Kürtçe marş söyledikleri için haklarında beş yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu üyesi üç çocuk, 19 Haziran'da görülen davanın ilk duruşmasında beraat etti. Savcılık, 16 ve 17 yaşlarındaki çocukları, TMY'nin 7/2. maddesi uyarınca "örgüt propagandası yapmak"la suçlamıştı. San Francisco'da, 23 Eylül-10 Ekim 2007 arasında düzenlenen "Uluslararası Kültürel ve Sanatsal Müzik Festivali"nde verdikleri konserde, çocuklar sekiz dilde şarkı söylemişlerdi. Bunlardan biri de sözlerini 1940'ta İranlı Kürt şair Yunus Rauf Dildar'ın yazdığı "Ey Raqip" (Ey Düşman) adlı Kürtçe marştı. Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), ifade özgürlüğünün sadece kişilerin hak ve özgürlüklerini korumak, kamu sağlığı ve ahlakı, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması gibi amaçlar için; gerekli ve ölçülü olduğu sürece kısıtlanabileceğini söylemişti.
Yazar Perihan Mağden, Radikal gazetesinde yayımlanan "Şimdi Vicdani Ret" başlıklı yazısıyla "halkı askerlikten soğuttuğu" gerekçesiyle TCK'nın 318. maddesinden yargılanıyor. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Mağden'i "Vicdani Ret, nadas için yakılan tarlalar gibi yayılmalıdır. Vicdani Ret, barış için savaşmayı göze alanların vereceği en iyi ve tek iyi cevaptır" ifadelerinin geçtiği 8 Ocak 2006 tarihli yazısını nedeniyle hapisle yargılıyor. Davanın görülmesine 4 Temmuz'da devam edilecek.
Dağlıca baskınında kaçırılıp iade edildikten sonra tutuklanan sekiz askerin ailelerinin sözlerini yansıtan Günlük Evrensel gazetesi sahibi Mehmet Sami Belek ve sorumlu müdürü Mehmet Uğraş Vatandaş 18 Haziran'da yargılandıkları davadan beraat ettiler. Van Askeri Mahkemesi'nin sekiz askerle ilgili yürüttüğü kovuşturmayı "etkilemeye teşebbüs etmek" ile suçlanan iki gazeteci, TCK'nın 288. maddesinden yargılanıyorlardı. 12 Kasım 2007'de yayımlanan "PKK'nin kaçırdığı sekiz asker tutuklandı. Bakan Şahin Şimdi Mutlu mu?" başlıklı haberde, Dağlıca baskınında rehin alındıktan sonra iade edilen askerlerle ilgili Bakan Mehmet Ali Şahin'in sarf ettiği "kurtulduklarına sevinemedim" şeklindeki sözlere tepki gösteriliyordu. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, haberde tutuklu asker ailelerinin düşüncelerine yer verildiği, Van Askeri Mahkemesi'nde süren dava dosyasındaki delillerin doğru veya yanlışlığından bahsedilmediği ve yargılamayı etkileme niteliğinde olmadığına hükmetti ve Belek ile Vatandaş'ı akladı. Mahkeme, "Batman TPAO'da Eylem" başlıklı bir başka haberde, "terör örgütü açıklamalarına yer vermek"ten Belek ve İsmail Muzaffer Özyurt'un yargılandığı davaya da 24 Aralık'ta devam edeceğini bildirdi. İki yetkili, TMY'nin 6/1 maddesi uyarınca yargılanıyorlar.
Cezaevindeki oğluna aylık Lombak mizah dergisinin bir sayısını götüren anne Gülbanu Çobanoğlu, "Ceza infaz kurumuna yasak yayın sokmak"tan yargılandığı İzmir 10. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki davada 16 Haziran'da beraat etti. Mahkeme, Kırıklar F Tipi Cezaevi'nde bulunan oğlu Ümit Çobanoğlu'na kitap ve dergilerle birlikte aylık Lombak dergisinin geçen yıl "Atatürk'e hakaret" iddiasıyla toplatılmasına karar verilen bir sayısını da götüren Anne Çobanoğlu'nun suç kastının olmadığına hükmetti. Anne Çobanoğlu'nun "Oğluma okuması için kitaplar götürmek istedim. Ama derginin yasak yayınlar arasında olduğunu bilmiyordum" ifadesini yetersiz bulan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 5 Mart'ta dava açmıştı.
Star TV'de 24 Şubat'ta yayımlanan Popstar Alaturka Programı'nda sarf ettiği savaş karşıtı sözler nedeniyle hakkında "halkı askerlikten soğutmak" suçlamasıyla dava açılan Sanatçı Bülent Ersoy'un yargılanmasına başlandı. 18 Haziran'da Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi, konseri bulunduğu gerekçesiyle duruşmaya katılan Ersoy'un mazeret dilekçesini, "konserin duruşma öncesinde organize edildiğini belgelendirilmediği" gerekçesiyle reddetti; 24 Eylül'de görülecek bir dahaki celseye polis zoruyla getirilmesine karar verdi. Mahkeme, şikayetçi Hayati Karataş'ın sanatçının tutuklanması yönünde ilettiği talebi de, CMK'daki tutukluluğu gerektirir şartlarını karşılamadığı kanaatiyle geri çevirdi. TCK'nın 318. maddesi uyarınca üç yıl hapis istenen sanatçı, "Eğer çocuk doğurmuş olsaydım; birileri masa başında 'Sen bunu yapacaksın, o da bunu yapacak' diyecek, ben de doğurduğum çocuğu toprağa vereceğim. Var mı böyle bir şey?" dediği gerekçesiyle yargılanıyor. 14 Mart'ta sanatçının verdiği ifadeyi yetersiz gören Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, 24 Nisan 2008 tarihinde kaleme aldığı iddianamede Sanatçının cezalandırılmasını talep etti.
18 Haziran'da Şişli 2. Asliye Mahkemesi, Agos gazetesi imtiyaz sahibi Serkis Seropyan ve yazı işleri müdürü Aris Nalcı'nın "yargıyı etkilemeye teşebbüs etmek" iddiasıyla yargılandığı davada beraat kararı verdi. Müdahil avukatlardan Kemal Aytaç, "Böyle bir dava hiç açılmamalıydı. Beraat kararı da bunu gösteriyor. Umarım insanlar görüşlerinden dolayı mahkemelere çıkmak zorunda kalmaz ve haklarında beraat kararları alınmaz. Çünkü geçmişte bu nedenle insanlar canlarından oldular" dedi. Duruşmada söz alan savcı Mücahit Ercan, bir önceki duruşmada gazetecilerin TCK'nın 288. maddesi uyarınca ceza isteyen Cumhuriyet savcısı İsa Dalgıç'ın esas hakkındaki mütalaasını değiştirdi ve gazetecilerin beraati yönünde görüş bildirdi. Savcı, 9 Kasım 2007'de çıkan "Akıllı Tahta" başlıklı yazıda, sanıkların 301. maddeden mahkum oldukları kararı ima yoluyla eleştirdikleri, eleştirilerinse yargılamayı etkilemeye teşebbüs boyutunda olmadığı, atılı suçun unsurları bakımından hukuki çerçeve içerisinde mahkeme kararının da eleştirilebileceği, yazının tümü itibariyle açıklama ve fikir özgürlüğü boyutları ve eleştiri sınırları içinde kalındığına işaret etti ve sanıkların beraati yönünde görüş bildirdi.Müdahil avukatların mahkemeyi taraflı buldukları için katılmadıkları duruşmada, "Davanın temyiz sürecinin etkilenmekten ziyade gazetenin Ermeni asıllı vatandaşlarımız üzerinde daha ziyade kabul görme amacıyla yazılmış bir yazı olarak nitelendirileceği, yazının tamamı itibariyle amaç açısından yargılamayı etkilemeye yönelik olamayacağından her iki sanığın müsnet suçlardan ayrı ayrı beraatlerine" karar verildi.
