıda imzası olan, hala gizli ve karanlıkta tutulan güçlerin haince saldırıları neticesinde yakınlarını kaybedenler olarak çağrıda bulunuyoruz.
(...) Kesinleşen cinayet ve cinayet girişimi nedeni ile 30 yılını cezaevinde geçirmiş olan Ağca'nın bu süre içinde özeleştirisini yapmış olmasını umut ediyoruz. Kaldı ki yapmamış olsa bile antisosyal kişilik raporu olan, eğitimi yetersiz ve yıllarını dört duvar arasında geçirmiş bir insanı çok da fazla suçlayamayız.
Asıl üzücü olan tetikçilerin yüceltilmesi, maddi ve manevi olarak desteklenmesidir. Ses getiren cinayetleri işleyenlere evlenme teklifleri gelmesi tüm dünyada sık rastlanan bir toplumsal psikoz örneği. Ancak katillerin örgütlü şekilde cezaevinden kaçırılması, anı fotoğrafı çekilmesi, eli kanlı kişilerle gurur duyulması ne üzücü ki ülkemize has bir görüngü ve moda olmuştur. Katillerin kahraman ilan edilmesini, katillikten sermaye biriktirilmesini, katilliğin ranta çevrilmesini kınıyoruz.
Bu insanlarla gurur duyduğunu haykırıp filmlerde başrol oynatmayı düşünenler yazacakları senaryolarla ülkenin eğitimsiz ve aydınlıktan uzak bırakılmış çocuklarına da yeni roller biçmekteler. Üzülerek belirtmek isteriz ki bu ülkede yıllardır uygulanan eğitim sistemi ve antidemokratik düzen tuzağa düşecek kadar sağduyudan yoksun insanların yetişmesine önayak olmuştur. Bir o kadar kesin olan olgu da onlara karşı durup, ülkenin aydınlık geleceği için kurşunlara göğsünü ve katil övgülerine aklını siper edenlerin de varolacağıdır. Olayları mantık süzgecinden geçiren her vatandaşın vicdanında mahkum edilmiş olan bu örgüt ve tetikçilerin konuşacağı ve hesap vereceği tek yer mahkeme salonları olmalıdır.
Hangi odaklar tarafından kullanıldıkları hakkında henüz resmi bir açıklama elde edemediğimiz ama bağrımızdan çıktıklarını bildiğimiz tetikçilerin katlettiği aydınların yakınları olarak biz, intikam değil adalet, yıkım değil güç birliği amacı ile çağrıda bulunuyoruz. (EÖ)