Barış için Akademisyenler’e destek bildirisi yayınlayan 433 sinemacı hakkında "suçu ve suçluyu övmek" suçlamasıyla soruşturma açıldı. Bildiriye imza veren 1128 akademisyene yönelik soruşturmada herhangi bir karara varılmadı.
bianet'e konuşan avukat Ergin Cinmen, akademisyenlerin işlediği sabit bir suç olmadığını, dolayısıyla suçu övmenin mümkün olmayacağını söyledi.
Suç oluşsa dahi, "suçu ve suçluyu övme" suçlaması için gerekli olan "kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike" unsurunun olmadığına dikkat çekti.
"Suç oluşmuyor"
Cinmen, "Böylesi bir soruşturmanın ancak suçlu olduğu sabit olan kişinin o suçu nedeniyle övülmesi halinde söz konusu olabileceğini" söyledi.
"İşlenmiş olan suç söz konusu değil. O suçu işleyen kişilerle ilgili, de herhangi kesin mahkumiyet kararı söz konusu değil. Suç oluşmuyor."
"Suç oluşsa dahi dava açılamaz"
Türk Ceza Kanunu’nun “suçu ve suçluyu övme” başlıklı 215. Maddesi şöyle: “İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Cinmen, suç oluşsa dahi "suçu ve suçluyu övme" iddiasıyla dava açılmasında kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike içermesi gerekliliğine işaret etti:
"Suç oluşsa, kesinleşmiş suçu işlemiş olan kişi veya o suç övülse dahi başlı başına dava açılamıyor, o fiilin kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlikeyi oluşturması gerekiyor.
"Bu bildiri yayınlandı diye kamu düzeni açısından açık ve yakın hangi tehdit söz konusu olabilir? Böylesi bir şey söz konusu değil."
"Hukuki geçerliliği yok"
Soruşturmanın hukuki geçerliliği olmadığını belirtti:
"Tamamen siyasi nedenlerle, toplumun belli bir yapısının sindirmek amacıyla açılmış olan bir soruşturmadır. Hukuki hiçbir geçerliliği olmayan bir soruşturma ile karşı karşıyayız.
"Hukuku bu derece fazla siyasi nedenlere araç etmenin hiç kimseye yararı yok. Toplumda var olan gerginleşmeyi zaten bu tip soruşturmalar arttırmaktadır. Toplumsal kesimler arasındaki makas ya siyasi iktidarın iradesi çerçevesinde açılmakta ya da bu durumu kendisine vazife edinmiş olan savcılar ve bazı sulh ceza yargıçları tarafından icra edilmektedir."
Barış sinemacıları ne demişti?
11 Ocak’ta 1128 akademisyen ve araştırmacı Türkiye devletine şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı imzasıyla “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi yayınlandı.
Bildirinin yayınlanmasının ardından imzacı akademisyenlere yönelik soruşturmalar ve hedef göstermeler yaşandı.
Bir çok farklı meslek grubu gibi sinemacılar da destek açıklaması yayınladı.
Barış İçin Sinemacılar adıyla yayınlanan dayanışma bildirisi şöyleydi:
“Bizler Türkiyeli sinemacılar olarak,
“Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin, 11 Ocak 2016 tarihinde hükümete yaptığı barış ve müzakere çağrısına destek veriyoruz.
“Düşünce ve ifade özgürlüğünün engellenmesini reddediyoruz.
“Eşitlik ve barışın yanındayız.
“Yaşam hakkının yanındayız.
“Özgür düşüncenin ve sanatın yanındayız.
“Ama'sız fakat'sız eğer'siz: ‘Bu suça ortak olmayacağız!’
“Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin yanındayız.” (BK)