Nokta dergisi muhabiri Ahmet Şık, "Hayata Dönüş" operasyonlarının yıldönümünde yapılan röportaj nedeniyle derginin diğer muhabiri Banu Uzpeder ile birlikte TCK'nın 301. maddesinden yargılanıyor. Yargılamaya, derginin 21-27 Aralık 2006 tarihli sayısında Bayrampaşa Cezaevi'nde C 1 kadın koğuşunda sağ kurtulan Münevver Köz ile yapılan "Bayrampaşa'da O gün" başlıklı söyleşi gerekçe yapıldı. 18 Haziran'da görülmeye başlanan davada Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi yönünde gazetecilerin avukatı Fikret İlkiz'in yaptığı başvuruyu karara bağlayacak. Davaya 24 Eylül'de devam edilecek.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamında bir Başbakan olarak sorumluğu bulunduğunu yazan Sabah gazetesi yazarı Ergun Babahan'ın yargılandığı davada karar Temmuz'a kaldı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 18 Haziran'da görülen duruşmada Hakime Sevim Efendiler dosyayı inceleme imkanı bulamadığını bildirdi. 23 Temmuz'da kararın açıklanması bekleniyor. İki yıl 4 ay hapsi istenen Babahan, 2 Ocak 2007 tarihli köşesinde kaleme aldığı "Elinizde kan izi var Süleyman Bey" başlıklı yazı nedeniyle Demirel'in 15 Ocak 2007'de yaptığı şikayetle TCK'nın 125. maddesi uyarınca ve "hakaret" iddiasıyla yargılanıyor.Demirel'in Hürriyet gazetesine idamlarla ilgili verdiği demeci "yalan" olarak nitelendiren Babahan, "O üç ölümün kanı elinizde Sayın Demirel. Tarih sizin için şöyle yazacak: Üç gencin faşist rejim tarafından katli için şahsen çırpınan eski cumhurbaşkanı ve başbakan" diye yazmıştı.
George Jerjian'ın "Gerçek Bizi Özgür Kılacak" kitabını Türkçe yayımladığı gerekçesiyle "Devleti ve Cumhuriyeti tahkir ve tezyif" ve "Atatürk'ün anısına hakaret" iddialarıyla yargılanan Belge Yayınları sahibi Ragıp Zarakolu, 17 Haziran'da TCK'nın 301. maddesinden mahkum oldu. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, eski TCK'nın 159. maddesinden dava açıldığı için 8 Mayıs'ta yürürlüğe giren 301. madde değişikliği gereği Adalet Bakanlığı'ndan izin istemeye gerek görmedi. Mahkeme, 5816 Sayılı Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanunu'ndan Belge Yayınları sahibi hakkında beraat kararı verdi. Zarakolu, 7,5 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu. Zarakolu'yu alt sınırdan önce altı ay hapse mahkum eden mahkeme, cezayı "iyi hal"den beş aya indirdi ve sonunda da paraya çevirdi. Kararı temyiz edeceğini açıklayan Zarakolu, para cezasını ödemeyeceğini bildirdi. Uluslararası Yayıncılar Derneği (İPA), 18 Eylül'de ödüllendirmeye hazırlandığı Zarakolu'nun mahkum edilmesini kınadı. PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi'yle 19 Haziranda ortak açıklama yapan İPA, 301. maddede kozmetik/yüzeysel değişikliler yapılmasını "derin üzüntüyle" karşıladıklarını bildirdiler: "Açıktır ki, Türkiye'yi uluslararası ifade özgürlüğü standartlarına çekmek için çok daha fazla çaba gerektiriyor."
Oğlu Baran Tursun'u polis kurşunuyla kaybeden Mehmet Tursun, eşi Beril Tursun ve kızı Şelale Tursun'u TCK'nın 301. maddeden yargılayan Karşıyaka 5. Asliye Ceza Mahkemesi, dosyayı kovuşturma izni için Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Yargılamayı durdurma kararı veren mahkeme, "Yargı görevi yapanı etkileme" (TCK 277) ve "yargı organlarını ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama" (TCK 301) iddiasıyla 13 Haziran'da başlayan yargılamada, iki suç isnadını birbirinden ayırmadan dosyayı bir bütün olarak Bakanlığa gönderme kararı aldı. Tursun Ailesi, Baran Tursun'u öldürmekten polis Oral Emre Atar'ın Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada Emniyet görevlilerini tehdit etmekle de suçlanıyor.
"Korucular devletin bombasıyla balık avlıyor" başlıklı bir haber nedeniyle Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Rojda Kızgın, İHD eski Bingöl Şube Başkanı Rıdvan Kızgın ile iddia sahibi Doğan Adıbelli'ye 301. maddeden açılan dava 12 Haziran'da Adalet Bakanlığı'na taşındı. Yedi kişinin şikayetiyle açılan ve son olarak Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi'nden görevsizlik kararıyla Bingöl Asliye Ceza Mahkemesi'ne taşınan dosya, 29 Nisan'da yapılan değişiklik gereğince şimdi Bakanlığın onayını bekleyecek. Üç kişi, TCK'nın 301/2. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" iddiasıyla altı aydan iki yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Sanık avukatı Servet Özen, korucularla ilgili iddialardan 301. maddeden dava açılmasını eleştirmişti. DİHA muhabiri Kızgın, 4 Ocak 2005 tarihinde İHD Bingöl Şubesi'ne başvuran bir köylünün iddialarını ve konuya ilişkin Rıdvan Kızgın'ın açıklamalarını haberleştirmişti.
11 Haziran'da Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Yerel Kent gazetesi için kaleme aldığı "Mayın" başlıklı yazıdan yargılanan sendikacı Kıyasettin Aslan'ın dosyasını, TCK'nın 301. maddesinde yapılan değişiklik gereği Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Büro Emekçileri Sendikası Kilis İl Temsilcisi Aslan'ı "askeri teşkilatı alenen aşağıladığı" gerekçesiyle iki yıla kadar hapis istemiyle yargılayan mahkeme, yargılama izni için Bakanlıktan gelecek yanıtı bekliyor. Yazısında sendikacı, "Türkiye'nin döşediği mayınlara her yıl çocuklar, kadınlar, her yaştan insan basıyor ve yaşamını yitiriyor, sakat kalıyor" demişti.
5 Haziran'da Bakırköy 16. Asliye Ceza Mahkemesi, 29 Ocak 2007'de yayımlanan "Vicdani Ret Konferansı" başlıklı makaleden "halkı askerlikten soğutmak" iddiasıyla yargıladığı Radikal Gazetesi yazarı Yıldırım Türker'ı akladı. Yazar savunmasında, "Vicdani reddin bir insan hakkı olduğuna inanıyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum... Savunma Bakanı Vecdi Gönül, vicni retle ilgili hükümetin çalışmalarının sürdürüldüğünü açıkladı" dedi. Savcı Ahmet Cemil Talaslıoğlu, yazıda suç kastı bulunmadığını söyleyerek Türker'in beraatini istedi. Mahkeme de, suçun unsurlarının oluşmadığına karar vererek yazarı akladı. Türker, ¨Klasikten şaşmayın. Bu ülkenin yegâne klasiği, ordu. Bir Savunma Bakanımızın da yakın zamanda önünde hazırolda durarak Genelkurmay Başkanı´na ¨Aman efendim. Biz gidiciyiz. Siz kalıcı¨ dediğini unuttunuz mu? Zorunlu askerlik Tolstoy´un yüz yıl önce görmüş olduğu gibi insanın, vatandaşın bir rehin olarak tanımlandığı ve üstelik bunu sorgulamaktan bile çekindiği bir kurum" sözleri nedeniyle suçlanıyordu.
