Düzenlemeler ve hak aramalar
TGC Yönetim Kurulu, 4734 sayılı "Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu"nda yapılmak istenilen değişikliğin, yerel gazetelerin ve çalışanlarının geleceklerini tehdit ettiğini açıkladı. 18 Haziran'da yapılan açıklamada, "Demokrasinin olmazsa olmazlarından birini oluşturan çoksesliliğin ve halkın yakın çevresindeki durumdan bilgilenme hakkını kullanmasının önüne yeni engeller getirilmektedir" deniyor.
Zonguldak, Karabük, Kastamonu, Bartın, Çankırı, Düzce, Bolu'da gazeteci cemiyetleri, TBMM Başkanı Köksal Toptan, İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'den, Devlet İhale Kanunu değişiklik tasarısını engellemelerini istediler. Siyesilere yönelik ortak çağrıya Zonguldak Karaelmas Gazeteciler Derneği başkanı Atilla Öksüz, Karabük Gazeteciler Cemiyeti başkanı Atilla Karaaslan, Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Hüsnü Acar, Bartın Gazeteciler Cemiyeti başkanı Güngör Yavuzarslan, Çankırı Gazeteciler Cemiyeti başkanı Cengiz Kapdan, Bolu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Mehmet Ali Atalay, Düzce Gazeteciler Cemiyeti başkanı Erol Tayhan ve TGC Zonguldak İl temsilcisi Osman Sav imza attı. Yerel basın kuruluşlarının kapanmasına yol açacağına inandıkları tasarının geçen hafta TBMM Bayındırlık Komisyonu'nda kabul edildiğini anımsata gazeteci örgütleri, tasarının yasalaşmasının "bin 300 yerel gazetede çalışan 15 bin fikir işçisinin sonu" olacağını savundu. Çağdaş Kars Haber gazetesi, tasarıyı birinci sayfasını, siyah zemin üzerine kilit fotoğrafıyla basarak protesto etti. Ortak Bir açıklama yapan Şırnak Olay gazetesi, Şırnak Haber gazetesi, Nuh Haber gazetesi, Lider gazetesi, Çağdaş Şırnak gazetesi, Silopi gazetesi, Haber73 gazetesi, Cizrem gazetesi ve Cizre Postası gazetesi tasarının yasallaşmasının yerel gazetelerin sonunu getireceğini açıkladılar. "Gazetemi kapatma, Anadolu'yu karartma" sloganıyla protesto kampanyası başlatan Adana'daki yerel gazete sahipleri, yöneticileri ve çalışanları da, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nde (ÇGC) bir araya gelerek pankartlarla Atatürk Parkı'na kadar yürüdü. ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, tasarının yasalaşması halinde, Türkiye'deki yerel medyanın çok büyük bir çıkmaza gireceğini savundu.
11 Haziran'da TBMM, Türkiye Radyo ve Televizyonları (TRT) Kanunu'nun 6. maddesinde yaptığı değişiklikle TRT'nin Kürtçe, Arapça, Çerkezce, Zazaca, Boşnakça gibi Türkçe dışı dillerde daha geniş yayın yapmasını olanaklı hale getirdi. TBMM Genel Kurulu'nda 29 Mayıs'ta TRT Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 6. maddesiyle ilgili önergenin görüşülmesinden sonra 11 Haziran'da tüm yasa ele alındı. Tasarı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yasaya göre, 7 Haziran 2004'ten beri TRT Radyo 1 ve TRT 3 televizyonu üzerinden haftanın her günü bir Türkçe dışı dilden yayın yapa TRT, söz konusu anadilde yayınları genişletebilecek, bu yayınlara bir kanal tahsis edebilecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 25 Haziran'da yasayı imzalayarak, Resmi Gazete'de yayımlanması için Başbakanlığa gönderdi.
AKP Belediye Meclis Üyesi Bilgehan Bayramoğlu ve Belediye Başkanı'nın özel kalem müdürü Mehmet Bingöl, Çağdaş Tuzla gazetesi sahibi ve yazı işleri müdürü Halil Özen'i ve muhabiri Kurtuluş Çelikparmak'ı darp ettikleri gerekçesiyle mahkum oldular. 6 Haziran'da Tuzla Sulh Ceza Mahkemesi, belediye meclis toplantısını izlemek için gittikleri Belediye binasında iki gazeteciye saldırdıkları iddiasıyla Bayramoğlu ve Bingöl'ü 120'şer gün adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme başkanı Hakime Nesrin Avcı, paraya çevirdiği cezayı, ekonomik durumlarına göre Bayramoğlu için 4 bin 800 YTL; Bingöl için de 2 bin 400 YTL olarak belirledi. Para cezası ertelenmedi. Toplantı sırasında Özen'i dışarıya çağıran Bayramoğlu'nun, kendisine "Sen kendini bir şey mi zannediyorsun da hakkımızda bu haberleri yapıyorsun. Bende deve kini var. Develer intikamlarını acı çektire çektire alırlarmış. Bende böyle yapacağım" dediği; tehdit ettikten sonra da saldırdığı iddia edilmişti.
