Fotoğraf: Fatoş Erdoğan, 23 Ağustos Beşiktaş/kadınların kayyım protestosu
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyım atamalarını protesto ettikleri için haklarında "2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" gerekçesiyle dava açılan Özgür Gelecek Gazetesi muhabiri Taylan Öztaş ve 22 kadının yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
TIKLAYIN - Kadınların Kayyum Protestosuna Müdahale 23 Gözaltı
JinNews'te yer alan habere göre, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 17’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanıklardan Ayşe Güldane Özdağ ve Merve Öztep başka bir dosya kapsamında gözaltında olduğundan katılamazken, diğer sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmayı birçok kadın örgütü takip etti.
Kimlik tespitinin ardından kadınların savunması alındı. İlk olarak savunma yapan Berivan Han, Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu çağrısıyla kayyım atamalarını protesto etmek için eyleme katıldığını ancak basın açıklamasının yapılacağı Hakan Hastanesi’nin önünde polislerin kendilerine izin vermediğini söyledi.
‘Kadınlar darp edildi’
Ardından savunmasını yapmak için söz alan Fadime Fulya Dağlı, basın açıklaması yapılmadan polislerin kendilerine saldırdığını hatırlattı ve şöyle dedi:
“Bir anons yapılmadan darp edilerek gözaltına alındık. Orada suç teşkil edilecek bir durum varsa o da polisin orantısız güç kullanması oldu. Müdahale olduğunda ilk gözaltına alınan megafon oldu. Ben avukatım o eylemde bana bile ters kelepçe katılmak istendi. Birçok kadın eylemde ciddi anlamda darp edildi.”
‘Demokratik hakkımızı kullandık’
Sanıklardan Feride Eralp da kayyımların kadın haklarına yönelik saldırı olduğunu vurguladı ve şöyle konuştu:
“Kadınlar olarak kayyumların saldırılarına dikkat çekmek için basın açıklaması yapmak istedik. Ama basın açıklaması yapmadan bizlere müdahale oldu. İddianamede basın açıklamasının çağrısının HDP’nin yapıldığı söyleniyor. Böyle olsa bile bir suç teşkil etmiyor ama HDP değil, Kadınlar Birlikte Güçlü Platformunun çağrısıyla toplandık.
"Biz orada kayyumların kadınlara olan politikalarını anlatacaktık. Ama basın açıklamamızı dahi yapmadan hiçbir uyarı yapılmadan çembere alınıp, gözaltına alındık. Biz kadınlar olarak Kürt iradesini yok sayan kayyum politikalarına karşı demokratik hakkımızı kullanmak istedik”
‘Kayyım atamaları devam ediyor’
Ardından söz alan sanık Hülya Osmanağaoğlu da bağımsız bir feminist olduğunu belirtti. Şöyle konuştu:
“Bu koşullar altında Diyarbakır'da, Van'da, Mardin'de kadın sığınakları, kadın danışma merkezleri, 7/24 alo şiddet hatları açarak, kadınları erkek şiddetine karşı korumak için kadın hareketinin deneyimini ve birikimini güncel yerel yönetim politikalarının bir parçası haline getiren büyükşehir belediyelerine kayyum atandı.
"Bu süreç aslında 2016'da ilan edilen OHAL döneminde KHK'ler başlamıştı. O dönemde de aralarında kadın mücadelesinden yol arkadaşlarımız Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin DBP'li Eşbaşkanı Gültan Kışanak'ın ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in de bulunduğu çok sayıda seçilmiş belediye başkanı ve milletvekili Kürt kadın siyasetçi tutuklandı. DBP'Ii belediyelere atanan kayyumlar ilk iş olarak kadın merkezlerini, kadın örgütlenmelerini dağıttılar.
"Kürt kadın hareketinin kadın dayanışmasını güçlendirerek kadınların hayatlarını savunması için hayata geçirdiği bütün kurumların kapısına kilit vuruldu. 2019 yerel yönetim seçimlerinin ardından da, HDP çatısı altında seçilen, kadın hareketinin mücadele deneyim ve birikimini yerel yönetimlere aktaran Kürt kadın arkadaşlarımızın bulunduğu belediyelere kayyum atamaları devam ediyor”
‘7 cümlelik iddianame’
Kadınların avukatlardan Ayşe Özdemir de, “20’den fazla kişi yargılanıyor ama 7 cümlelik bir iddianame var ortada. Kimin ne yaptığı hangi sloganı attığı bili belli değil iddianamede” diye belirtti.
Müdafi Avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, ise şunları ifade etti:
“Birincisi bu davanın açılmasını anlamak mümkün değil. ‘İtaat etmiyoruz. Jin jiyan azadî’ sloganları mı suç. Bunlar suç olmadığı görüldüğü gibi hangi sloganının suç olduğu belirlenmemiş.
"Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre istenilen yerde basın açıklaması yapabiliyor. AİHM ve AYM kararı basın açıklamalarının yani gösterilerin nerede yapılacağını belirlemiştir. Mahkeme heyeti valilikten izin alındı mı diyor. Basın açıklaması yapmak için valilikten izin almaya gerek yok. Çünkü bu Anayasal bir haktır. Bu ülkeyi yönetenler artık bunu görmeli. Orta da herhangi bir suç yok. Bu haksız davanın bir an önce beraat edilmesi gerekir.”
Verilen aradan sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı erteledi. Davanın bir sonraki duruşması, 18 Mart 2020’de görülecek.
Aynı açıklamayı adliye önünde okudular
Duruşma sonrası adliye önünde buluşan kadınlar, “Kayyum kimdir, nedir? Ne yapar?” başlığıyla 28 Ağustos’ta hazırladıkları ve polis saldırısı sonucunda gözaltına alındıkları basın metnini okudu.
Kadınlar adına açıklamayı Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu üyesi Çağla Akdere yaptı. Akdere, “Bu basın açıklama metnimizi okumadan gözaltına alındık. Ertelen duruşma sonrası bu açıklamayı okumayı uygun gördük” dedi. (EMK)