Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Doğuş Üniversitesi, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacısı Yrd. Doç. Dr. Aslı Vatansever’in sözleşmesini feshetti.
Kararda bildirinin “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Güneydoğu’da teröre karşı sürdürdüğü mücadeleyi, ‘katliam’, ‘kasıtlı ve planlı kıyım’ ve bilinçli sürgün olarak nitelendirdiği” öne sürüldü.
bianet’e konuşan Vatansever, bu durumun özgür düşüncenin geleceği açısından endişe verici olduğunu söyledi.
Vakıf üniversitelerinde güvencesizliğe dair yazdıkları kitapta yaptıkları güvencesizleşme trendinin artma riski uyarısının haklı çıktığını aktardı.
Son gün haber verildi
Barış İçin Akademisyenler’in Türkiye devletine şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı yapan metin 1128 imza ile 11 Ocak’ta açıklanmıştı.
Doğuş Üniversitesi, bildiri imzacısı iki öğretim üyesi hakkında soruşturma açtı. Prof. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu’nu bölüm başkanlığı görevinden tedbiren geçici olarak uzaklaştırdı.
Yrd. Doç. Dr. Aslı Vatansever hakkındaki karar ise 29 Nisan’da kendisine tebliğ edildi.
Üniversite Disiplin Kurulu’nun 21 Nisan’daki toplantısında aldığı disiplin cezası karar Rektör Prof. Dr. Abdullah Dinçkol imzasıyla bildirildi.
Kararda bildiri imzalamanın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-b bendindeki “devlet memurluğundan çıkarma” cezasının unsurlarını oluşturduğu öne sürüldü. Bu kararın sözleşmenin feshi şeklinde uygulanmasına karar verildiği ifade edildi.
Üniversite Disiplin Kurulu’nun 21 Nisan’da aldığı karar uyarınca 29 Nisan mesai bitimi itibariyle sözleşmesinin feshedildiği 29 Nisan öğle arasında Aslı Vatansever’e bildirildi.
“Özgür düşüncenin geleceği açısından endişe verici”
Vatansever, bildiriye imza atma nedeniyle işten çıkarılma sürecini “Türkiye’deki genel bir yozlaşmanın ifadesi” olarak yorumladı.
“Üniversitelerde gördüğümüz şey genel yozlaşmanın yansıması. Üniversitelerin bu noktada Türkiye’deki anti-entellektüalizmle, iktisadi ve siyasi güvencesizliğin çakıştığı, hatta bu faktörleri pekiştiren yerler olarak rol alması çok düşündürücü. Bu ülkede özdüşünüm refleksini yerine getirmesi gereken bilim kurumlarının bu hale gelmiş olması ve bu derece iktidara endekslenmiş olmaları bu ülkede özgür düşüncenin geleceği açısından endişe verici.”
“Vakıf üniversitelerinde süreç daha çirkin yaşandı”
TIKLAYIN: VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDEKİ GÜVENCESİZLİĞİN KİTABINI YAZDILAR
Vatansever, akademisyen Meral Gezici Yalçın ile hazırladıkları "Ne Ders Olsa Veririz: Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü" adlı kitabında vakıf üniversitelerinde akademisyenlerin yaşadıkları sorunlara değinmişlerdi.
Bildirinin ardından gerçekleşen en az 20 akademisyenin işten çıkarıldı; bunların 18'i vakıf üniversitelerindendi.
Vatansever, vakıf üniversitelerindeki sürecin daha hızlı ve çirkin yaşandığını söyledi.
“İhbar süresini dikkate almadan bir gün içerisinde işten çıkarılmaktan, tazminat vermemeye, defalarca soruşturma açmaktan okul içerisinde bezdirmeye dek vakıf üniversiteleri bu süreçte her türlü çirkinliği yaptı. Ben de benzer şeylere maruz kaldım
“Bu durum daha önce Meral Gezici Yalçın ile kitapta sözde vakıf üniversiteleri diye nitelediğimiz kurumların hem hukuki hem iktisadi olarak ne kadar çarpık ve güvencesiz yapılar olduğunu, tam da bu tip siyasi süreçlerde bu muğlak konumlarından dolayı tetikçi gibi davranabildiğini görüyoruz.
“Hiçbir anlamda üniversiteye yakışmayacak yapılar olduklarını ortaya koydular. Meral’le birlikte kitapta anlatmış olduğumuz iktisadi güvencesizliği siyasi güvencesizlikle pekiştirerek tam anlamıyla sözde üniversite olduklarını ortaya koydular.
“Kitabı yazarken bu kadar haklı çıkmayı istemiyorduk”
“Kitabı yazarken bu kadar haklı çıkmayı istemiyorduk. Henüz düzeltilebilecek bir durum olduğuna inanmak istiyorduk. Şu an itibariyle gelinen durum, kitabın son sözünde belirttiğimiz güvencesizleşme ve yozlaşma trendinin artma riskine dair uyarımızı maalesef haklı çıkardı.
“Mevcut yapılarla devam edemeyeceğimiz, bunları silip baştan yapmamız ve dönüştürmemiz gerektiği ortaya konmuş oldu. Bu hareketlerden sonra bu bahsettiğimiz tarzda konum alan vakıf üniversitelerinin kendilerine üniversite deme hakkının olmaması gerektiğini düşünüyorum.”
Aslı Vatansever hakkında
1980 yılında İstanbul'da doğdu. 1999 yılında İstanbul Alman Lisesi'ni, 2003 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nü bitirdikten sonra, 2010 yılında Hamburg Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde doktorasını tamamladı. Doktora tez konusu Osmanlı'da İslâmcılığın kökenleri.
Vatansever 2010 yılından itibaren Doğuş Üniversitesi'nde çalışmaktaydı. (BK)
* Aslı Vatansever ve Meral Gezici Yalçın ile hazırladıkları "Ne Ders Olsa Veririz: Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü" adlı kitabı hakkında bianet'e yayınlanan söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz.