16 Nisan anayasa değişikliği referandumu öncesinde, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, bağımsız platformlar gibi birçok alandan “Evet” veya “Hayır” sesleri yükselirken, İstanbul’daki hukuk fakültelerinden bir araya gelen öğrencilerin oluşturduğu Hukuk Öğrencileri Meclisi, bizlere neye “Evet” neye “Hayır” diyeceğimizi anlatıyor.
Hukuk Öğrencileri Meclisi’ni oluşturma düşüncesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde (İÜHF) okuyan bir arkadaş grubunun fikri olarak ortaya çıkıp önce İstanbul’daki hukuk fakültelerine, oradan da İzmir, Ankara ve Eskişehir’e yayıldı.
Öğrenciler, çalışmalarını İstanbul’un ulaşabildikleri her yerinde üç günlük süreyle stant açarak gerçekleştiriyorlar. Bu hafta sonu İstiklal Caddesi’nde olan öğrencilerle çalışmalarını ve sokaktan gelen tepkileri konuştuk. Genelde aldıkları tepkilerin olumlu olduğunu söyleyen hukuk öğrencileri Üsküdar’da çalışırken birkaç saldırı girişimine de maruz kalmışlar.
TIKLAYIN: HUKUK ÖĞRENCİLERİ 9 SORUDA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİNİ ANLATIYOR
“Anayasa değişiklikleri yüz yıllık geleceğimizi ilgilendiriyor”
İÜHF üçüncü sınıf öğrencisi Mert, referandum öncesinde insanlara objektif bir şekilde neyi oylayacaklarını anlatmanın önemini vurgulayarak, bu fikrin nasıl doğduğunu, kim olduklarını şu ifadelerle anlattı:
“Biz bu sürecin siyasi partiler düzeyine indirgenemeyecek kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Bir noktada teorik bir şey söz konusu ve buna dair halkı bilgilendirmek gerekli. Hukuk fakültelerinden de yeteri kadar bir ses çıkmadığını gördük bu süreçte ve böyle bir eksikliğin farkına vardık. Bu yüzden önce İÜHF’deki arkadaşlarımızla bir araya geldik neler yapabiliriz diye. Daha sonra İstanbul’daki diğer fakültelere yayıldı.
“Bağımsız ve objektif olmaya çalışıyoruz. Bugün İstanbul’daki altı yedi hukuk fakültesinden arkadaşımız var bu platformda. Geçtiğimiz hafta İzmir ve Ankara’da bir grubumuz yeni kuruldu. Bu hafta içinde onlar da saha çalışmalarına başlayacaklar. Nisan başında Eskişehir’de bir grup çalışmaya başlayacak. Bu talebin yoğunluğu da bize böyle bir çalışmanın eksikliğiyle ilgili ne kadar doğru bir tahmin yürüttüğümüzü gösterdi.
“‘Evet’ ya da ‘Hayır’ı telkin etmiyoruz. Bilgi kirliliğinin önüne geçersek doğru kararı insanların ancak böyle verebileceğini düşünüyoruz. Medyada da sokakta da bununla ilgili çok manipülasyon var. İçerikten ziyade parti seçimleri gibi değerlendiriliyor, hatta çoğunlukla kişisel algılanıyor. Halbuki anayasa değişiklikleri bizim yüz yıllık geleceğimizi doğrudan ilgilendiriyor. Bu yüzden evet hayır tartışması yapmak yerine hukuki bir tartışma yapmanın daha verimli olacağını düşünerek, objektif olarak ‘Evet/Hayır’ maddelerini anlatıyoruz.
“İnsanlar bize ‘Evet mi diyorsunuz hayır mı?’ diye sorduklarında bile hukuk sınırları içerisinde cevap vermeye çalışıyoruz. Böyle telkin etmenin de doğru olmadığına inanıyoruz. “Hatta ‘Halk hukuktan ne anlar’ tepkileriyle karşılaşıyoruz. Biz meydanlarda görüyoruz ki halk kuvvetler ayrılığını da anlıyor. Bütün hukuki bilgileri verdiğimiz zaman çok olumlu karşılanıyoruz. ‘Bize bunları kimse anlatmadı ki’ gibi tepkiler alıyoruz. Bir anayasa değişikliği referandumu sürecinde bu bilgileri kimsenin vermemiş olması hakikaten çok büyük eksiklik ve biz bunu gidermek için uğraşıyoruz, ‘Evet’ veya ‘Hayır’ demeden.”
“Son gün son saate kadar alandayız”
İÜHF ikinci sınıf öğrencisi Side, seçim öncesi son gün son saate kadar orada olacaklarını söyleyerek şöyle konuştu:
“Bu süreci siyasi partiler veya sivil toplum kuruluşları genel ya da yerel seçim gibi değerlendiriyorlar. Ancak referandum süreci var ve yeni anayasa değişikliğini oyluyoruz. İnsanlara hukuki süreci anlattığımız zaman sokaktan inanılmaz olumlu tepkiler alsak da rahatsız olanlar insanlar da oluyor. Hatta Üsküdar’da çalışırken birkaç küçük saldırı girişimine uğradık.
“Biz 15 Nisan saat beşe kadar sokakta dilimiz döndüğünce yeni anayasa madde madde bize ne getiriyor bizden ne götürüyor bunu anlatmaya çalışacağız." (TP/BK)