Deniz Gezmiş, Vedat Aydın ve Musa Anter'in adlarını çeşitli cadde, park ve sokaklara ad olarak verilmesini Kars Belediye Başkanlığı'na gönderdiği elektronik posta mesajıyla talep ettiği için "suçluyu övmek" iddiasıyla yargılanan Kars Halk Meclisi Sözcüsü Mahmut Alınak 3 Haziran'da mahkum oldu. Alınak'ı önce bir ay hapse mahkum eden Kars Sulh Ceza Mahkemesi, cezayı iyi halden 25 güne indirdikten sonra 5237 Sayılı Yasanın 50. maddesi gereğince de 500 YTL'ye çevirdi.Tutar 2 bin YTL'nin altında olduğu için CMK'nın 231/2 maddesi uyarınca cezaya itiraz edilemiyor. Alınak para cezasını ödemeyeceğini bildirdi. Alınak, "Ben Deniz Gezmiş, Vedat Aydın ve Musa Anter'in adlarını çeşitli caddelere verilmesini istedim diye yargılanıyorum ama Van'ın Özalp İlçesi'nde 1944 yılında 33 köylüyü kurşuna dizen ve sonunda müebbet hapse çarptırılan Orgeneral Mustafa Muğlalı'nın adı bir askeri kışlaya verilebiliyor" dedi.
2 Haziran'da Sultanahmet 1. Sulh Ceza Mahkemesi, İsrail'in Lübnan'ı işgaline karşı çıkan İsrail'li vicdani retçiler Itzik Shabbat ve Amir Paster'i bir basın açıklamasıyla desteklediği için vicdani retçi Halil Savda'yı altı ay hapisle cezalandırdı. Mahkeme, 1 Ağustos 2006'da İstanbul Konsolosluğu önünde yaptığı basın açıklamasında TCK'nın 318. maddesi uyarınca ve "halkı askerlikten soğutmak" iddiasından suçlu bulduğu Savda'nın bu cezası iyi halden beş aya indirdi. Savda'nın "Evet, 'askere gitmeyin' çağrımı yineliyorum...'Ama'sız, 'haklı-haksız', 'kirli-temiz' vb. ayrımlara gitmeden bütün silahlı organizasyonların ve bütün savaşların kötü ve kirli olduğunu açık ve net bir biçimde vurguluyorum" sözleri davaya dayanak yapılmıştı. Savda, vicdani retçi İsmail Saygı'nın serbest bırakılmasını talep eden bir basın açıklamasına katıldığı sırada daha önce verilen 11, 5 aylık hapis cezası nedeniyle 27 Mart'ta tutuklanmıştı. Savda'nın avukatı Kadriye Doğru, mahkumiyet kararını temyiz ettiklerini söyledi. Önce Kasımpaşa Askeri Cezaevi'ne gönderilen, oradan da Çorlu Kapalı Cezaevi'ne nakledilen Savda'nın, Saray Cezaevi'ne gönderilmesi bekleniyor.
Özgür Kocaeli gazetesinde yayımlanan "Sırada Ne Var Başkan" başlıklı bir karikatür nedeniyle Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'nun açtığı davada 21 Eylül'de hapisten yedi bin YTL para cezasına çarptırılan karikatürist Muhammet Şengöz, şimdi de Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 10 bin YTL tazminatla yargılanıyor. En son 29 Mayıs'ta devam edilen davaya 25 Eylül'de devam edilecek. Şengöz, tazminat iddiasıyla 11 ay 20 gün hapisle cezalandırdı. Karaosmanoğlu'nun kentte yerleştirdiği ve icraatlarını anlatması için vatandaşa "Sırada Ne Var başkan?" dedirttiği açık hava reklam panolarına (bilboard) tepki gösteren çizer, buna, 21 Temmuz 2007'de yayımlanan bir karikatürle, sırtı dönük ve pantolonu inik bir yurttaşın "Sırada kim var başkan?" sözleriyle karşılık vermişti.
Tunceli 7. Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nde yaptığı konuşmadan yazar Temel Demirer'in "Maoist Komünist Partisi/ Halk Kurtuluş Ordusu örgütü propagandası" iddiasıyla yargılanmasına 29 Mayıs'ta devam edildi. 11 Ağustos 2007'de düzenlenen etkinlikteki konuşmasında, operasyonlarda öldürülen MKP üyesi Ökkeş Karaoğlu'nu andığı gerekçesiyle açılan davaya Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 Temmuz'da devam ediliyor. Mahkeme, TMY'nin 7/2 maddesinden yargıladığı Demirer ile ilgili suçlamanın değişebileceğini kaydederek "suç ve suçluyu övmek" iddiasına göre ek savunma yapılmasını istemişti. Avukat Şiar Rişvanoğlu, 74 kez "anlaşılamadı" denilen ve hatalarla dolu Emniyetin çözüm tutanağına itiraz etti. Mahkeme de kaset çözümün "tarafsız bir bilirkişi"ye yaptırılmasına karar vermişti.
Deng Yayınları İstanbul temsilcisi Kamer Beysülen, basımını gerçekleştirdiği Yazar Yılmaz Çamlıbel'in "Agıri Sahipsiz Değildir-Ağrı Kürt Ulusal Başkaldırısı" isimli kitabının bir kısmını yurtdışında yaşayan yazara, kargo yoluyla gönderdiği için yargılandı ve 1 yıl hapis ve 5 gün Adli para cezasıyla cezalandırıldı. 26 Mayıs'ta Bakırköy Fikri ve Sınaî Haklar Mahkemesi, el konulan kitapların "yeniden değerlendirilmek üzere hammadde olarak satılmasına" karar verdi. 5846 Sayılı yasaya göre, "eser sahibine gönderilen ve ticari amaç taşımayan materyalin bandrol taşıması zorunlu değildir" deniyor. Beysülen; "Kitaplara el konulması ve açılan dava tamamen hukuk dışıdır. Yapılan eylem herhangi bir suç içermemektedir. Bu sonuç demokratikleştiğini, AB ile bütünleşme yolunda ilerlediğini iddia eden Türkiye'nin, Kürt yayıncılığı karşısındaki baskıcı ve antidemokratik tutumunu göstermekte, mahkemelerin, Kürt Yayıncılığı hakkındaki önyargılı davranışlarının aynen devam ettiğini belgelemektedir" dedi.
İlim ve Kültürel Araştırmalar Vakfı'nın (İLKAV) 3 Aralık 2006'da düzenlediği paneldeki konuşmalarıyla "Cumhuriyeti ve Askeri kuvvetleri alenen aşağıladığı" gerekçesiyle Mehmet Pamak ve Öğretmen-Sen Başkanı Yusuf Tanrıverdi hakkında açılan davanın görülmesine 26 Mayıs'ta devam edildi. 8 Eylül'de yargılamaya devam edeceğini açıklayan Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi, yargılama izni için dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Bakanlık izin verirse davaya devam edilecek. Pamak, "eleştirilerimin hedefinde 'egemen kadrolar', 'oligarşi' vurgusu ve 'devlete egemen olan oligarşi (asker-sivil bürokratlar ve TÜSİAD'cı büyük sermayedarlar)' tanımlamaları açıkça yer almışken, haksızlıkları yapan bu kadroların eleştirilmesi, nasıl oluyor da 'TC Devletinin ve askeri teşkilatının' tüzel kişiliklerine yönelik aşağılama olarak sunulabiliyor?" diye sormuştu.
