Türkiye’de yeni tip koronavirüs (covid-19) sonrası halihazırda görüşmeleri devam eden kanun düzenlemelerinin süresi hızlanırken çok sayıda yeni kanun teklifi de gündeme geldi.
Yaklaşık 90 bin mahkuma tahliye yolunu açan infaz kanunu da, muhalefetin bütün çabalarına rağmen, siyasi tutuklular, düşünce suçluları, tutuklu gazeteciler dahil edilmeden hızlandırılarak bugün yürürlüğe girdi.
TIKLAYIN - İnfaz Düzenlemesi Yürürlüğe Girdi
Geçtiğimiz Cuma günü (10 Nisan) ise TBMM Mili Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda yeni bir kanun teklifi kabul edildi.
Akademide ihraçların önünü açan bu kanun teklifine, 9 Nisan’da işten çıkarmaların 3 ay boyunca yasaklanacağına ilişkin iddialarla gündeme gelen 62 maddelik yeni torba yasadaki maddelerde düzenlenen telafi eğitim düzenlemesi ile AKP ve MHP’nin sunduğu sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik düzenleme de eklenerek bir paket haline getirildi.
Bu paketin içindeki bütün maddeler yine gece saatlerinde TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Teklifin tümünün oylanması ise Genel Kurulun bugünkü birleşimine bırakıldı.
TIKLAYIN - Yükseköğretimde ve Sağlıkta Yeni Düzenlemeler Getiren Teklif Genel Kurul'da
Ayrı ayrı gündeme gelen bu tekliflerin bir araya geliş sürecini, ayrıntılarını ve gelen eleştirileri derledik...
Torba yasada ne vardı?
TIKLAYIN - Hükümetin Hazırladığı 62 Maddelik Torba Yasa Taslağında Neler Var?
Ücretsiz izin
9 Nisan’da açıklanan 62 maddelik torba yasa teklifindeki en dikkat çeken madde ücretsiz izinlerle ilgiliydi.
Teklifteki ilgili madde, işten atmaların 3 ay süreyle yasaklanacağını ancak bunun karşılığında işverenler hiçbir ücret ödemeden işçileri ücretsiz izne çıkarabilmelerini sağlıyordu. Ücretsiz izne gönderilen işçilere işsizlik sigortası fonundan her gün için 39 lira 24 kuruş, yani aylık 1170 lira ödenmesi öngörülüyordu.
Teklifteki “3 ay işten çıkarmanın yasaklanması” maddesi yerine kısa çalışma ödeneği uygulanacak olsaydı işçiler 1752 ile 4 bin 381 lira arasında ödenek alacaktı. Ancak yasa teklifi ile işverenin kısa çalışma ödeneğine başvurmaya ihtiyacı kalmazken işçiler de 1176 lira ücrete mecbur bırakıldı.
Bu nedenle, sendikalar ve hak örgütleri söz konusu maddeye karşı çıksa da birçok iş yeri çalışanlarını ücretsiz izne çıkarmaya başladı.
TIKLAYIN - DİSK Başkanı Çerkezoğlu: Ücretsiz İzin Uygulaması Meşrulaştırılamaz
Öğretmenlerin izinleri
Torba yasanın 29. Maddesi, öğretmenlerin izinlerini düzenliyor, eğitim öğretim faaliyetinin iki haftadan fazla süreyle yapılamaması halinde uygulanacak telafi programlarının ders yılı içerisinde tamamlanamadığı durumlarda yaz tatilinde yapılacak eğitim öğretim faaliyetleri nedeniyle Bakanlıkça öğretmenlerin izinleri kısaltılabileceği öngörülüyordu.
Öte yandan bu durumda öğretmenlerin izinlerinin bir aydan az olamayacağı da belirtiliyordu. İşte torba yasa teklifindeki bu düzenleme 10 Nisan’da Meclis’e gelen “Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ayrıntılandırılarak dahil edildi.
Sosyal ağlara kısıtlama
Teklifteki bir diğer düzenleme sosyal ağ sağlayıcılarına dair getirilmek istenen değişiklikler, internet kullanıcılarının verilerine ulaşılmasının ve sansürün önünü daha fazla açmaya yönelikti.
Buna göre, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), yer sağlayacıların kanun kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini denetlemek için gerekli gördüğü takdirde olay mahalinde de inceleme yapabilecek veya yaptırabilecekti.
Ancak bu bölümün daha sonra tekliften çıkarıldığı duyuruldu.
Sağlıkta şiddet kısmında neler yaşandı?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Şeker, yaklaşık bir buçuk yıldır Komisyon’da beklediği sağlıkta şiddet yasa teklifinin doğrudan Meclis gündemine alınması için 7 Nisan’da önerge verdi.
TIKLAYIN - Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi AKP-MHP Oylarıyla Reddedildi
Bu önerge AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. 8 Nisan’da ise AKP ve MHP tarafından hazırlanan sağlıkta şiddetin engellenmesine yönelik kanun teklifi, Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Teklifte öngörülen düzenlemeler şu şekildeydi:
* Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı, görevleri sebebiyle işlenen, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında ilgili kanunlara göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılacak.
* Söz konusu suçlarda, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan hapis cezasının ertelenmesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanmayacak.
* Şiddetin vuku bulduğu sağlık kuruluşunda, faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli bulunması halinde, hizmet diğer personel tarafından verilecek.
TIKLAYIN - AKP ve MHP’den Sağlıkta Şiddetin Engellenmesi İçin Kanun Teklifi
Sağlıkçılar ne dedi?