2007 1 Mayıs İşçi Bayramı eylemlerindeki polis şiddeti, İstanbul 9. İdare Mahkemesi kararıyla ilk kez mahkum edildi. Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alper Turgut'un çevik kuvvet ekiplerince coplanması, gazeteciye tekme atılması ve geçici körlüğe yol açacak şekilde yakın mesafeden biber gazı sıkılmasını mahkeme, İçişleri Bakanlığı'nı bin YTL tazminata mahkum ederek cezalandırdı. Gazete avukatı Tora Pekin'in açtığı davayla ilgili 21 Nisan'da Hakim Zafer Şeker imzasıyla alınan kararda, "Darp edildiği ve kötü muamelelere maruz kaldığı şüphe götürmeyen söz konusu fiillerin kolluk kuvvetlerince gerçekleştirildiğinin anlaşılması ve personel seçimi ve yetiştirilmesi konusunda gerekli yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru işlediği açık olduğundan idarenin zararı tazmin yükümlülüğü bulunmaktadır" denildi.
301. maddenin tümden yürürlükten kaldırılmasını "TCK'nın 301. maddesi Türkiye'nin utancıdır" tespitiyle talep eden Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi (DurDe), bunun için 10 binden fazla imza topladı. İmza kampanyasına destek veren sanatçı ve yazarlar arasında Sezen Aksu, Filiz Akın, Müjde Ar, Nur Sürer, Pelin Batu, Şevval Sam, Lale Mansur, Kenan Işık, Halil Ergün, Rutkay Aziz, Şahika Tekand, Serra Yılmaz, Genco Erkal, Mehmet Atak, Yılmaz Erdoğan, Altan Erkekli, Mustafa Erdoğan, Bennu Yıldırımlar, Mehmet Ali Alabora, Mahir Günşiray, Yıldıray Şahinler, Işık Yenersu, Macide Tanır, Celile Toyon, Şerif Sezer, Julide Kural, Meral Okay da bulunuyor. RSF de, 301 değişikliğini "kozmetik ve yetersiz" olarak nitelendiren bir açıklama geldi: "Türkiye'de ifade özgürlüğünde gerçek bir ilerleme ancak bu özgürlüğü engelleyen tüm yasal düzenlemelerin esaslı bir şekilde gözden geçirilmesiyle mümkün olabilir. Bu reformun sınırlı kalması da ifade özgürlüğü meselesinin Türk yetkilileri için ne denli büyük bir sorun oluşturduğunu gösteriyor.
TBMM'de görüşülen "Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" başlıklı TCK'nın 301. maddesine ilişkin kanun teklifi, MHP ve CHP itirazlarına karşın 29 Nisan'da kabul edildi. Maddedeki "Türklüğü" ibaresi yerine "Türk Milleti", "Cumhuriyeti" kelimesi yerine de "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" ifadesini getirdi. Sert tartışmalar sonunda 65 oya karşılık 250 oyla kabul edilen yasaya göre, 301. maddenin başlığı, "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" olarak değiştirildi. Madde şu şekilde düzenlendi: "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini veya Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişilere de aynı ceza uygulanır. "Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmayacak. "Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanı'nın iznine bağlıdır." Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 301 değişikliğini 7 Mayıs'ta onayladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, toplam 38 kişinin 2007 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda saldırıya uğradıkları gerekçesiyle altı polis yetkilisi ve olay yerinde görev yapan Emniyet görevlileri hakkında yaptıkları şikayette dava açılmasına gerek görmedi. 2 Nisan'da kamuoyuna yansıyan kararda, "Tüm şüpheliler, zor kullanım sınırlarını aşarak ya da memuriyet nüfuzlarını kötüye kullanmak suretiyle mağdurlara karşı etkili eylemde bulunduklarına dair, haklarında kamu davası açmaya yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, mağdurların meydana gelen yaralanmaların dereceleriyle şüphelilerin yasal olarak kullandıkları zor arasında herhangi bir orantısızlık bulunmadığı, müsnet suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldı" deniyor. Şikayetçiler arasında DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, 78'liler Girişimi yetkilisi Celalettin Can, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Alper Turgut ve TTB Genel Başkanı Gençay Gürsoy da bulunuyor.
