Mersin Üniversitesi Rektörü, Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atması nedeniyle iki akademisyenin görevlerine son verdi.
Yrd. Doç. Melahat Kutun ve Yrd. Doç. Bediz Yılmaz Bayraktar’ın sözleşme sürelerinin uzatılması yönünde jüri ve bölüm kararları vardı.
15 Ağustos tarihinde sözleşmesi bitecek olan Yrd. Doç. Melahat Kutun Gürgen ile 31 Ağustos’ta sözleşme süresi biten Yrd. Doç. Bediz Yılmaz Bayraktar’ın görevlerine 26 Temmuz’da son verildi.
Gerekçe olarak bildiriye imza atmaları nedeniyle YÖK’ün talimatı üzerine idari ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın cezai kovuşturma başlatması gösterildi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Melahat Kutun ve Yrd. Doç. Bediz Yılmaz Bayraktar’ın görevlerine son verilmesiyle Mersin Üniversitesi’nde sözleşmesi uzatılmayan imzacı akademisyen sayısı sekize çıktı.
bianet’e konuşan akademisyenler, bildiriyi imzalama nedeniyle sözleşmelerin yenilenmeme uygulamasının bir tek Mersin Üniversitesi’nde bu kadar yaygın olduğuna dikkat çekti.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyeleri olan iki akademisyenin görevlerine son verilmesine tepki gösteren bir açıklama yayınladı. Barış İçin Akademisyenler de dayanışma açıklaması yaptı.
“Soruşturmalar sonuçlanmadı”
Yrd. Doç. Melahat Kutun (MK) |
Kaç yıldır Mersin Üniversitesi’nde çalışıyorsunuz?
Yrd. Doç. Melahat Kutun (MK): 2002’de yüksek lisans sürecinde asistan olarak başladım. Doktora sürecinde ayrıldım. 2013’te Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yardımcı doçent olarak göreve başladım.
Yrd. Doç. Bediz Yılmaz Bayraktar (BYB): 2006 yılından beri Kamu Yönetimi görevinde çalışıyorum.
Bildiriyi imzalamanızın ardından açılan soruşturma süreci nasıl ilerledi?
MK: Soruşturmalara dair henüz cevap gelmedi.
BYB: Okuldaki soruşturmada savunmalarımızı verdik. Üç ay oldu bir yanıt yok. Cezai soruşturmaya dair ise bize soruşturma açıldığına dair tebligat bile gelmedi.
"Sözleşme yenilememeyi bu ölçüde uygulayan tek üniversite"
Sözleşme yenileme süreci nasıl işliyor?
M.K.: Her üç yılda bir yardımcı doçentlerin görev süreleri uzatılır. Bunun için akademik ölçütler var. İkimiz da bunları fazlasıyla sağladık. Jüri olumlu rapor verdi, fakülte yönetimi olumlu görüş sundu. Sözleşmenin yenilenmesi için gereğinin yapılmasına dair rektöre yazı gönderildi. Ancak rektör, öznel bir değerlendirme yaparak ilişiğimizi kesti.
B.Y.B.: Sözleşme yenilememe gibi bir yöntemi bu ölçekte uygulayan başka bir üniversite yok. Şimdiye dek iki kez sözleşmem yenilendi, bu üçüncü olacaktı. Sözleşme yenileme süreçleri biraz formalite oluyor.
Bundan önceki dönemlerde dosyası yetersiz olan ve görev süresinin uzatılmayı hak etmeyen yardımcı doçentlerin bile işten atılması söz konusu değildi. Okutman, öğretim görevlisi gibi alt kademeye düşürülüyorlardı. Bizim hakkımızdaki jüri ve fakülte kararları olumlu olmasına, sözleşme yenilemeyi hak etmemize rağmen sözleşmemizi yenilemediler.
Soruşturma sonucu ceza almış olsak dahi YÖK’ün kararı gerekiyor, üniversite ancak uzaklaştırma verebiliyor. Bugün darbeci olmakla suçlanan akademisyenler bile ancak görevden uzaklaştırılabiliyor.
"Jüri ve fakülte olumlu karar vermişti"
Yrd. Doç. Bediz Yılmaz Bayraktar |
Mersin Üniversitesi’nde şimdiye dek altı imzacı akademisyenin sözleşmesi yenilenmedi. Gerekçe olarak çeşitli nedenler sunulsa da akademisyenler bunun bildiri nedeniyle olduğunu duyurdu. İlk kez sözleşme yenilememe gerekçesi olarak bildiriyi imzalamanız nedeniyle açılan soruşturmalar gösterildi.