Ülkede Özgür Gündem gazetesi yazarı İrfan Uçar ve gazetenin sorumlu müdürü Hasan Bayar hakkında, 13 Aralık 2005 tarihinde yayımlanan "301 numara" başlıklı yazıdan açılan davanın görülmesine 22 Mayıs'ta devam edildi. "Meclis, hükümet, adliye, polis ve devletin askeri kuvvetlerini aşağılamak" ile suçlanan Uçar ve Bayar'ın yargılanmasına 23 Eylül'de devam edilecek.
10 Ekim 2004'te Hürriyet Pazar ekinde çıkan "Kandil´de kadın bilinci Kürtçülüğü aştı" başlıklı röportaj nedeniyle, Hürriyet gazetesi muhabiri Sebati Karakurt, sorumlu müdürleri Necdet Tatlıcan ile Hasan Kılıç'ın "örgüt propagandası" ve "örgüt açıklamasına yer vermek" iddiasıyla yargılandığı davaya da 22 Mayıs'ta devam edildi. Yargılama İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 25 Eylül'de sürecek.
Birgün gazetesi yazarı Yalçın Ergündoğan hakkında, 26 Nisan 2005'te yayımlanan "Müritleri Haydar Baş'a baş kaldırdı" haberi nedeniyle Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) lideri ve Kadiri Tarikati şeyhi Haydar Baş'ın şikâyetiyle açılan "hakaret" davasının görülmesine devam edildi. Beyoğlu 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşen duruşmada üç yıl hapsi istenen Ergündoğan'ın avukatı Tora Pekin'in haberin doğruluğunun kanıtını teşkil edecek belgelerin ilgili kurumlardan getirtilmesini talep ettiği belgelerin tamamının henüz gelmemesi üzerine dava 18 Eylül'e bırakıldı. Yazar savunmasında "Asla hakaret kastım yoktur. Kamuoyunun gözü önünde bulunan, bir siyasi partinin başkanlığını sürdüren şahsın davranışlarına dikkat etmesi, eleştiriye de tahammüllü olması gerekir" demişti. Yazar hakkında İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam eden 20 bin YTL'lik tazminat davası da 22 Temmuz'da sürecek.
Almanya'nın Köln kentinde 16 Mart 2002'de düzenlenen bir paneldeki düşünceleri nedeniyle Kartal 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde beraat eden İHD İstanbul Şubesi'nin eski başkanı ve hukukçu Eren Keskin, aynı konuşmadan Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davadan da kurtuldu. 22 Mayıs'ta Mahkeme, aynı fiil nedeniyle Keskin hakkında başka bir mahkemeden verilmiş ve kesinleşmiş bir karar bulunduğu gerekçesiyle Keskin'in Yargıtay'dan dönen ikinci davasını düşürdü. Mahkeme, Türkiye'de ordu konusunun tabu olduğunu, kadına yönelik tecavüzün failleri polis olunca bu suçların daha kolay soruşturulduğu, asker olunca bunun daha zor soruşturulduğunu iddia eden Keskin'i "Askeri kuvvetleri alenen aşağıladığı" gerekçesiyle TCK'nın 301/2 maddesi uyarınca iki yıla kadar hapisle yargılıyordu.
Vicdani retçi Erkan Bolot ile yapılan ve 10 Ekim 2005 tarihinde yayımlanan "Savaşların İnsan Kaynağını Kurutalım" başlıklı söyleşi nedeniyle Birgün gazetesi Pazar Eki editörü Gökhan Gençay ile sorumlu müdürü İbrahim Çeşmecioğlu hakkında açılan davanın görülmesine 21 Mayıs'ta devam edildi. Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde TCK'nın 318. maddesinden görülen davaya 23 Ekim'de devam edilecek.
Kars 1. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısı, PKK'ye yönelik operasyonları geçen yıl Roj TV'deki bir söyleşide eleştiren ve Türk ile Kürt aydınları bir Özgürlük Kongresi düzenlemeye çağıran DTP Kars İl Başkanı Mahmut Alınak ile ilgili esas hakkında mütalaasını hazırlayacak. Roj TV'de 16 Aralık 2007'de yayımlanan bir programa katılan Alınak, Kürt sorunu temelli taleplerin yetkililerce kabul görmemesi halinde her türlü sosyal ve ekonomik boykot yapılması gerektiğini savunduğu için TCK'nın "kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla 4,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. "Artık inanın davalara yetişemiyorum. Zaten devamlı mahkumiyet veriyorlar" diyen Alınak'ın yargılanmasına 15 Temmuz'da devam edilecek. Alınak, 4 Haziran 2007'de Kafkas Üniversitesi Öğrenci Derneği'nce düzenlenen "Demokrasinin Öncelikleri" konulu panelde yaptığı konuşmadan yargılanıyor. Alınak, "Suçu ve suçluyu övmek" ve "Kanunlara uymamaya tahrik" (TCK 217) iddiasıyla Kars Sulh Ceza Mahkemesi'nde 17 Temmuz'da hakim karşısına çıkacak.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Yeni Asya gazetesi çizeri İbrahim Özdabak hakkında, 19 Mart 2008 tarihli bir karikatüründe Yargıtay Başsavcısı'nı cüppe giymiş baykuş olarak resmettiği için, "yayın yoluyla hakaret" iddiasıyla ve TCK'nın 125. maddeden dava açtı. Cumhuriyet Savcısı Remzi Yaşar Kızılhan'ın 17 Nisan'da kaleme aldığı iddianamede, kurumuş bir ağacın dalında pinekleyen bir baykuşa cüppe giydirildiği, "Huguk! Huguk! Huguk! Huguk!" ifadelerinin geçtiği karikatürün suç tekil ettiği iddia edildi. Özdabak, karikatürü yoluyla hakarette bulunduğu iddiasıyla 26 Eylül'de Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak. Karikatür, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu iddianameye tepki olarak çizilmişti.
Yazar Naif Karabatak, Adıyaman Güne Bakış gazetesinin 28 Şubat 2008 tarihli sayısında çıkan yazı nedeniyle Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz'ün şikayetiyle hapisle yargılanmaya başladı. Karabatak, anayasa değişikliği sonrası genç kadınların Adıyaman'da başörtüsüyle üniversiteye alınmamasına tepki göstererek "Savcılar Nerede" başlıklı bir yazı yazmıştı. İlk kez 13 Mayıs'ta Adıyaman Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Karabatak, savunmasında iddianamede yer alan cümlelerin kendisine ait olmadığını, kullandığı kelimelerden farklı anlam taşıyan cümleler oluşturulduğunu savundu. Soruşturma sürecine de itiraz eden yazar, Savcı Kerem Uçkan'ın resen soruşturma açma hakkı olmadığını ileri sürdü. Yazarın avukatı Hasan Demir'in dosyayı incelemek üzere süre istemesi üzerine dava 10 Temmuz'a bırakıldı. 10 Mart'ta savcılığa ifade veren Karabatak, Gündüz'ün üslubu üzerine alınmış olabileceğini ancak bu üslubun kişilere değil bir anlayışa yönelik olduğunu söylediğini aktarmıştı.