Sansür ve Tekelleşmeye Tepkiler
İstanbul'un Ümraniye semtindeki bir gecekonduda el bombaları bulunmasıyla birlikte başlatılan "Ergenekon Soruşturması"nda İstanbul 10. Ceza Mahkemesi'nin 15 Haziran 2007'de verdiği yayın yasağı kararı bir yıldır yürürlükte. Ardından İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 21 Haziran 2007'de verdiği yayın yasağı kararı geçerliliğini koruyor.
Giresun'un Dereli İlçesi'nde trafik kontrolü yapan jandarma ekibine PKK'nin 27 Haziran'da silahlı saldırı düzenlemesinden bir gün sonra Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı talebiyle yayın yasağı getirildi. Yasak kararında, silahlı saldırı olayı sonrasında yapılan fotoğraf ve kamera çekimlerinin yerel ve ulusal basında yayımlanması ve bu görüntülerin kamuoyunda örgütün propagandasını yapar nitelikte olduğu, bu nedenle suç örgütlerini korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtmaması gerektiği ifade edildi. Karar, gazetelere tebliğ edildi.
MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Kanal 1 televizyonunda Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek adlı programda "Başıma bir şey gelmeyecekse" diyerek Atatürk'ü sevmediğini ifade eden ve ardından hakkında soruşturma açılan Nuray Canan Bezirgan ile ilgili 17 Haziran'da bir basın toplantısı düzenledi. Bezirgan'ın da katıldığı toplantıda "Sevmiyorum demek hakaret değildir" başlıklı açıklamayı okuyan Mazlum Der İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük, "Altaylı'nın programından sonra yine kötü niyetli ve aciz bir tartışma başlatılmış, Altaylı'nın sorusuna verdiği cevapla gündeme gelen Bezirgan hakkında da insaf ölçülerine sığmayacak bir linç kampanyası yürütülmüştür" dedi.
Kanal 1'de Fatih Altaylı'nın Teke Tek adlı programında "Atatürk'ü sevmediğini" ifade eden Nuray Canan Bezirgan hakkında soruşturma başlatılmasını hukukçu Kamil Tekin Sürek eleştirdi. "Herkes Atatürk'ü sevmek zorunda değil" diyen Sürek, 57 yıllık Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanunu'nun yürürlükten kaldırılması, en azından değiştirilmesi gerektiğini açıkladı. Sürek'e göre, madde, "çok dar ve Atatürk'e en ufak eleştiri yöneltenleri cezalandıracak şekilde" uygulanıyor. Sürek, 1993'te Gerçek dergisinde çıkan köşe yazısında Atatürk'ü köpeğe benzettiği gerekçesiyle Şair Can Yücel'in "Atatürk'e hakaret"ten yargılandığı davada "düzenlemenin antidemokratik yanını tanıma fırsatı bulduğunu" söyledi.
12 Haziran'da DTP yetkilileri, Anayasanın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında belirlenen "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin 'odağı haline gelmesi' iddiasıyla partinin kapatılması istemiyle açılan davada savunmalarını Anayasa Mahkemesi'ne sundu. DTP "İddianamede yer alan 141 eylemin partinin kapatılmasını gerektirecek nitelikte olmayıp 129'unun ifade ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeli" diye belirtti. Savunmada "İddianamede ulusal çapta yayın yapan bazı gazetelerin anılan iddialara yönelik yaptığı bazı haberlerin de kaynak olarak gösterildiği, haberlerde yer alan iddiaların hukuksal olarak kanıt oluşturmayacağı, haberlerin gerçekliğinin saptaması ve soruşturulmasının geniş olanaklara karşın yetkili organlar tarafından yapılmadığı" belirtildi.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Nuri Kolaylı, TBMM Bayındırlık Komisyonu'nda kabul edilen Devlet İhale Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Daire Tasarı'nın, yerel basın kuruluşlarının kapanmasıyla sonuçlanacak bir süreç başlatacağını açıkladı. Kolaylı, tasarıyı eleştirerek, düzenlemede bir "elektronik kamu alımları platformu" oluşturulması ve basın ilanlarının kaldırılmasının öngörüldüğüne dikkat çekti.Tasarının yasalaşmasıyla birlikte, kamu yatırımlarındaki basın ilanları zorunluluğunun kalkacağını ve yerel gazetelerin en önemli gelir kaynağını kaybedeceğini bildiren Kolaylı, Anadolu'daki yaklaşık bin 300 yerel gazetenin kapanacağını söyledi.Yerel basının Basın İlan Kurumu'ndan alınan ilanlarla ayakta kalmaya çalıştığını vurgulayan Kolaylı, bu geliri kaybeden yerel basın kuruluşlarından birçoğunun kapanmak zorunda kalacağını, böylece çok sesliliğin ortadan kalkarak Türk demokrasisinin zarar göreceğini söyledi.