Sağlık meslek örgütleri AKP ve MHP’nin yasa tasarısında maddelerin hafifletildiğini ve tasarının “şartlı” olarak geçirilmeye çalışıldığını söyledi.
bianet’e konuşan Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı ve Adana Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Yakup Şahin ise iktidarın yasa tasarısındaki eksiklikleri madde madde anlattı:
TIKLAYIN - "Sağlıkta Şiddet Suçu TCK'ya Eklenmeli"
* Savaşta bile dokunulmazlığı olan bir meslek grubuna mensup kişiler olarak sağlıkta şiddetin özellikle Türk Ceza Kanunu (TCK) 77. maddesinde düzenlenen insanlığa karşı suçlar kapsamına alınmasını istiyorduk. Ancak iktidarın önergesi TCK'ya eklenmiyor. TCK'ya eklenmeyen bir düzenlemenin de savcıların gözünden kaçma ihtimali oldukça yüksek. Ayrıca savcıların inisiyatif kullanarak o kanun maddesini gündeme bile almama lüksü var. Halbuki TCK içine eklenirse onu gözden kaçırma veya ihmal etme şansı olmayacak.
* Bizler verilen cezanın en az 8 yıl olmasını talep ediyoruz. Çünkü 8 yıl olduğunda indirimlerle 2 yılın altına düşürülemiyor. Eğer 2 yılın altına düşerse hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanabiliyor ve bu durumda cezanın şiddet uygulayan kişi için bir yaptırımı olmuyor. Tasarıda ise ceza ertelenmez ve HAGB verilmez diyor ancak adli para cezasına çevrilemez diye bir ibare yok. Cezalar da düşük olduğu için kişi cezasını peşinen devlete ödeyecek ve dosya kapanacak.
* Teklif, suçluyu sağlık çalışanından uzaklaştırmak bir yana hem dayak atma hem de orada hizmet alma hakkı veriyor. Bizler ise herhangi bir sağlık biriminde şiddet uygulayan bir kişinin o yerden hizmet almaya devam edememesini ve eğer mümkünse bu kişinin SGK'sının belli bir zaman için dondurulması yani hizmet alımının durdurulmasını talep ediyoruz.
Sonuçta ne oldu?
AKP ve MHP tarafından hazırlanan sağlıkta şiddetin engellenmesine yönelik kanun teklifi de, torba yasadaki telafi izinlerine ilişkin düzenleme gibi, “Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne gelen bütün eleştirilere rağmen hiçbir değişikliğe uğramadan ilk haliyle girdi.
Teklifin ilk hali: Yükseköğretimde neler değişiyor?
Akademide ihraçların önü açılıyor
10 Nisan’da Komisyon’a gelen ve ardından içine sağlıkta şiddet ile telafi eğitim olmak üzere iki yeni düzenleme daha eklenen “Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ise ilk haliyle YÖK Kanunu ile farklı 5 kanunda değişiklik öngörüyordu.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019’da iptal ettiği, kamu görevinden çıkarma ile ilgili maddelerin yerine getirilen teklife göre, üniversite öğretim üyeleri, “terör örgütü propagandası” yaptığında kamu görevinden çıkarılacak. Üniversitelerde OHAL döneminde yapılan ihraç uygulamasını yasaya taşıyan bu düzenlemeye göre, kararı rektör yardımcısı başkanlığında oluşturulan disiplin kurulları verecek. Teklifte, ihraç maddeleri arasında şunlar sayılıyor:
* Terör örgütlerinin propagandasını yapmak,
* Bu örgütlerle eylem birliği içerisinde olmak veya yardım etmek,
* Kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak.
Kanun teklifinin yükseköğretim başlığında öne çıkan diğer düzenlemeler ise şöyle sıralanıyor:
Doçentlik sınavı
* Üniversitelerarası Kurulca belirlenen takvime göre, yılda iki kez yapılabilen doçentlik başvuru sayısı artırılarak bekleme süresi azaltılacak. Doçentlik sınavında değerlendirmeye esas alınan raporlar, jüri üyelikleri, jüri ve başvuru sonucu, elektronik ortamda ilgililerin erişimine açılacak.
35 yaş şartı
* Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenen uzmanlık alanlarına başvuracak olanlar hariç, öğretim görevlisi kadrosuna başvuracak adaylarda, en az tezli yüksek lisans derecesine sahip olma ve 35 yaşından büyük olmama şartı aranacak.
YÖK'ün belirlediği alanlarda doktora yapan öğrencilere burs
* Açıköğretim hizmeti veren yükseköğretim kurullarının döner sermaye işletmelerinin açıköğretim fakültelerine ait alt hesaplarında oluşan gelirler, münhasıran bu faaliyetlerin gerektirdiği giderlerde kullanılacak. Bu hesaplarda 3'er aylık dönemler itibarıyla oluşacak gelir fazlalarının yüzde 80'i, her 3 ayda bir, izleyen ayın 15'ine kadar YÖK Başkanlığı muhasebe birimi hesabına aktarılacak. Aktarılan bu tutar, Başkanlık bütçesine kaydedilecek ve devlet, yükseköğretim kurullarına kaynak aktarmak suretiyle doktoralı bilim insanı ve araştırmacı yetiştirilmesi için kullanılacak.
* Devlet üniversitelerinde bulunan, YÖK tarafından belirlenecek öncelikli alanlarda yapılan doktora programlarındaki öğrencilere, Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun'a tabi olmaksızın burs verilebilecek. Söz konusu düzenleme 1 Ocak 2021'de yürürlüğe girecek.
(TP)