15 Mayıs'ta Beyoğlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ergenekon Operasyonu'nda tutuklanan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün hukukçu Erdal Doğan hakkında açtığı 10 bin YTL'lik tazminat davasına ilişkin dosyayı işlemden kaldırdı. Doğan, Hrant Dink'in katledildiği 19 Ocak 2007 günü NTV, Habertürk ve STV kanallarında yaptığı açıklamalarda, "Hrant Dink, Veli Küçük davaya müdahil olmak isteyince tedirgin olmuştu. Küçük, sıradan biri değil" demişti. Mahkeme, Küçük'ün avukatlarının geçen duruşmada mazeret bildirdikten yer almaması üzerine davayı işlemden kaldırırken avukatlardan Tacıser Ülkü Ilıca hakaret davasını yeniden başlatacaklarını ifade etti.
15 Mayıs'ta Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Hrant Dink'in sadece Ermeni olduğu için değil Soykırımı tanıdığı için katledildiğini söyleyen yazar Temel Demirer'e 301. maddeden açılan davayı durdurdu. Mahkeme Başkanı Hakim Mehmet Nuri Öztürk, 29 Nisan'da Meclisten geçen 301 değişikliği gereğince yargılamayı durdurmaya karar verdi. Öztürk, 301. madde yönünden, dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesine ve bakanlığın vereceği görüş doğrultusunda dosyanın ele alınmasına karar verdi. Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş'ın kaleme aldığı 24 Aralık 2007 tarihli iddianamede Demirer'in, Ermeni Soykırımı'nın gerçek olduğunu ileri sürdüğü ve aydınları 301'i ihlal etmeye çağırdığına ilişkin konuşmasından kesitlere yer verilmişti. Demirer, "301 değişikliğiyle ilgili AB memnunuz da dese, Adalet Bakanlığı 'hiç bir şey değişmedi' dedi. Ben Adalet Bakanı'nın şefaatine muhtaç değilim. Bu yargılama devam etsin" diye konuştu.
Malatya'da işlenen Zirve Yayınevi katliamında telefon trafiğini haberleştiren dokuz gazetecinin Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına 15 Temmuz'da devam ediliyor. En son 13 Mayıs'ta görülen davada Milliyet gazetesi muhabiri Gökçer Tahincioğlu, Hürriyet'ten Oya Armutçu, Vatan'dan Kemal Göktaş, Akşam'dan Ersin Bal, Zaman gazetesinden Sedat Güneç'in ifade vermeleri bekleniyor. Kartal Savcısı Refik Hakan Başverdi'nin şikayetiyle haklarında 31 Ocak'ta dava açılan dokuz haberci arasında , Hürriyet gazetesinden Aslı Sözbilir ve Ali Dağlar, Zaman gazetesinden Mustafa Erkan Acar ve Cumhuriyet'ten Hilal Köse de bulunuyor. Davanın görülmesine 8 Nisan'da başlandı.
13 Mayıs'ta Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, Emekli hakim Zekeriya Dilsizoğlu'nun "Her 10 bin cinayet davasının dokuz bininde kadın parmağı var" sözünü eleştirdiği için Gaziantep Sabah gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nurgün Balcıoğlu'nu 20 bin YTL tazminat ödemeye mahkum etti. Aynı yazıdan "hakaret" iddiasıyla Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan ceza davasıysa 7 Kasım 2007'de zamanaşımından düşerken söz konusu mahkeme, 100 bin YTL tutarındaki tazminat talebini kısmen kabul etti. Balcıoğlu, kararı avukatı aracılığıyla temyiz etti. 15 Şubat 2007'de manşetten yayımlanan "Bu Hakim O Hakim mi?" başlıklı yazıda Balcığlu, Dilsizoğlu'nun ölen kardeşiyle ilgili gazetelere verdiği ilanda iki eşinden birinin bile adına yer vermediğini örnek göstererek emekli hakimin "kadın düşmanı" tavrını eleştirmişti. Dilsizoğlu, "Şahsına ağır hakaretlerde bulunulduğu" gerekçesiyle gazete sahibi Ayten Kale, Balcıoğlu ve gazetenin sorumlu müdürü Fethullah Kapkapcı hakkında tazminat davası açmıştı.
Başbakan Erdoğan'ın, "Batının ilmini bilimini değil, ahlaksızlığını aldık" sözlerini kapağına taşıyan haftalık Leman dergisi ve şirket sahibi Mehmet Çağçağ hakkında açtığı 20 bin YTL'lik tazminat davasının görülmesine 13 Mayıs'ta başlandı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, 22 Temmuz 2007 tarihinde çekilmiş Başbakan Erdoğan'a ait fotoğraf asıllarının Anadolu Ajansı'ndan getirtilmesine karar verdi. Davaya 15 Temmuz'da devam edilecek. Derginin 6 Şubat 2008 tarihli sayısında Erdoğan'ı bu sözleri söylerken ve orta parmağını gösterirken tasvir eden karikatürü için Başbakan, avukatı aracılığıyla "Fotoğraf gerçek değil, fotomontaj" açıklaması yapma gereğini duymuştu.
19 Aralık Cezaevi Operasyonları'yla ilgili Eskişehir'de düzenlenen panelin çağrı metni dağıtan insan hakları savunucularından Ali Haydar Güneş, Esma Yavuz, Sabit Çiçek, Şahin Kösedağı, Nadide Toker, Ali Bozkına, Can Aydemir Sezer, Atilla Aka, Esra Sönmez ve Nihal Samsun, TCK'nın 301/2 ve 215/1 maddelerinden yargılanıyorlar. Cezaevi operasyonlarına "katliam" dedikleri için 10 kişiye "Yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama" ve "suçu ve suçluyu övmek" iddiasıyla açılan davanın görülmesine 17 Mart''ta başlanmıştı. 12 Mayıs'ta devam edilen yargılamada mahkeme, dosyayı yargılama izni için Adalet Bakanlığı'na göndermeye karar verdi. Eskişehir'deki DTP, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Emek Partisi (EMEP) ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) gibi partilerin panel duyurusunu 28 Aralık 2007'de Hamamyolu Caddesi'nde dağıtan 12 kişi, hakaret eden kişilere itiraz edince saldırıya uğramışlardı.
CHP milletvekili ve emekli büyükelçi M. Şükrü Elekdağ'ın, bir kitap nedeniyle yayıncı Muzaffer Erdoğdu'ya açtığı 20 bin YTL'lik tazminat davasına 6 Mayıs'ta Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam edildi. Kasım 2005'te çıkan "Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere Yönelik Muamele, 1915-1916, Vilkont Bryce tarafından Fallodon Vikontu Grey'e sunulan belgeler" isimli kitap nedeniyle, tercüman Ahmet Güner ve tarihçi Taner Akçam da "basın yoluyla kişilik haklarına saldırı" iddiasıyla yargılanıyor. Mahkeme, Akçam hakkında Birikim Dergisi'ndeki makalesi nedeniyle açılmış ve tazminata hükmedilen bir başka dosyanın Yargıtay'da sonuçlanmasını bekliyor. Bu nedenle dava 17 Eylül'e bırakıldı. Maki Kitap olarak da bilinen kitap, 1915 ve 1916'da yaşananlar, mülteci, yabancı kişiler gibi tanık ve yetkililerin yazışma ve anlatılarıyla çeşitli gazetelerde çıkan haberleri ele alıyor. Şikayetinde Elekdağ, davalı Tarihçi Akçam'ın, kitabın 15-49 sayfalarında kaleme aldığı "Bir Skandal: TBMM'nin mektubu ya da Şükrü Elekdağ ve Justin Mc Carthy bu ülkeyi nereye sürüklüyorlar?" başlıklı yazısıyla, yine Akçam'ın Birikim dergisinin Mayıs-Haziran 2005 tarihli sayısında yayımlanmış makalesini suça gerekçe olarak gösterdi.