TBMM Genel Sekreteri Ali Oman Koca, 1 milyon 274 bin YTL'lik zırhlı makam otomobilini iade etmesi için Meclis Başkanı Köksal Toptan'a çağrı yapan Turktime.com İnternet sitesindeki kampanyanın durdurulmasını istedi. Değeri çok yüksel olduğu ifade edilen makam aracını iade etmesi için Türk Time sitesinin 29 Mayıs'tan beri yayımladığı "Toptan makam arabasını iade etsin" kampanyasının kaldırılması talep edildi. Bu olay için TBMM Başkanı Sayın Köksal Toptan'ın manevi şahsiyeti hem de Sayın Başkan'ın şahsında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin saygınlığı zedelenmektedir" denilen açıklamada, kampanyanın 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Hakkındaki Kanunun" 9. maddesi uyarınca kaldırılması talep edildi. Açıklamada, "kaldırılmadığı takdirde aynı maddenin tarafımıza tanıdığı kanun yollarıyla diğer yasal yollara başvurulacağını bildirir, çalışmalarınızda başarılar dilerim" deniyor.
DurDe Girişimi'nin TCK'nın 301. maddesi, "darbe söylentileri, muhtıralara ve Ergenekon'lara karşı olan herkesin sözünü söylemesi için" düzenlediği forum 7 Haziran'da Beyoğlu Tophane'deki Tütün Deposu'nda gerçekleştirildi. Çeşitli görüşlerden örgütlü/örgütsüz yaklaşık 50 kişinin katıldığı ve yaşanan sürece dair fikirlerini paylaştığı forumda ifade, inanç, örgütlenme ve varoluş mücadelelerinin ortaklaştırılması gerektiği konuşulurken, yaşanılanlara karşı ortak bir ses çıkarmanın önemi vurgulandı.
4 Haziran'da Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin, TRT'de Kürtçe yayın yapılmasıyla ilgili sarf ettiği "PKK'nin dağ kadrosuna jest niteliğindedir" sözlerini eleştirdi. Hükümete tepki gösterirken TRT'nin bir kanalında Kürtçe yayın yapılmasını sağlayan düzenleme için Bahçeli "PKK'ye jest ve onun taleplerine teslimiyet" demişti. Hukukçu Tanrıkulu, "Bu söylem günümüz siyasi anlayışlara uygun düşmüyor" dedi.
Son zamanda Yüksekova Haber gazetesi çalışanlarından Erkan Çapraz hakkında açılan dava ve soruşturmalardan rahatsızlık duyan Yüksekovalı üniversite öğrencileri Mayıs ortasında bir imza kampanyası başlattı. İfade ve basın özgürlüğünün demokrasinin en önde gelen şartlarından biri olduğunu belirten gençler "Yüksekova Haber'e Dokunma!" sloganıyla gazetecilerin daha özgür hareket etmelerinin sağlanmasını istediler. Katılımcıların, "Yüksekova Haber'in ifade özgürlüğünü destekleyen metni kabul ediyor ve imzalıyorum" şeklindeki metni içeren bir elektronik posta mesajını (e-mail) isim ve soy isimlerini de belirterek [email protected] adresine göndermeleri gerekiyor.Kampanya metninde, "Biz bundan rahatsızız! Ülkemizin ve bölgemizin çoğulcu gazetecilik anlayışına büyük katkılar sağlayan Yüksekova Haber üzerindeki bu baskıların sona erdirilmesi, özgür bir basının oluşmasına fırsat verilmesi gerektiğini savunuyoruz" deniyor.
Diyarbakır'da konuşan Başbakan Erdoğan, TRT'nin bir kanalını Türkçe dışı dillerde yayın için tahsis ettiklerini, bu kanalın yakında yayına geçeceğini açıkladı. Başbakan, "Demokratikleşme ve insan yaşantısının geliştirilmesinde hükümetimizin kararlılığı sürecek. Sivil toplum kuruluşlarının geliştirilmesi bizim öncelikli arzumuz" diye konuştu. Gün TV'nin Yayın yönetmeni Diren Keser, 25 Ocak 2004 tarihli yönetmelikteki sınırlandırmalar nedeniyle anadilde yayını çok zor şartlarda yaptıklarını ifade ederek, "Kürtçe dört saatlik bir yayın İstanbul veya başka yerler için yeterli görülebilir ancak Diyarbakır için kesinlikle yetersiz" dedi. TRT Radyo 1 ve TRT 3 televizyonu, 7 Haziran 2004'ten beri Pazartesi günleri Boşnakça, Salı günleri Arapça, Çarşamba günleri Kırmanca, Perşembe günleri Çerkezce ve Cuma günleri de Zazaca yayın yapıyor.
