28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu (MGK) hükümetin uygulamalarını eleştiren ve "irticai faaliyetlere karşı" mücadele çağrısı yapan 18 maddelik bir bildiri yayınladı.
Refah Partisi (RP) ve Doğruyol Partisi (DYP) koalisyonu iktidardaydı. RP Genel Başkanı ve başbakan Necmettin Erbakan 18 Haziran'da istifa etti.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, iki parti arasındaki protokolü dikkate almayarak yeni hükümeti kurma görevini başbakan yardımcısı, DYP başkanı Tansu Çiller yerine Anavatan Partisi (ANAP) genel başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.
Basında 1 Mart 1997'de "Radikal dinci faaliyetlere ilişkin MİT raporunun ele alındığı tarihi MGK toplantısı" diye geçen toplantıya şu adlar katılmıştı:
Demirel, Erbakan, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Çiller, Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, İçişleri Bakanı Meral Akşener ve kuvvet komutanlarının yanı sıra Dışişleri Müsteşarı Onur Öymen, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç, Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Taner ve MGK Genel Sekreter Başyardımcısı Korgeneral Necdet Timur.
Yeni hükümet
12 Temmuz'da ANAP, Demokratik Sol Parti (DSP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) koalisyonu kuruldu.
MGK bildirisinde belirtildiği şekilde 14 Ağustos'ta zorunlu temel eğitim sekiz yıla çıkarıldı. İmam Hatip liseleri de dahil, meslek liselerinin ortaokul bölümleri kapatıldı.
Yargıtay başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs'ta RP aleyhine kapatma davası açtı. Anayasa Mahkemesi 18 Ocak 1998'de RP'yi kapadı; partinin mallarına el konuldu; Erbakan ve altı partiliye beş yıl parti üyeliği yasağı geldi.
Recep Tayyip Erdoğan
Aynı yıl kasımda eski RP'li Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanlığı düşürüldü. Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'teki mitingde okuduğu bir şiir nedeniyle mahkum oldu. RP'nin ardından kurulan Fazilet Partisi'nin (FP) de kapatılmasının ardından Saadet Partisi'ni (SP) kuran grupla ayrışarak 2001'de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurucuları arasında yer aldı.
Parti 2002 seçimlerinde iktidara gelirken Erdoğan siyaset yasağı nedeniyle seçime giremedi; daha sonra Siirt'te Fadıl Akgündüz'ün milletvekilliği düşürülünce seçildi ve başbakan oldu. 2007 seçiminde de iktidarda kaldı.
Abdullah Gül
28 Şubat 1997'de Devlet Bakanı ve Hükümet Szöcüsü'ydü. 1999 seçimlerinde FP'den Meclis'e girdi. Refah-Yol hükûmeti döneminde devlet bakanlığı yaptığı dönemde 1 milyar 652 milyon lirayı şahsi harcamaları için kullandığı nedeniyle mahkum oldu. 2000'de FP Genel Kurulu'nda Recai Kutan'ın karşısına başkan adayı olarak çıktı; az farkla kaybetti.
AKP kurucuları arasında yer aldı. 2002 seçimlerinden sonra Erdoğan'a devredene kadar başbakanlık yaptı. Daha sonra Dışişleri Bakanı oldu. 2007'de Cumhurbaşkanı seçildi.
Çevik Bir ve "andıç"
MGK bildirisi yayınladığında Genelkurmay 2. Başkanı olan Çevik Bir, Ağustos 1999'da 1. Ordu Komutanlığından emekli oldu. Bir'in, ordu içindeki yasa dışı "Batı Çalışma Grubu"nun kurucularından olduğu ortaya çıkarıldı. Grup, "irticai faaliyette bulunanları" fişliyordu.
25 Nisan 1998'de Hürriyet ve Sabah gazetelerinde PKK itirafçısı Şemdin Sakık'ın ifadelerine dayanılarak aralarında gazetecilerin de bulunduğu bir grup ismin "PKK destekçisi" olduğu yazıldı. 2000'de bu ifadenin sahte olduğu, Genelkurmay'ca psikolojik harekat çerçevesinde sızdırıldığı ortaya çıktı. O dönem bu yüzden işlerinden atılan Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand bugün köşelerinde konuya değinmezken; Nazlı Ilıcak "28 Şubat'ta halkı korkuttular" başlıklı bir yazı yazdı. O haberlerde ismi geçen ve silahlı saldırıya uğrayan Akın Birdal bugün milletvekili.
Bir hakkındaki iddialar nedeniyle yargılanmadı; onun yargılanmasını isteyen gazeteci-yazar Ahmet Altan mahkeme önüne çıkarıldı. 1999'da Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklayan.Bir'in 2001'de Cumhuriyet gazetesi yönetim kuruluna girdiği iddia edildi.
Bir ayrıca, 28 Şubat MGK toplantısında da bulunan dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müşteşarı Sönmez Köksal'la birlikte bir güvenlik şirketi de kurdu.
Erol Özkasnak
Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, o dönemde basına ve yargı mensuplarına verilen brifingleri yönetti. Ağustos 2000'de emekli oldu. 2001'de verdiği röportajda "Tek bir mermi atılmadı, tek bir burun kanamadı. Tıpkı NATO'nun Varşo Paktı'nı teslim alması gibi" dedi. Özkasnak, "post-modern darbe" teriminin sahibi.
İsmail Hakkı Karadayı
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı bir sene sonra 30 Ağustos'ta yaş haddinden emekli oldu. Karadayı, birkaç ay önce Milliyet'e verdiği röportajda görev süresi boyunca PKK'yle yapılan mücadeleyi anlattı.
Necmettin Erbakan
RP'ye yapılan hazine yardımını iade etmeyerek sahte makbuzlarla harcanmış gibi gösterdikleri gerekçesiyle, 60'tan fazla parti yöneticisiyle birlikte mahkum oldu. 2005'te yapılan bir yasa değişikliğiyle cezaevine girmekten kurtuldu; cezasını evde çekiyor.
Vural Savaş
Vural Savaş RP'ye açtığı davada Batı Çalışma Grubu'na ait belgeleri kullandı. FP'nin kapatılması konusundaki ek delillerinin arasına izinsiz dinlenmiş telefon kasetini koydu. 1999'da "Cumhuriyeti korumak için" Anayasal özügrlüklerin kısıtlanmasını istedi. 2001'de Emekli olduktan sonra Aydınlık'ta yazdı. DSP'ye girdi, 2003'te istifa etti. 2004'te "Erbakan Erdoğan'dan iyidir" dedi. (EÜ/TK)