Kocaeli'nin Yenikent Mahallesi'nde halk otobüsüne birlikte bindiği bir başka yolcuyla sohbetinde "AK Parti şerefsiz a...a koyduğum çocukları, vatandaşlar da halen bunların arkasında gidiyor, kıçından donunu alsalar haberi olmayacak" ve "hele bir şerefsiz polisler mu" dediğini gerekçesiyle Y. Y. "hükümet, yargı organları, askeri veya Emniyet teşkilatını alenen aşağıladıkları" gerekçesiyle yargılanıyor. 5 Mayıs'ta kaleme alınan iddianamede, "...Tüm dosya kapsamında olayın müştekiden başka ifadesi alınan bir tanığı bulunmamasına rağmen, müştekinin ihbarcı konumunda bulunduğu ve minibüsün içindeki yolcuların duyacağı şekilde şüphelinin alenen emniyet teşkilatına hakaret ederek aşağıladığına tanık olduğu anlaşıldığından ve daha önce birbirlerini tanımadıkları da anlaşıldığından şüphelinin atılı suçu işlediği yolunda yeterli şüphe ve delil bulunduğuna...karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur" deniyor. Yolcu Y. Y., TCK'nın 301. maddesinden Kocaeli Sulh Ceza Mahkemesi'nde 7 Temmuz'da hakim karşısına çıkacak.
Haftalık Çoban Ateşi gazetesinde 8 Kasım 2007 tarihinde yayımlanan Berkant Coşkun'a ait "Anne beni askere yollama" başlıklı yazıdan yazı işleri müdürü Yasin Yetişgen'in yargılanmasına 9 Mayıs'ta başlandı. Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesi Savcısı Mahmut Yalçın Arı, Yetişgen'in 5816 sayılı Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanun ve TCK'nın "halkı askerlik soğutma" fiilini düzenleyen 318. maddesinden cezalandırılmasını istedi. Savcı, "tırmandırılan savaş rantçılığı teşhir edilmeli ve kirli bir savaşın parçası olmamak için askerlik yapma konusunda vicdani red kullanılmalıdır" ve "...Mustafa Kemal'in bizzat dersim katliamı emrini vermesinden tutun da..." sözlerini suça gerekçe yaptı. Mahkeme, Yetişgen'e mütalaaya karşı beyanlarını hazırlaması için 22 Ekim'e kadar süre tanıdı. Yetişgen hakkında 7,5 yıl hapis istemiyle dava 19 Kasım 2007'de açılmıştı. Vicdani retçi Halil Savda, Birgün gazetesi muhabiri Gökhan Gencay ve Ülkede Özgür Gündem muhabiri Birgül Özbarış halen 318. maddeden yargılanıyor.
Batman'ın Kozluk İlçesi'nde iki yıl önce bir aracın taranması sonucu aralarında 11 yaşındaki Mizgin Özbek'in de bulunduğu üç kişinin ölümüyle ilgili yayınlardan dört gazeteci hakkında açılan davaya 9 Mayıs'ta devam edildi. Batman Postası, Batman Barış ve Batman Vizyon gazetelerinin sahibi Mustafa Kemal Çelik, Vizyon gazetesi sorumlu müdürü Aytekin Dal, Barış gazetesi sorumlu müdürü Mehmet Sadık Aksoy ve Çağdaş gazetesi sorumlu müdürü Mehmet Reşat Yiğiz, "Askeri kuvvetleri aşağılama" ve "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla yargılanıyorlar. 6-14 Eylül 2006 günlerinde çıkan haberler nedeniyle gazeteciler hakkında düzenlenen 2 Şubat 2008 tarihli iddianamede, dört habercinin TCK'nın 301/2 ve 288/1 maddesi uyarınca toplam 6,5 yıl hapisle yargılanıyorlar. Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 301. maddeyle ilgili soruşturmaların Adalet Bakanlığı iznine tabi kılındığı için yargılamanın uzayabileceğini de dikkate alarak davanın 301'le ilgili kısmını diğer kısmından ayırdı. Mahkeme, sanık avukatlarına mahkemeye gelen yanıtlara karşı beyanda bulunmaları için de 9 Temmuz'a kadar süre tanınmasına karar verdi. Ancak mahkeme, bu tarihi beklemeden, 12 Haziran'da görevsizlik kararıyla dosyayı Batman Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Aynı mahkeme, aynı olayla ilgili yayından dolayı Batman Petrol gazetesinden Nedim Arslan ve Mustafa Seven'i yargıladığı davada da görevsizlik kararı verdi. Dosya Batman Sulh Ceza Mahkemesi'ne taşındı.
İçinde Türkçe-Kürtçe hikayeler bulunan bir kitabı ve organ bağışına ilişkin bir bildiriyi bastırıp dağıttıkları için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın haklarında dava açtığı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, belediye yetkilileri Zülfi Atlı ve Mehmet Denli ile Eski Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş yargılanıyor. Sanıklar, TCK´nın "Türk Harflerinin Kabulü ve Tatbiki Hakkındaki Kanun´un koyduğu yasaklara aykırı hareket etmek" başlıklı 222. maddesi ve "görevi kötüye kullanmak" iddialarından 16 Temmuz'da Diyarbakır 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacaklar.
Batman'da bir aracın taranmasıyla içlerinde 11 yaşındaki Mizgin Özbek'in de bulunduğu üç kişinin ölümüyle ilgili hak savunucularının hazırladıkları rapordan Batman Barosu Başkanı Sedat Özevin ve MAZLUMDER yöneticisi Ahmet Sevim Midyat Ağır Ceza Mahkemesi'nde TCK'nın 301 ve 288. maddelerinden yargılanıyor. 301. madde değişikliğine dayanarak iki suçlamayı birbirinden ayıran mahkeme, 288. maddeden yargılamayı 24 Temmuz'da sürdürecek. Mahkeme, 301'le ilgili dosyayı izin için Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Bakanlık, hukukçu olan iki kişinin yargılanmasına daha önce izin vermişti. Yetkililerin araçtan güvenlik kuvvetlerine ateş açıldığı yönündeki rapor verdiği olayla ilgili İHD, Batman Barosu ve MAZLUMDER yetkililerinin inceleme raporlarına yer vererek, "sağ yakalanabilirlerdi", "yaşam hakkı ihlal edildi", "çatışma izi yok" ve "ölümler mercek altında" şeklinde ifadeler kullanılması davaya gerekçe olarak gösterildi.
Haftalık Çoban Ateşi gazetesinin 3 Ağustos 2007 tarihli sayısında yayımlanan "Antep ve Çoban Ateşi" yazısında "Antep Kuzey Kürdistan'ın bir sanayi kentidir" ifadesi geçtiği için açılan dava 7 Mayıs'ta görüldü. Mahkeme, hakkında "kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla dava açılan yazının yurtdışında yaşayan yazarı Hurşit Kaşıkkırmaz hakkında tutuklama kararı çıkarmıştı. Mahkeme, Hurşit'in yurtdışında ifadesinin alınması için ilgili bakanlığa yazı yazılmasına karar verdi. Yargılamaya 12 Kasım'da devam edilecek.