21 Eylül'de Avrupa Parlamentosu (AP), Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenter Ria Oomen-Ruijten'in hazırladığı ve ifade özgürlüğünün taahhütlere uygun şekilde geliştirilmesi istenen Türkiye Raporu'nu, 62 karşı oy ve 61 çekimser oya karşılık 467 oyla kabul etti. Türkiye'nin 2007'de aldığı yola işaret eden raporda AP, son yasal çalışmaları ve Başbakan Erdoğan'ın "2008 reform yılı olacak" sözleriyle işaret ettiği taahhütleri memnuniyetle karşıladığını bildirdi.Türkiye'den verilen sözlere tam anlamıyla bağlı kalınmasının istendiği raporda, "Daha fazla gecikme, müzakereleri ciddi şekilde etkileyecektir" denildi. 301 değişikliğini, "301 ve TCK'nin diğer maddelerinde yapılacak temel reformlarının ilk adımı" olarak görüldüğüne işaret edilen raporda, 301 ve uluslararası yasalarca güvence altına alınan ifade özgürlüğünü meşru olmayan şekilde kısıtlayan diğer düzenlemelerin yürürlükten kaldırılmasının en iyi çözüm olacağı vurgulandı.
İHD, Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) ve Vicdani Ret Platformu, Düşünce Suçuna Karşı Girişim, KAOS GL, Pembe Hayat ve Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe adlı yedi hak örgütü, "halkı askerlikten soğutmak" iddiasını hapisle cezalandıran TCK'nın 318. maddesinin yürürlükten kaldırılmasını talep etti.Kampanya kapsamında bini aşkın imza toplantı. İmzacılar arasında Adnan Özyalçıner, Akın Birdal, Baskın Oran, Doğan Özkan, Eren Keskin, Halil Savda, Lale Mansur, Mehmet Atak, Mehmet Bal, Mehmet Tarhan, Osman Murat Ülke, Pınar Selek, Sennur Sezer, Şanar Yurdatapan gibi akademisyen, yazar, sanatçı ve aktivistler de var. İHD açıklamasında, vicdani retçi Erkan Bolat'la yaptığı "Savaşların insan kaynağını kurutalım" başlıklı söyleşi nedeniyle Birgün gazetesinden Gökhan Gençay'ın 318. maddeden sürdürülen yargılamaya tepki gösterildi.
11 Mayıs'ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 1972'de öldürülen THKP-C örgütü lideri Mahir Çayan'ın "Toplu Yazılar" kitabı için "suçu ve suçluyu överek yasadışı terör örgütlerinin propagandası yapıldığı" iddiasıyla toplatma kararı verdi. Karara itiraz eden Su Yayınları avukatı Sabri Kuşkonmaz, "Kitabın toplatılması kitabın idamıdır; karar için daha ayrıntılı inceleme yapılmalı" dedi. Kuşkonmaz, "Mahir Çayan'ın yazmış olduğu kitabın içinde yer alan örgüt isimleri yakın siyasal tarihimizin özneleri haline geldi. Bu örgütler yazıldıkları dönemle kaimdir; adlarının anılması, terör örgütü propagandası yapmak anlamına gelmez" diye belirtti. Aynı mahkeme, 10 Mayıs'ta da, Su Yayınları'nın yayımladığı "Devrimci Marşlar, Türküler, Ağıtlar, Şiirler" başlıklı kitaba el konulmasına karar vermişti.
28. Genel Kurulu'nu Güney Kore'nin başkenti Seul'da gerçekleştiren Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA), 2008 Yayımlama Özgürlüğü Ödülü'nü, Türkçe'ye kazandırdığı kitaplar nedeniyle yıllardır hapis tehdidiyle yargılanan Belge Yayınları sahibi Ragıp Zarakolu'na vermeyi kararlaştırdı. IPA Başkanı Ana María Cabanellas, yayıncı Zarakolu'nun "Yayımlama özgürlüğünü destekleyen örnek cesareti" nedeniyle ödüle değer bulunduğunu açıkladı. Zarakolu'nun ödülü 18 Eylül'de verilecek
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, "terör örgütü propagandası yaptığı", "örgütün açıklamalarına yer verdiği" ve "suçu övdüğü" gerekçesiyle haftalık YedinciGün gazetesini bir ay süreyle kapattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12 Mayıs'ta el konulmasını ve satışına yasak getirilmesini istediği gazete, 9. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa Mahkemesi'ne taşıdığı Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 6/son maddesi gereğince bir ay yasaklandı. Mahkeme, 12-18 Mayıs 2008 tarihli gazetenin 20 sayfasından 11'inde suç unsuru bulunduğu gerekçesiyle bu kararı aldı. Ancak hangi ifadeler nedeniyle bu cezanın verildiği bilinmiyor. Gazete yetkilisi Ramazan Pekgöz, "Bu işin yasal yönü değişmedikçe bu durumlar son bulmaz, sansür kültürü giderilemez" dedi.
