Fotoğraf / Anadolu Ajansı
Bir suçun işlendiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında, dijital veri ve delil elde edilebilmesi amacıyla kişisel bilgisayarlara veya telefonlara el konulup üzerinde inceleme yapılabiliyor.
18 Ocak’ta gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Celalettin Can’ın eşi Nimet Tanrıkulu, geçtiğimiz sene evlerinde yapılan polis aramasında kendisine ait olmasına rağmen bilgisayarına el konulduğunu ve geri verilmediğini söylemişti.
Dijital cihazların sahiplerine iade edilmemesi ciddi bir hakuki mesele halini aldı. Duruşmalarda avukatlar sıklıkla müvekkillerinin el konulmuş cep telefonu ve bilgisayarlarının iadesi talep ediyor. Mahkemeler bu talepleri ara kararlarına alıyor; ancak iade konusunda bir ilerleme sağlanamıyor.
Polis baskını sırasında el konulan şahsi eşyayalar diplomatik krize bile neden olabiliyor. Örneğin ABD nota vererek başkonsolosluk görevlisi Metin Topuz'un tutuklanmasından el konulan cep telefonunun iadesini istemişti. Metin Topuz, 25 Eylül 2017'de gözaltına alınmış, 4 Ekim'de "casusluk" iddiasıyla tutuklanmıştı.
Birden fazla kez gözaltına alınanların ise her seferinde cep telefonlarına ve kişisel bilgisayarlarına el konuluyor. İnternet'te üstün körü bir arama yapıldığında bile hukuki tavsiyeler veren sitelere birçok kişinin savcılığın "incelemek" üzere el koyduğu cep telefonlarını ve bilgisayarlarını nasıl geriye alabileceklerini sordukları görülüyor. Anlaşılan o ki, telefonunu ya da bilgisayarını geri alabilen çok insan yok.
Bu durumda akla iki olasılık geliyor: Ya o kadar çok cihaza el konuluyor ki inceleme sırası çok uzun ve tamamlanması yıllar sürecek? Ya da bu uygulama gözaltına alınan kişilere ekonomik bir ceza haline getirildi?
Çünkü ortalama olarak bir akıllı telefonun fiyatı 2 bin liradan başlıyor 10 bin liraya kadar çıkıyor; dizüstü bilgisayarlar da ha keza öyle..
TIKLAYIN - Celalettin Can Gözaltına Alındı
Konu hakkında konuştuğumuz avukat Ömer Kavili elektronik cihazlara el koyma prosedürünün Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 134 ve 135’inci maddesi gereğince yapıldığını ama yapılan el koymaların artık özgürlükten mahrum bırakma noktasına geldiğini belirtiyor.
"Cezaya dönüştü"
Son dönemde konuştuğum veya davasına girdiğim birçok kişi bilgisayarlarına ya da telefonlarına incelenmek için el konulduğunu ama aradan bir hayli zaman geçmesine rağmen geri verilmediğini söylüyor. Dijital cihazlara el koymalar hangi yasaya göre yapılıyor?
CMK’nın 134 ve 135. maddelerine göre söz konusu bilgisayara veya telefona el konulabiliyor. Yasa bilgisayar kütüklerinde arama, iletişim kayırlarının tespiti ve kaydı şeklinde. Burada ön koşul iddia edilen suçlamanın o araçla işlenmiş olması gerektiği. Yani bir trafik kazası yaptınız. Bununla ilgili sizin cep telefonunuza el konulmaması gerekiyor. Bunun kanunla, prosedürle belirlenmiş bir yöntemi var.
Günümüzde el koymalar öyle bir hal aldı ki, el konulan cihazlara fiziki olarak el konuluyor ve yıllarca verilmiyor. O zaman kişiyi el konulan iletişim araçlarının sağladığı olanaklardan yoksun bırakma yani fikri faaliyeti bakımından müsadere cezası çarptırıyorsun.
El konulan cihazın içinde kişinin özel fotoğrafları, mesajları, geçmiş yazıları, sosyal iletişim ağlarının şifreleri, banka kayıtları olabilir. Bu saydığım şeyler cep telefonundan yapılıyorsa, kişi bunların hepsinden mahrum ediliyor. Kişiye fiziki olarak müsadere cezası uygulamış oluyor ve yetkililer bunun üzerindeki incelemeyi bitiremedim diyerek, yeterli personelim yok diyerek cihazları yıllarca vermiyor.