Hak ve Özgürlükler Partisi'nin (HAKPAR) geçen yılki etkinliğinde konuşan parti Genel Başkanı Şevket Sertaç Bucak ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik"; Şanlıurfa İl Başkanı Salih Özçelik´e de 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca açılan dava beraatle sonuçlandı.14 Nisan 2007´de Şanlıurfa´da düzenlenen toplantıda yapılan konuşma nedeniyle Bucak ve Özçelik, 3 Ekim 2007'den beri Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hapis istemiyle yargılanıyorlardı. Cumhuriyet Savcısı Burak Yılmaz'ın "atılı suçların unsurları oluşmadığından" beraat istediği esas hakkında mütalaasını dinleyen Hakim Mesut Cumurcu, 7 Mayıs'ta aynı tespitle sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Bucak savunmasında, "İddia makamının hukuki olmayan, gerçekleri ters yüz eden, dayanak ve kanıtlardan yoksun, siyasi nitelikli iddianamesindeki hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum" diyerek beraatını talep etmişti. Özçelik de yargılamanın hukuk dışı olduğunu, partilerin kapalı salon toplantılarını hiçbir izne tabi olmadan yapabileceklerini savunarak beraatını istemişti.
Bir PKK'linin cenaze törenini izlerken atılan sloganları "suç" olarak Savcılığa bildirmediği gerekçesiyle hakkında "Suçu bildirmeme" başlıklı 278. maddesi uyarınca yargılanıp beraat eden Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri Emin Bal, şimdi de "gerçekdışı tanıklık" suçlamasıyla yargılanıyor. Hakkında 272/2 maddesinden dava açılan gazeteci, 24 Temmuz'da Beytüşşebap Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
Kapatılan DEP eski milletvekili Leyla Zana hakkında, DTP´nin Iğdır´da düzenlediği "Bin Umut" mitinginde söylediği "Kürdistan eyalet sistemini kur" sözleri nedeniyle Iğdır Asliye Ceza Mahkemesi´nde dava açıldı. Zana, TCK´nın 216. maddesi uyarınca "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Aynı mitinge katılan DTP Iğdır İl Başkanı Murat Yikit ile eski DTP İl Başkanı Mehmet Nuri Güneş hakkında da "Seçim kanununa muhalefet etmek" suçundan altı aydan bir yıla kadar hapis cezası istendi. Iğdır 2. Asliye Ceza Mahkemesi, davayı 14 Temmuz'da görecek.
Emniyet Müdürlüğü'nde fuhuş, dayak ve hakaret iddialarını 12 Mart 2007'de "AB'ye Böyle mi Girmeliydik? Görevlerini Kötüye Kullanıyorlar" yazısıyla gündeme getirdiği için tutuklanıp daha sonra tahliye edilen Afyonkarahisar Emirdağ gazetesi sorumlu müdürü Mustafa Koyuncu da hapis ve 440 bin YTL tazminat istemiyle yargılanıyor. 8 Mayıs'ta hem Emirdağ Asliye Ceza hem de Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde hakim karşısına çıkan gazeteci, ceza davası kapsamında 29 Mayıs'ta tanığını dinletti. Asliye Hukuk Mahkemesiyse, ceza davasının sonuçlanmasını bekliyor. Bu dava da 18 Eylül'de sürecek. Koyuncu, "yayın yoluyla hakaret" iddiasıyla 13 Mart'ta tutuklanmış, tekzip yayımlaması şartıyla bir hafta sonra tahliye edilmişti.
5 Mayıs'ta Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin, Başbakan Erdoğan'ın, "Reco Kongo kenesi Türkiye'nin anasını ağlatıyor" kapağı nedeniyle Leman dergisi aleyhine açtığı 25 bin YTL'lik manevi tazminat davasını reddeden Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını onadığı öğrenildi. 6 Temmuz 2006 tarihli kapakta yer alan karikatürle ilgili ret kararının gerekçesinde mahkeme, 18 Nisan 2007 tarihinde "Kene de bir varlıktır, benzetme eleştiri hakkıdır" tespiti yapmıştı. Kenenin Türkiye'de gündemde olduğu ve birçok insanın ölümüne yol açtığı belirtilen kararda, "Gündemde olan bu hastalık ile ilgili yapılan değerlendirmelerin, davacının kişilik hakkına saldırı oluşturmayacağı, eleştiri niteliğinde olduğu kabul edilmelidir" denilmişti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK), "Türkiyelilik" kavramını öneren ve 1 Ekim 2004'te kabul edilen Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu nedeniyle dönemin İnsan Hakları Danışma Kurulu (İHDK) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Alt Komisyon Başkanı Prof. Dr. Baskın Oran'ın "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla yargılandıkları davadan beraat kararını onadı. Genel Kurul, 28 Nisan'daki toplantıda mahkemenin beraat kararının onanmasına hükmetti. YCGK'nın bu kararıyla Kaboğlu ve Oran'ın beraat kararı kesinleşmiş oldu. 10 Mayıs 2007'de Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesi, 301. maddede tanımlanan "Türklüğü aşağılama" iddiası yönünden Adalet Bakanlığı'nın izin şartının oluşmadığı gerekçesiyle Kaboğlu ve Oran hakkındaki davanın düşürülmesine ve sanıkların 216. maddede tanımlanan "halkı kin ve düşmanlığı tahrik" suçundan beraatine karar vermişti. Temyizi görüşen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 216. maddeden verilen beraat kararını, suçun maddi ve manevi unsurları ile oluştuğu gerekçesiyle bozmuştu. Yargıtay Başsavcısı, beraat kararının bozulmasına itiraz edince dosya, YCGK gündemine geldi. Genel Kurul da, beraat kararını onadı. Kaboğlu, kararı, "Türkiye için önemli kazanım" olarak niteledi."
24 Nisan'da Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesi, bir haberinde Milli Eğitim Şube Müdürü Sadettin Yıldırım'ın Milli Eğitim Müdürü Yavuz İçyer'in yerine sahte imzayla engelliler sınavının gerçekleştirildiğini yazan Haber 49 gazetesi sahibi Emrullah Özbey'i 7 ay hapis ve 525 YTL adli para cezasına mahkum etti. Mahkeme, hapis cezasını da paraya çevirerek toplamda 2 bin 537 YTL cezaya hükmetti. Mahkeme, Yargıtay'dan dönmeden önce ilk yargılamada verilen cezadan daha ağır olamayacağına dair CMK'nın 307/4 maddesine dayanarak cezayı önceki ceza tutarı olan 854 YTL ile sınırlı tuttu; "olumlu kanaat"tan da erteledi. Gazeteci, haberin gerçeği yansıttığını, haberde kamu yararı bulunduğu ve ilgili kurumun iptal ettiği sınavın mağdurlarını ve tüm kamuoyunu ilgilendirdiğini savunarak kararı 7 Mayıs'ta temyiz etti. Daha önce hak sahibi olan engelli vatandaşlarının usulsüzlük iddiasıyla Van İdare Mahkemesi'nde açtıkları davalar bulunduğunu iddia eden Özbey, temyiz dilekçesinde, "Ben bu durumla AKP hükümetinin kadrolaşma çalışmalarını gündeme getirdim" ifadesine de yer verdi.