Küresel video paylaşım sitesi youtube.com'a, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 24 Nisan 2008 tarihli kararından sonra 5 Mayıs'ta da Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi yasak koydu. Youtube.com gibi bir çok başka İnternet sitesi, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca geçici olarak yasaklanmıştı.
24 Nisan'da Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde youtube.com sitesine erişim yasağı getirdi. Daha önce de siteye, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi, Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi ve Sivas 2. Sulh Ceza Mahkemesi yasak getirmişti.
Düşünce Suçuna Karşı Girişim, ifade özgürlüğüne karşı düzenlemelere dikkat çekmek amacıyla 13 yıldır yapılan "sivil itaatsizlik" eylemleri, davalar artınca ve mahkumiyetler sonuçlanmaya başlayınca 5 Mayıs'ta Üsküdar Adliyesi'nde yaptığı basın duyurusuyla yeniden başlattı. Avukat Eren Keskin, eski DEP milletvekili Mahmut Alınak, Agos gazetesi yazı işleri eski müdürü Aris Nalcı ve eski imtiyaz sahibi Sarkis Seropyan, şarkıcı Bülent Ersoy ile Ferhat Tunç'un "suç" olarak nitelendirilen düşüncelerine katıldığını ifade eden 200'ü aşkın kişi kendini ihbar etti.
TGC, TYS ile İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde cezaevinde bulunan gazeteci Hacı Boğatekin'i "Basın ve Düşünce Özgürlüğüne katkı" plaketiyle ödüllendirdi. 4 Mayıs'ta Bahçeşehir Üniversitesi'nde yapılan ödül töreninde Cumhuriyet gazetesi sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk ve Sivas 93 oyununun yazarı Tiyatrocu Genco Erkal'a da "Düşünce Özgürlüğüne Emek Verenler" plaketi sunuldu. Basın Özgürlüğü Günü'nü "buruk bayram" olarak kutlayan basın meslek örgütlerinin düzenlediği törende, plaketi 13 Nisan'dan beri Kahta Cezaevi'nde bulunan Boğatekin'in yerine, gazetenin İstanbul temsilcisi yeğeni Fırat Boğatekin aldı. TYS Genel Sekreteri Şair Tevfik Taş, "Adıyaman'ın Gerger İlçesi'nde onurlu bir gazetecilik sergileyen Hacı Boğatekin Fetullah Hoca'ya Feto dediği için şu anda tutuklu bulunuyor. Biz bu zihniyeti kınıyor ve Boğatekin'in suçuna ortak olduğumuzu belirtiyoruz. Bu çağda bu durumların yaşanması üzücü" dedi.
21 Nisan'da Index on Censorship (Sansür Endeksi) Örgütü, İfade Özgürlüğü Ödülleri'ni sahiplerine verdi. The Guardian Gazetecilik Ödülü'nün Arat Dink ve Agos'a verildiği törenin açılış konuşmasını 2007'de İslamın Ordusu adlı örgütün 114 gün Gazze'de rehin tuttuğu gazeteci Alan Johnston yaptı. 2007'de 23 gazetecinin öldürüldüğünü söyleyen Johnston, baskı ve tehdit altında olan meslektaşlarına "Sizi yalnız bırakmayacağız" diye seslendi.
21 Nisan'da Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten'in hazırladığı Türkiye'yle ilgili raporu oy çokluğuyla kabul etti. Oylamada 53 ''evet'', 2 ''hayır'' oyu ve 4 çekimser oy kullanıldı. Raporun yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Rapor 301. maddeyle ilgili değişiklik girişiminin, ifade özgürlüğü önünde engel olan bu madde ve diğer maddelerin kökten değiştirilmesiyle ilgili bir ilk adım olarak görüldüğünü söylerken, hükümeti ve Meclisi bu reformu geciktirmemeye, böylece bu maddelerin ifade özgürlüğünün keyfi şekilde engellenmesinin önünü almaya çağırdı.
Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'ın avukatlarının girişimiyle erişime kapatılan İnternet haberleşme grubu Google Groups daha erişime açılmadan ardından da Yahoo şirketine bağlı yer sağlayıcı Geocities portalı Türkiye'den erişime kapatıldı. Kişisel web sitesi kurmaya olanak sağlayan Geocities sitesine girmek isteyenler, uzunca bir süre karşılarında "Bu Siteye Erişim Engellenmiştir. Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi, 04/02/2008 tarih ve 2008/140 nolu kararı gereği bu siteye erişim Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nca engellenmiştir" yazısıyla karşılaştılar. Ancak İnternet kullanıcıları, Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi kararının hangi gerekçeye dayandığını ve neden alındığını bilemiyor. Eksi Sözlük, Antoloji.com, Wordpress, Indymedia İstanbul, Youtube, Gündem gazetesi, Fırat Haber Ajansı (ANF) ve Google Groups'tan sonra 4 Şubat'tan beri de Geocities portalına erişim sağlanamıyor.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso'nun Meclis'teki konuşmasında yeni TCK'nın 301. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili sözlerini 11 Nisan'da değerlendiren Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan "301. maddenin düzeltilmesi gülünç bir şey. Çünkü hiçbir gereği yok. Tamamen kaldırılması gerek. 301, devletin eleştirilmesini önlemek için konulmuş ve kullanılmış bir madde" dedi.
Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, elektronik haberleşme gruplarını barındıran Google Groups'a İnternet erişimini Nisan başında kapattı. Siteye her günkü haberleşmelerini sağlamak isteyenler, "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir. T.C. Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 14.03.2008 tarih ve 2008/15 Nolu Kararı gereği bu siteye erişim engellenmiştir" yazısıyla karşılaşıyorlar.Bu durumda Uluslararası Yazarlar Birliği'nin (PEN) Türkiye Merkezi, TYB ve pek çok haberleşme grubuna erişim yargı kararıyla engellenmiş de oldu. 2 Nisan'da açıklama yapan PEN Türkiye Merkezi, TYB, Edebiyatçılar Derneği ve TYB, youtube.com ve çeşitli İnternet sitelerine erişimin Türkiye'de "otoriter gerekçelerle" yasaklanmasını kınamıştı. TYB yetkilisi Metin Celal, "Bu yasakların mantığını anlamak mümkün değil. Bir atasözümüz var, pire için yorgan yakmak diye. Tek bir grubun haberleşmesini engellemek için tüm bir sistemi yasaklamanın İnternet ile yasanın getirdiği hükümlere uygun olmadığına inanıyorum" demişti.
DEM TV'nin yayını, 4 Nisan'da yasal uyarı yapılmadan ve gerekçe gösterilmeden kesildi. Kanal yetkilileri, Turkshow'la yaptıkları görüşmelerde, yayını kesme talimatının Turksat yetkililerince "sözlü olarak" kendilerine verildiğini, ancak Turksat ile yapılan görüşmelerde böyle bir talimatın olmadığını öğrendiklerini ifade ettiler. 145. sayısı toplatılan aylık Yürüyüş dergisinin yayını, bir ay süreyle durduruldu. "Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) adlı örgütün propagandasını yapmak" suçlamasıyla toplatılan dergi sayısında, Kızıldere'de öldürülen 10 devrimcinin kısa yaşam öyküleri yer alıyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın toplatma, dağıtım ve satış yasağına ilişkin taleplerini değerlendiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, "Terör örgütünün propagandası" iddiasıyla toplatma ve yayın durdurma kararı verdi. Dergi yetkilileri, suçlanan yazıda DHKP-C adının geçmediğini, Kızıldere olayının yaşandığı dönemde DHKP-C diye bir örgütün ortada olmadığını, dergide fotoğraflarına yer verilen kişilerin de DHKP-C örgütüne mensup olamayacaklarını bildirdi
PEN Türkiye Merkezi, TYS, Edebiyatçılar Derneği ve TYB'nin oluşturduğu dört örgüt, küresel video paylaşım sitesi youtube.com ve çeşitli İnternet sitelerine erişimin Türkiye'de "otoriter gerekçelerle" yasaklanmasını kınadı. 2 Nisan'da yayımlanan duyuruda, "Yeterli düzeyde demokrasi sorunu bulunan ülkemizin, bir de demokratik olmayan ülkeler safına geriletilmemesi gerekiyor" denildi. Ortak açıklamada, "Ülkemizde, youtube başta olmak üzere, çeşitli İnternet sitelerine sansür uygulaması kaygı verici boyutlarda. İfade ve iletişim özgürlüğünün gelişmesinden yana olan biz yazar ve yayıncı örgütleri, bu antidemokratik ortamdan yana değiliz" ifadesine yer verildi. Son dönem sitesi erişime kapatılanlar arasında Bağımsız Basın Merkezi olarak faaliyet gösteren İndymedia İstanbul da yer alıyor. Yasakla ilgili Paris'ten açıklama yapan RSF de, "Bu karar orantısız bir karardır. Suçlanan içerik yayından kaldırılabiliyorken tüm bir sitenin yasaklanması neden?" açıklaması yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2001 yılında sayılarına mahkeme kararıyla el konan Fırat'ta Yaşam gazetesinin sahibi Hasan Buran'ın açtığı davada ifade özgürlüğünü ihlal ettiği için Türkiye'yi haksız buldu. 17 Haziran'da AİHM, 19 Mart 2001 tarihinde satılmamış gazete sayılarına el konmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesine aykırı olduğunu bildirdi. Suça gerekçe gösterilen üç yazıda, iktidarın sert şekilde eleştirildiği, Kürtlerin özgürlüğü ve kültürel hakları lehinde düşünceleri yansıttığı cezaevlerindeki direnişlere karşılık hükümetin tasarruflarının yerildiğini anımsatan AİHM, içeriklerde şiddetin özendirilmediği, isyana çağrı yapılmadığı ve nefret söyleminin de söz konusu olmadığını duyurdu. Üç yazıda "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" edildiği gerekçesiyle 19 Mart 2001 tarihinde toplatılmıştı. Toplatma kararı, Yayın yönetmeni Mehmet Boncuk'un Doç. Dr. Fikret Başkaya ile yaptığı "Sivil Toplum: Apolitizasyonun aracı..." başlıkla röportaj ile 10. sayfada yer alan "Newroz'u özgürleştirelim" ve "13 Mart, İsyanın çığlığıdır zulmün kalelerine..." başlıklı yazılarda "Halkı, ırk, din, dil, mezhep ve bölge farklılığı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle verilmişti.