BYB: Rektörlük bizim dosya sürecine müdahale edemedi. Jürinin olumlu raporlarına rağmen fakültemize olumsuz karar çıkarması için baskı yaptılar. Fakülte lehimize karar verdi. Kendilerine alt kademelerde suç ortağı arıyorlar, bulamadıkları için de tek bahane olarak açılan soruşturmaları öne sürdüler.
Sürecin darbe girişimine dair soruşturmalar açılmasıyla ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?
M.K: Mersin Üniversitesi'nin bu süreçle bağlantısı yok. Ocak'ta bildiri yayınlandı. Ocak'tan beri üniversitede görev süresi uzatımı gelen herkes aynı sorunu yaşadı. Kimsenin görevi uzatılmadı.
Ocak ayından beri bildiriye imza veren ve görev süresi uzatma süreci gelen tüm akademisyenler benzer sorunu yaşadı. Kimsenin görev süresi uzatılmadı. Tek tük örnekler var ama bu gerekçeyle imzacı akademisyenlerin hepsinin sözleşmesini yenilemeyen tek üniversite Mersin Üniversitesi.
"Hukuken haklarımızı arayacağız"
Bundan sonra ne yapacaksınız?
M.K: Hukuksal süreci başlatacağız. Bu gerekçeyle ilişiğimizi kestikleri için kamu üniversitesinde, kamu kurumunda kadro bulmamız zor. Türkiye’de yapacağımız bir şey yok. Bu da çok üzücü.
BYB: Hukuken bütün haklarımızı arayacağız. Hukuki açıdan güçsüz değiliz yargı mekanizmasına çok güvenmiyoruz. Durum hukuksuz, illa ki buradan dönülecek ama 2-3 yıllık idari yargı süreci olacak.
Kısa vadede Türkiye’de iş bulmamız hemen hemen imkansız. Kamu üniversitelerinde mümkün değil, özel üniversitelerin bir kısmı kraldan çok kralcı, bir kısmı elinden geleni yapıyor ama o kadar. Türkiye’de bize akademik anlamda ekmek olduğu söylenemez. Yurtdışı imkanları olabiliyor.
Araştırma projeleri yapabilirim diye düşünüyorum. Hayatın başka alanlarında üretmeye devam edeceğiz.
Mültecilerle çalışan biriyim belki bugüne dek hep akademik işler yaptım bundan sonra sosyal projelerde çalışırım, tamamen çaresiz değiliz. Zannettikleri gibi hayatımız sona ermiyor.
Eğitim Sen'den tepki
Eğitim Sen konuyla ilgili açıklamasında Rektör Ahmet Çamsarı'ya tepki gösterdi.
"Söz konusu zorbalığa hukuksallık görüntüsü vermek için de haklarında yürütülen idari ve adli soruşturmalar dayanak gösterilmek istenmiştir. Ancak, hali hazırda her iki üyemiz için de idari soruşturma neticelenmemiş, üyelerimiz adli soruşturmada ise ifade dahi vermemişlerdir. Kaldı ki Danıştay’ın kararı sonrasında imzacı akademisyenler hakkında yürütülen idari soruşturmaların düşürülmesi gerektiği de açıktır.
"Belli ki Rektör Çamsarı açıkça sendikamızın aktif üyelerine, dolayısıyla sendikamıza yönelik yoğun bir husumet taşımaktadır! Bu husumet öyle bir noktaya varmıştır ki hukuku yok sayma kudretini kendisinde bulabilmektedir! Bu tavır sendikal faaliyetlerimize, sendikamıza ve üyelerimize doğrudan savaş açmaktır! Bu davete hukuk çerçevesinde icabet edeceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır!
"Eğitim Sen olarak, sistematik olarak üyelerimizi hukuksuzca işten atan Rektör Çamsarı hakkında uluslararası kamuoyunu harekete geçireceğimiz, konuyu TBMM ve YÖK gündemine taşıyacağımız ve söz konusu zorbalığın hukuk önünde hesabını soracağımız herkes tarafından bilinmelidir! OHAL’in puslu havasından nemalanmak isteyen Rektör Çamsarı unutmamalıdır ki ne kendisi kral, ne de üniversite onun krallığıdır. Bu hakikati er ya da geç kendisi de anlayacaktır."
BAK'dan dayanışma
Barış İçin Akademisyenler twitter hesabından yayınladıkları dayanışma açıklamasında saat 20:02'de sosyal medya eylemine çağrı yaptı.
Mersin Üni., 8 imzacının işine son verdi.Saat tam 20:02'de sosyal medyada bu hukuksuzluğa dur demeye çağırıyoruz! pic.twitter.com/jsnGe21w9r
— BarışAkademisyenleri (@BarisAkademik) 29 Temmuz 2016
(BK)