İade edilmesi için yasada süre yok
Yasada bunun ne kadar sürede verilmesi gerektiğini içeren bir madde var mı?
Hayır yok. Yasa koyucu süre koymamış. Cihaz talep edildiğinde idare yeteri kadar elemanı olmadığını ve sıra sizinkine gelirse inceleyip göndereceklerini söylüyor. İnceleme bekleyen çok sayıda cihaz var o nedenle.
Girdiğim duruşmalarda da kişiler veya avukatlar sürekli bu cihazları talep ediyorlar ama bir türlü sonuç çıkmıyor...
Burada sorumluluk mahkemede, yetki idarede. Mahkeme savcılığa gönderiyor, savcı emniyet müdürlüğüne gönderiyor, emniyet müdürlüğü siber suçlar bölümüne gönderiyor. Siber suçlar da ‘ne zaman işleri biterse, ne zaman sıra gelirse’
Tabii bir de siyasi dava boyutu var. Siyasi davalarda siyasi bir inisiyatif de devre giriyor. Yoksa bu kadar uzun süremez.
"Özel usullere uyulması lazım ama uyulmuyor"
El konulan cihazların yedeklerinin şüpheli veya vekili önünde alınması gerekmiyor mu?
Cep telefonuna el konuluyorsa üstüne atılan suçlamayı bilmek gerekiyor. Suçlamayla söz konusu cihazın bağlantısını ortaya koymak ve ek koşulların hazırlanması gerekiyor.
Bilgisayar kütüklerinde arama ve yedekleme işleminin arama mahallinde yapılması ve alınan yedeğin bir örneğinin prosedüre uygun olarak hak sahibine ve ya vekiline teslim edilmesi gerekir. Muhatap kişi gözaltındaysa eşine teslim edilmesi gerekir.
Ama artık günümüzde hukukun kuralları ortadan kalktı. Adalet madalet yok. Adliyelerde sadece siyasi intikamına göre hizmet üretiliyor.
Özel usullere uyulması lazım ama uyulmuyor. Günümüzde öyle özel usuller filan kalmadı. Geldik, aldık, gidiyoruz diyorlar.
Söz konusu özel usulleri çiğnemek kanun dışına çıkmaktır. Kanun dışına çıkmak da yapılan işin eşkıyalıktan başka farkının kalmadığını gösteriyor.
"Nasrettin Hoca'nın esprileri gerçek oldu"
El konulan cihazların tahrip edilmiş bir şekilde geri verildiği iddiaları var…
Size somut bir örnek vereyim. Bir müvekkilim gözaltına alınıyor. Fazla bir işlemi yok, serbest bırakacaklar. Nezarete konulurken üst araması yapılıyor ve cep telefonu görevli memur tarafından alınıp dolaba koyuluyor. İşlemleri bitiyor, müvekkilim serbest kalıyor ama eşyaları teslim edilirken telefonu teslim edilmiyor.
Dolaba koyulduğu kamera kayıtlarında var. Telefon teslim edilmiyor. Bundan dolayı suç duyurusunda bulunuyoruz. Savcılık iş yoğunluğundan ötürü görevde ihmal yoktur diye telefonu alan şahız hakkında takipsizlik kararı veriyor.
Müvekkilim itiraz ediyor. Sulh ceza mahkemesi söz konusu kararı kaldırıyor. Yeniden etkili soruşturma yapıyorlar ve cihazı başka bir kişinin kullandığı tespit ediliyor. O kişi bulunuyor ama savcı yine takipsizlik kararı veriyor. ‘Görevi ihmal suçu yoktur’ diyor. Eğer o polis memuru görevini ihmal etmemiş ise telefon nerede? Eğer görevini ihmal etmişse dava nerede?
Nasrettin Hoca’nın hesap. Onu arar olduk. Nasrettin hocanın esprileri günümüzde gerçek oldu, yaşamımızın kendisi haline geldi.
Ceza Muhakemesi Kanunu ne diyor?Madde 134 - Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir. -Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir. -Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır. -İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır. -Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır. |
(HA)