29 Nisan'da AİHM, bir mevlüt sırasında yaptığı konuşmada ve dağıtılan el bildirilerinde "Deprem ilahi bir ikazdır" diyen Yeni Asya gazetesi sahibi Mehmet Kutlular'ın hapisle cezalandırılıp tutuklanmasını ifade özgürlüğü hakkının ihlali olarak değerlendirdi. AİHM, oybirliğiyle Türkiye'nin AİHS'nin 10. maddesinin ihlal ettiğine karar vererek; Kutlular'a 5 bin avro (yaklaşık 10 bin YTL) tazminat ödenmesine karar verdi. Kutlular, 17 Ağustos 1999'da 20 bin kişinin ölümüne yol açan depremden sonra Ankara Kocatepe Camii'nde Said-i Nursi'nin 39. ölüm yıldönümünde düzenlenen mevlit sırasında depremi, "ilahi bir ikaz" olarak nitelendirmişti. 10 Ekim 1999 tarihinde yapılan bu konuşmadan 22 Mayıs 2001'de tutuklanan Kutlular, Kırklareli'nin Vize Cezaevi'nden 4744 Sayılı "Uyum Yasası" sayesinde tahliye oldu.
20 Nisan'da AİHM, Kürt Sorunu'yla ilgili bir konuşmasında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle yazar Yalçın Küçük'ü mahkum ettiği için Türkiye'yi 3 bin avro (yaklaşık 6 bin YTL) tazminata mahkum etti. Küçük'ü eski TCK'nin 312. maddesi dışında "bölücülük propagandası" ve "yardım ve yataklık" iddiasıyla yargılayan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 4 Kasım 1999 tarihinde yazarı 6 yıl 6 ay hapse ve para cezasına mahkum etmişti.AİHM, konuşmada şiddet kullanımına özendirilmediği, silahlı direniş ve isyan çağrısı yapılmadığını vurgulayarak, oybirliğiyle cezayı "meşru hedefe göre orantısız" ve "demokratik bir toplumda gereksiz" buldu.
RTÜK Cezaları
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda yaşanan tartışma ve protestoları 4 Haziran'daki haber bülteninde Hababam Sınıfı filminin görüntüleri ve müziği eşliğinde veren Star TV'den savunma istedi. Meclis'te oturum başkanının yaşadığı zor anların ekranlara Hababam Sınıfı'yla özdeşleştirilerek yansıtıldığını iddia eden RTÜK, oybirliğiyle Star TV'den savunma istenmesine karar verdi. Kanalın gönderdiği savunma yeterli görülmezse para cezası uygulanacak.Star TV, Meclisteki konuşmacıyı engellemeye çalışan milletvekillerinin sıralara vurarak çıkardıkları sesleri ve salona hakim olmaya çalışan oturum başkanı gösterilirken, bir taraftan da Hababam Sınıfı filminden karelere, diyaloglara ve filmin müziğine yer vermişti.
RTÜK, İzmir Demokrat Radyo'ya, Sabah gazetesinin "Devlet Derin Devlete Karşı" başlıklı Ergenekon operasyonuyla ilgili haberi yayınında okuduğu için uyarı cezası verdi. RTÜK, yargı işlemlerine değinen radyoyu, gazetenin 23 Ocak 2008 tarihli sayısındaki haberin spotunu aktararak, yayın yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunu'na aykırı yayın yapıldığını açıkladı. Radyo yönetimi, idare mahkemesine başvurarak, cezanın iptalini isteyecek. Programda, "Radyo, televizyon ve veri yayınları, hukukun üstünlüğüne, Anayasanın genel ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere, milli güvenliğe ve genel ahlaka uygun olarak kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılır" ilkesine aykırı davranıldığı ileri sürüldü. (SON)(EÖ/EZÖ)