15 Nisan'da Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 52'si DTP'li 53 belediye başkanını, Roj TV'nin kapatılmaması isteğiyle Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e mektup gönderdikleri gerekçesiyle "suç ve suçluyu övmek" iddiasıyla mahkum etti. Mahkeme TCK'nın 215. maddesi uyarınca belediye başkanlarını üç ay hapis cezasına çarptırdı. Cezayı ardından iki ay 15 güne indiren mahkeme, hapis cezasını bin 875 YTL para cezasına çevirdi. Roj TV'nin kapatılmaması için 30 Aralık 2005'te Rasmussen'e mektup gönderen başkanlar, ceza iki bin YTL'den az olduğu için kararı da temyiz edemediler. Sanıklar adına ortak savunma yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün kültürel hakları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini söyledi: "100'den fazla Türkçe kanal varken kardeş millet olarak nitelendirilen Kürtlerin bir tek Kürtçe TV kanalı bile bulunmuyor. Popüler hale gelen 301. madde diğer bölgelerde uygulanırken, güneydoğuda TCK'nin 215, 216, 217, 220, 288 ve 314. maddeleri uygulanıyor."
11 Nisan'da Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Emekli Oramiral Özden Örnek'in darbe planlarını içeren günlüklerini yayınladığı için "hakaret ve iftira" suçlamasıyla yargılanan haftalık Nokta dergisi eski yayın yönetmeni Alper Görmüş'ü beraat ettirdi. Duruşma sonrasında bir açıklama yapan Görmüş, beraat kararına sevinemediğini, kendisine haberin doğruluğunu ispat hakkı tanınmadığını vurguladı. Geçen günlerde Emniyet, yapılan inceleme sonunda söz konusu günlüklerin Özden'e ait olduğunu doğrulamıştı. Görmüş, mahkemeden bu raporu istemesini talep etti fakat mahkeme buna gerek olmadığını söyledi. Ancak duruşma savcısı, gazeteciye darbe iddialarını kanıtlama şansı verilmesi gerektiğini, iftira iddialarına ancak bu şekilde açıklık getirilebileceğini belirterek beraat kararını temyiz etti. Dosya Yargıtay'a taşındı. Emekli Örnek, "Hayret verici ayrıntılarıyla Sarıkız ve Ayışığı. 2004'te iki darbe atlatmışız!" haberi nedeniyle dava açmıştı. Altı yıl sekiz ay hapisle yargılanan gazeteci, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 29 Şubat'ta yargılandığı duruşmaya üç çanta dolusu ve 3 bin sayfalık delil dosyalarıyla gelmişti. Ancak mahkeme, "günlüklerin CD olarak getirilmesini" istemişti. Mahkemenin beraat kararını Savcı Süleyman Aydın, "isnat edilen fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunması halinde sanığa ispat hakkı tanınmaktadır. Davamıza konu olan olayın ispatında kamu yararı bulunduğu ve buna göre de sanığın ispat hakkının bulunduğu açıktır" diyerek kararı.temyiz etti.
9 Nisan'da Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan Demokrasi Partisi'nin (DEP) eski milletvekili Leyla Zana'yı, geçen yıl Newroz kutlamaları sırasında yaptığı konuşma nedeniyle "Terör örgütü propagandası" suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarınca iki yıl hapse mahkum oldu. Mahkeme, "Kürtlerin üç lideri var. Bu üç lidere minnet borçluyuz" sözlerindeki niyetinin örgüt propagandası yapmak olmadığını savunan Zana'nın cezasında, "dava sırasında pişmanlığını belirten bir tavır sergilemediği gerekçesiyle" indirim uygulamadı. Duruşmada hazırladığı beş sayfadan oluşan yazılı savunmasını okuyan Zana, düşüncelerinden dolayı yargılanıyor olmayı Türkiye demokrasisi açısından bir ayıp olarak kabul ettiğini söyledi. Bu arada, Mahkeme heyeti, ayrıca sanık Zana'nın duruşmada okuduğu ve daha sonra mahkeme heyetine sunduğu beş sayfadan oluşan savunmasının bir örneğinin soruşturma başlatılması için Diyarbakır Başsavcılığı'na gönderilmesine de karar verdi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, "Terör örgütü propagandası yaptıkları ve açıklamalarını yayımladıkları" ve "suç ile suçluyu övdükleri" gerekçesiyle hapis istemiyle yargılanan YedinciGün gazetesi Yayın yönetmeni Hüseyin Aykol ile gazete imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Ali Turgay'ı hapisle yargılıyor. Savcı, iki yetkiliyle ilgili esas hakkındaki mütalaasını hazırlayacak. Gazetenin 10-16 Kasım 2007 tarihli sayısında çıkan "Çatışma bir tek Türkiye'nin çıkarına değil" yazısında hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan´dan "Kürt Halk Önderi" olarak söz edildiği için Aykol ve Turgay'ın, TCK'nın 215. maddesi ve Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 6 ve 7. maddeleri uyarınca 9,5 yıl hapisleri talep ediliyor. Gazetecilerin avukatı Özcan Kılıç'ın, bazı gazetecilerin tanık olarak dinlenmesi yönünde sunduğu talep mahkemece reddedildi. Yargılamaya 24 Haziran'da devam edilecek.
Haftalık Nokta dergisinde çıkan "Asker İç Güvenlikten Elini Çekmeli" başlıklı röportajdan TCK'nın 301. maddesinden ikişer yıla kadar hapis istemiyle yargılanan gazeteci Ahmet Şık ve güvenlik uzmanı Lale Sarıibrahimoğlu beraat etti. 3 Nisan'da Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, baskılar sonucu kapanan derginin 8 Şubat 2007 tarihli sayısında yayımlanan haber ve röportajda "suçun kasıt ve unsurlarının oluşmadığı"na karar verdi. "Yazı, eleştiri kapsamında" diyen avukat Fikret İlkiz, Dink Davası'nın görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, ayrıca Samsun ve Trabzon'daki davaların yazının bir gerçeğe işaret ettiğini gösterdiğini söyledi. Bakırköy Savcısı Hasan Basri Zamanis'in 7 Mayıs 2007'de kaleme aldığı iddianamede, "Dink'in tetikçisinin basına yansıyan görüntüleriyle ilgili olarak da polisler açığa alınırken askerlerin sadece görev yerleri değiştirildi. Bu tabloya baktığımızda sadece personel değil, bir kurum hatta bir zihniyeti koruma kaygısı öne çıkıyor" sözleri de suça gerekçe yapılmıştı.
Richard Dawkins'in yazarı olduğu "Tanrı Yanılgısı" adlı kitabı Türkçe'ye kazandırdığı için "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla yargılanan Kuzey Yayıncılık sahibi Erol Karaaslan 2 Nisan'da beraat etti. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, "Bilirkişi raporunda suçlama ilgili hususların İslam diniyle ilgili olmadığı, bozulmuş Tevrat olarak yapıldığı, bu Tanrı anlayışının vicdani olmadığı dile getirildiği, kitabın bütünlüğünün incelemesinde lehte ve aleyhte görüşlere yer verildiği, kitabın toplatılmasına gerek olmadığına" karar verdi. Kitap hakkında, "iğrenç", "sahte", itici", kabile inancı", "uyuşturucu", "ayrılık yaratan bir güç", zararlı", "kötülüklerin kaynağı", "bölücülük" gibi ifadeler bulunduğu gerekçesiyle 1 Kasım 2007 tarihinde suç duyurusunda bulunulmuştu. Karaarslan, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek veya aşağılamak" iddiasıyla 1,5 ile 4 yıl arasında hapis istemiyle yargılanıyordu. (2. Bölüm Sonu) (EÖ/EZÖ)