Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
“Mersin Toroslar’da tarım işçilerinin üzerine taşındığı şeftali yüklü kamyon devrildi ve adını bile öğrenemediğimiz beş işçi yaşamını yitirdi. 19 Ağustos’ta Nevşehir Acıgöl’de tır ile çarpışan servis minibüsünde üçü Suriyeli olmak üzere sekiz tarım işçisini kaybettik. Yurdun dört bir yanından sigortasız ve mevsimlik çalışan orman işçilerinin ölüm haberleri geldi.”
Bu bilgiler İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) yüzde 85'ini ulusal ve yerel basından; yüzde 15'ini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan aldığı bilgilere dayanarak hazırladığı Ağustos ayı raporundan.
Ölenlerin 68'i tarım işçisi
Rapora göre 41’i ücretli olmak üzere 68 tarım emekçisi Ağustos ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Ağustos’ta yaşanan iş cinayeti sayısı ise 148 oldu. Yaşanan iş cinayetlerinde 14 çocuk, 12 kadın ve 11 göçmen hayatını kaybetti.
Yılın ilk sekiz ayında en az 1174 işçi öldü
Ocak ayında en az 159 işçi, Şubat ayında en az 127 işçi, Mart ayında en az 114 işçi, Nisan ayında en az 153 işçi, Mayıs ayında en az 164 işçi, Haziran ayında en az 131 işçi, Temmuz ayında en az 178 işçi ve Ağustos ayında en az 148 işçi olmak üzere; Türkiye’de 2019 yılının ilk sekiz ayında en az 1174 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmişti.
Raporda yer alan diğer ayrıntılar ise şöyle:
* 148 işçinin 119’u ücretli (işçi ve memur), 29’u kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.
* Ölenlerin 12’si kadın işçi, 136’sı erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, taşımacılık ve sağlık işkollarında gerçekleşti.
* Yedisi 14 yaş ve altında olmak üzere on dört çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, metal, konaklama ve belediye işkollarında gerçekleşti.
"En fazla ölüm nedeni trafik/servis kazası"
* 11 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 9’u Suriyeli, 1’i Polonyalı ve 1’i Ukraynalı.
* Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, metal, enerji, madencilik ve konaklama/eğlence işkollarında gerçekleşti. Geçen aylardan farklı olarak tarımda ücretli ölümleri arttı: Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 60’ı ücretli, yüzde 40’ı ise çiftçi.
* En fazla ölüm nedenleri sırasıyla trafik/servis kazası, ezilme/göçük, kalp krizi, elektrik çarpması, yüksekten düşme, zehirlenme/boğulma, nesne çarpması/düşmesi ve intihar.
* Ağustos’ta Türkiye’nin 52 şehrinde ve yurtdışında üç ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti İstanbul, Nevşehir, Manisa, İzmir, Mersin, Antalya, Konya, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa ve Sivas’ta gerçekleşti.
* Ölenlerin 2’si sendikalı işçi, 146 işçi ise sendikasız.
"Tarım işçileri en kötü çalışma koşullarına sahip"
Ağustos ayı iş cinayetleri raporunda İSİG Meclisi tarım işçilerine dair ise şu bilgiler paylaştı:
* En kötü çalışma koşullarına maruz kalan gezici tarım işçilerini topraksız köylülerin yanı sıra geçinemeyen küçük üreticiler ve ortakçılar oluşturuyor. Gezici tarım işçiliğinin en çok görüldüğü şehirler ise Adana, Adıyaman, Hatay, Urfa ve Düzce.
* Tarımda kadın işçiler toplam istihdamın neredeyse yarıdan çoğunu oluşturuyor. Kadın tarlada çalışmanın yanı sıra ev içindeki işleri de üstleniyor. Ayrıca emeğinin karşılığı olan ücretinin denetimi kadının kendisinde değil aile otoritesi olan babalar ya da kocalarında. Kadınların ücreti ise erkekten düşük.
* Mevsimlik tarım işçiliğinde yüzlerce işçiye aracılık yapan ve her işçinin yevmiyesinden ortalama yüzde 10 pay alan dayıbaşları esasen tarımdaki taşeronun adıdır. Dayıbaşı akrabalık, köylülük vb. ilişkiler vasıtasıyla işçilerle kurduğu feodal güven ilişkisi üzerinden tarımdaki üretim sürecinin denetimini gerçekleştirir.
"Fiziksel tecrit var"
*Mevsimlik tarım işçileri kurulan çadır kentlerde kalıyorlar. Yerel halkla görüşmeyi engelleyen yani fiziksel olarak tecrit edilen tarım işçileri barınma, beslenme, altyapı gibi olanaklardan yoksun bulunuyor. Yine çocuklar eğitim imkânına sahip değiller.
*İşçiler kapalı kasa kamyonet, traktör römorku gibi uygun olmayan koşullarda taşınıyorlar ve her yıl yüzlerce tarım emekçisi yollara savruluyor. Oysa mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve sosyal hayatlarının iyileştirilmesi, ulaşımı gibi genelgeler çıkarılmasına rağmen devlet kendi yasalarına uymuyor.
*AB’nin beğenip almadığı göçmenler Türkiye’de mevsimlik tarım işçiliği gibi vasıf gerektirmeyen, emek yoğun işlerde, perişan yaşam koşullarına mahkum edilerek 30-40 TL yevmiyeye dayıbaşlarının eline bırakılıyor. (HA)